Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Coach
Coach Çeviri Türkçe
4,830 parallel translation
Coach m'a fait une proposition.
Koç bana yol gösterdi.
Coach a eu une bonne année.
Koç iyi bir yıl geçirdi.
Coach gère.
Koç coşturuyor.
Voilà Coach,
İşte burada Koç!
Je me remets toujours pas de la critique de Coach Sue.
Hala Koç Sue'nun eleştirisini atlatmaya çalışıyorum.
Tu sais de quoi je parle, Coach.
- Anladın sen onu Koç.
Qui est une femme maintenant, Coach?
Şimdi kimmiş kadın Koç?
Où sont mes testicules maintenant, Coach?
Testislerim nerede şimdi Koç?
Et tu sais quoi, Coach?
Ne var biliyor musun Koç?
De quoi parles...? Tu sais quoi, Coach? Ne plaisante pas avec moi.
Bak Coach, benim suyuma gitmeye çalışma.
On a parlé d'un boulot de coach... dans le Colorado.
Antrenörlük yapmamdan konuşuyorduk. Colorado'da.
- Ouah, coach!
Hey hey, koç! - İyi misin?
- Coach, ça va? - On a trop bu.
- Çok fazla içti sanırım.
Ou bien "John" ou "Coach"...
John veya Koç da olur.
Je suis votre coach, et je veux que vous soyez... des champions dans le sport
Bir koç olarak, sporda şampiyon hayatta kazanan olmanızı istiyorum.
Le coach du Pont a une vision.
Koç du Pont vizyon sahibidir.
En plus de financer ce programme, Coach du Pont serait disposé à faire une donation à USA Wrestling de 500 000 dollars par an.
Bu programın finansına ek olarak Koç du Pont USA Güreş'e her yıl 500 bin dolar bağış yapmaya hazır.
Un coach est... un père.
Koç, babadır.
Un coach est un mentor.
Koç, akıl hocasıdır.
Un coach a... un grand pouvoir, une grande signification dans la vie d'un athlète.
Koç, atletin hayatını etkileyen muazzam bir güce sahiptir.
J'ai appelé le Coach Beacham à BYU.
BYU'daki Koç Beacham'ı aradım.
Parlons de sa philosophie de coach.
Bir koç olarak biraz onun felsefesinden konuşalım.
L'entraîneur est là pour aider les athlètes à réussir de toutes les façons possibles pour un athlète, et ainsi, ce coach peut créer un champion.
Koç, atletlerin başarılı olmasına yardım etmek için muvaffak olmaları gereken her konuda orada olandır. Koç bunu yaparak bir şampiyon yaratabilecektir.
M. Riggs Warbling. Mon coach spirituel.
Bay Riggs Warbling, manevi koçum.
T'auras un coach, ne t'inquiète pas
Bir öğretmen tutarız, korkmana gerek yok.
Le coach est en retard!
Koç gecikti!
C'est mon coach.
O benim eğitmenim.
Parfait, coach.
Aferin sana, koç.
Je suis votre coach personnel, Pr Dylan Getterick...
Ben kişisel yaşam koçu Profesör Dylan Kanarakis...
Jakob Leitner, mon coach personnel, m'a obtenu une audition.
Jacob Lightner ilgileniyor benim için. Kişisel menajer.
- Le coach Penn a déjà un Super Bowl, lui.
- Koç Penn'in bir Superbowl yüzüğü var.
C'est honteux! C'est presque une bonne chose que le coach Weaver ne soit plus là pour voir son fils tailler son équipe en pièces!
Koç Weaver'ın, oğlunun takımı batırışını görmediği için neredeyse mutlu olacağız.
Le coach Weaver, Dieu ait son âme, Tony, c'était le football à...
Koç Weaver, toprağın bol olsun. Tone, futbolda...
Comme vous pouvez le déduire d'après la réaction de coach Penn, je nous ai tous mis la tête sur le billot. Pour un joueur qu'on sait tous être pas mal du tout.
Koç Penn'in tepkisinden de çıkarabileceğiniz gibi hepimizin iyi olduğu konusunda uzlaştığımızı düşündüğüm çocuk için kendimizi riske attım.
- Tu sais que par ici, on appelle mon vieux "coach Weaver"?
Buralarda benim "yaşlı adamıma" Koç Weaver denir.
- Allez, Brian, écoute le coach.
- Hadi ama, Brian. Koçu dinleme.
- Salut, coach. Sonny Weaver.
Ben Sonny Weaver.
- Alors, on démissionne, coach?
- Hala istifa etmek istiyor musun, koç?
- Ray? Coach Penn, des Browns de Cleveland.
Cleveland Browns'dan Koç Penn.
- Salut, coach.
- Selam, koç.
- Un beau sourire pour les caméras, coach.
- Kameralara gülümse, koç.
Le coach Lad fait du bon boulot.
Koç Lad müthiş bir iş başarmış.
Hé, Lad, le coach, c'est ton père.
Sakin ol küçük Lad. Baban koç, sen değilsin.
Excellent match, coach!
Harika bir maçtı koç.
- Merci, coach.
- Sağ ol koç. Harika işti.
- Bonjour, coach.
- Günaydın koç.
- Merci, Coach.
Teşekkürler Koç.
Et moi, Coach?
- Ya ben, Koç?
... a besoin de direction, et c'est ça qu'un coach peut offrir.
Hangi spor olursa olsun her atletin bünyeye ve istikamete ihtiyacı vardır ve bunu bir koç sunabilir.
Tu sais que Bo adore le coach Penn!
Bo, Koç Penn'i seviyor.
- Coach...
- Koç.