English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Cliché

Cliché Çeviri Türkçe

1,035 parallel translation
C'est un cliché aussi usé que "l'amour bilatéral".
Bu, "Aşk iki yönlü bir cadde gibidir" benzetmesinden de kötü.
Désolé d'utiliser ce vieux cliché mais on ne s'est pas déjà vus?
Pardon, Bu demode replikten nefret ederim ama, daha önce tanışmış mıydık?
Apporte-moi ce cliché!
Hey, sen, dur! Bekle!
Qu'est-ce que vous voulez d'autre pour ce cliché?
Baksana! O fotoğraf klişesi için başka ne istiyorsunuz?
Moi, ce que je voulais, c'est une scène stéréotypée, le cliché de la scène de sadisme, élégante...
İstediğim şey sıradan bir sahne...
Mon troisième cliché dessus!
Bu sonuncusu, az dayanın.
Fais-moi du cliché plongeant.
Şöyle aşağılardan güzel şeyler çek.
Cliché... cliché.
Basmakalıp sözler.
C'est dépassé comme cliché.
Çok anlam ifade eder.
C'est un cliché d'une grande banalité, mais la lune est magnifique.
Romantizmin en berbat klişesi belki ama, ay çok güzel, öyle değil mi?
Même si ça fait sale, désordre, ringard et cliché.
Pis, zahmetli, gereksiz ve klişe olsalar bile.
M. Lyons, il me faut un cliché de face pour commencer.
Tamam Bay Lyons, önce önden çekelim.
Vous connaissez le cliché "le mariage, c'est la sécurité"?
Eee... Şu emniyet sağladığı lafını bilirsin di mi?
Harry, pas de cliché.
Harry, klişe söz kullanma.
C'est un cliché, mais c'est vrai.
Kulağa bayat gelebilir ama gerçek.
Ça fait trop cliché.
Çok sıradan.
Aucun cachet, cliché.
Kaşe, klişe değil.
Bon cliché?
İyi miydi?
Bravo pour le cliché! Je suis choqué que tu t'en serves.
Bu öyle beylik bir laf ki senin de kullandığına çok şaşırdım.
Non, c'est un cliché.
Hayır. Bir klişe.
- Fergus, t'es un cliché ambulant.
- Tanrım Fergus Çok saçmalıyorsun.
Je suis devenu un cliché.
Bir klişe haline geldim.
Mettons le cliché à l'épreuve.
O zaman bu klişeyi test edelim.
Un cliché a toujours une part de vérité.
Her klişenin içi gerçekle doludur yoksa klişe olmaz.
Ce qui est un cliché en soi.
Aslında bu da bir klişe.
Le technicien développe tout de suite le cliché, en parle à Silvia, dit qu'il y a une masse autour du poumon et me dit d'aller faire un scanner le lendemain.
Teknisyen röntgeni çıkarıyor. Silvia'ya akciğerimin etrafında bir tümör olduğunu söylüyor. Ve derhal CAT taraması istiyor.
Elle n'a rien d'un cliché.
Bu kadın bir klişe değil.
Quel cliché!
Ne klişe!
Comment un cliché devient-il cliché?
Bir klişe nasıl klişe oluyor sanıyorsun?
- Le méga cliché!
Klişenin dik alası!
- Comment un cliché devient-il cliché?
Klişeler nasıl klişe oluyor ki?
Quel cliché.
Ne kadar klişe.
Je ne veux pas vous mettre sous pression, mais si vous loupez ce cliché,
- Evet. Çok büyük iş, tamam mı? Sana baskı yapmak istemiyorum... ama şu kadarını söyleyeyim, bu kareyi çekemezsen...
Au risque de tomber dans le cliché, je dirai que je me suis redécouvert.
Komik gelebilir ama yıllar sonra yeniden kendimi buldum.
Ca fait tellement cliché.
Çok klişe.
CHASSE AU GANG André de Toth, 1954 Dans Chasse au Gang, il tord le cou à ce vieux cliché qu'en Amérique, "on a toujours un second essai".
Andre De Toth, en kalıcı izler bırakan göçmen kaçakçılardan biriydi.
Vous avez analysé l'autre cliché!
Yanlış resmi analiz etmişsin. Yanlış, bunu yapacaktın!
Si c'est le mauvais cliché, pourquoi a-t-il été falsifié?
Eğer bu yanlış resimse neden sahte?
Perdre ma virginité au bal de promo est le pire cliché de tous les clichés.
Balo gecesi bekaretimi kaybetmem en büyük klişe olmaz mı?
Je sais, ça fait cliché mais... J'ai l'impression de vous avoir déjà vu.
Bunu seni tavlamak için söylediğimi düşünebilirsin ama seni gerçekten bir yerde gördüğümü hissediyorum.
Cliché de l'abdomen, cervicales.
Omurga ve karın için.
- Harper, le premier cliché?
- Harper, hangi röntgeni istiyoruz?
Faites un cliché de l'abdomen.
Kafasıyla beraber karnının da tomografisini al.
Fais un cliché pour vérifier le placement. - Parfait.
Haleh, boyun yan grafi çek.
- Un cliché du thorax.
Ve acil göğüs filmi.
C'est un cliche qu'on utilise en pareil cas.
Bu tür durumlarda, bazen böyle klişeler kullanılabilir.
Prenez-moi un cliche d'ici, et de cette section-la. Et je veux aussi une vue generale.
Şundan bir tane, diğerinin tamamını istiyorum.
C'était un bon cliché. Lieutenant?
- Teğmen?
- Un autre cliché.
- Bir klişe daha.
Ça fait un peu cliché.
Bu basit bir klişe değil mi?
Cliché avec le portable.
Biraz daha aşağı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]