Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Choose
Choose Çeviri Türkçe
23 parallel translation
* Choose your favourite shoes *
Seç favori ayakkabılarını
* Choose your favourite shoes And keep your blues * * on cruise control *
Seç favori ayakkabılarını, Al hüzünlerini otomatiğe
So many roads to choose
# Seçecek pek çok yol var #
... so many roads to choose
# Seçecek pek çok yol var #
# And l'm wondering which one of them I should choose
# And I'm wondering which one of them I should choose
♪ And I can have anything if I choose it ♪
- Hayatımı yaşıyorum # Ve istediğim her şeye sahip olabilirim
Koo--koo--choix a été diddled.
Koo-koo-choose oldu diddled.
You could choose to let it go
* Umursamamayı seçebilirsin *
Je vivrai la vie que j'ai choisie.
I will live the life I choose.
♪ Darling, you seem to think ♪ ♪ That l'm the only one who has to choose ♪
* Hayatım, tek seçmesi gereken benmişim gibi geliyor sana sanki *
♪ well, baby, I give up, it s you I choose ♪
Peki bebeğim, pes ediyorum seçtiğim kişi sensin
♪ well, baby, I give up, it s you I choose ♪
Peki, bebeğim, pes ediyorum, seçtiğim sen misin?
♪ And though the sun is rising ♪ ♪ Few may choose to leave
* Bazıları gitmeye karar verebilir, güneş yükseldiğinde *
I may be missing when you choose to come around well, l'm not lost, and I din t want to be found
* Bulamayabilirsin beni dönmeye karar verdiğinde * * Kaybolmadım, bulunmak istemiyorum sadece *
I will live the life I choose. 3x04 - Fae-de to Black
Seçtiğim Hayatı Yaşayacağım.. Bo-Cümbüş..
I will live the life I choose.
Kendi seçtiğim hayatı yaşayacağım.
And don t know which path to choose
# Hangi yolu seçeceğini bilemediğinde #
" There's nothing much to choose
# Yanlışla doğruyu seçmek kadar
♪ I can see whomever I choose
♪ Seçtiğim kişiyle görüşebiliyorum. 18 00 : 01 : 10,179 - - 00 : 01 : 13,818 ♪ Ah-ah-ah-ah-ah
Bande de nigauds, vous m'avez amené ici pour me passer de la pommade parce que vous vouliez quelque choose de moi.
Siz kuş beyinliler, benden bir şeyler istediğiniz için beni ta buralara getirip yağ çekiyorsunuz öyle mi?
Il choisit juste ses moments.
He just gets to choose the time.
♪ So we ve been told ♪ ♪ And some choose ♪
# Bir şeylere inanmamız... # #... bazı seçimler yapmamız için... #
Et j'ai été distraite par Dan... Ce qui prouve une fois de plus mon incapacité à faire le bon choix, même si le bon choix se tient devant moi à me regarder dans les yeux.
Dikkatim Dan yüzünden dağılmıştı once again proving my complete inability to choose the right thing,... üstelik o doğru karşımda durup bana bakıyorken bile.