Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Codé
Codé Çeviri Türkçe
13,159 parallel translation
Donc, d'après le rapport, le tueur de David a laissé un message codé dans un ouvrage de référence.
Yani, bu rapora göre David'in katili kitaba şifreli bir mesaj bırakmış.
Un message codé.
Kodlu mesaj.
Et si c'est l'appareil que l'on recherche, il contiendra l'original du ransomware codé.
Ve el koyduğumuz, aradığımız cihazsa üstünde orijinal fidye virüsü kodu olacak.
Désolée, M. Thrunk, j'ai entré le mauvais code pour la photocopie, et l'affaire Helms a été facturée à M. Powell.
Çok özür dilerim Bay Thrunk, fotokopi makinesine yanlış kod girmişim Helms davasının faturası Bay Powell'a kesildi.
Tout le monde a son propre code pour la copieuse?
Fotokopi makinesi için herkesin kendi kodu mu var?
Votre code est l'un de ceux utilisé jeudi soir.
Fotokopi kodunuz perşembe gecesi kullanılmış.
Tout ce que je dis c'est, si tu sors avec le meilleur ami de Josh, Tu actives le code des mecs et tu rends les choses confuses pour Josh.
Söylediğim şu ki Josh'ın en iyi arkadaşıyla çıkarsan kanka kuralını devreye sokarsın ve Josh için olan uzun vadeli oyununu bulandırırsın.
Code bleu, unité de soins intensifs.
- Yoğun bakımda mavi kod.
C'est un code secret.
Gizli bir şifre bu.
Je vais continuer à travailler sur les fleurs pour le code.
Çiçeklerin şifresini çözmeye çalışmaya devam edeceğim.
J'ai trouvé qui était la cible. Donc, en se basant sur le clé d'Olivia, Je le reverse engineering le chiffre de fleurs et c'est du code binaire modifié.
Olivia'nın şifresine dayanarak çiçek şifresine ters mühendislik uyguladım ve düzenleniş bir ikili kod buldum.
- J'essaie de deviner le code PIN que Tout-le-monde a mis sur mon téléphone.
- Everyone'ın telefonumu kilitlediği PİN numarasını tahmin etmeye çalışıyorum.
Ce serait un code?
Sence bir çeşit şifre mi?
A chaque fois que j'essaie et craque le code, il change.
Kodu, her deneyip kırdığımda değişiyor.
Nous allons nous infiltrer dans chacun de ces groupes du campus et trouver l'appareil qui a téléchargé le code, point.
Bu yerleşke gruplarının her birine sızıp kodu yükleyen cihazı bulacağız bu kadar.
Ryder voulait engager quelqu'un pour lui écrire un code.
Ryder onun için kod yazacak birilerini tutmak istiyormuş.
On a écrit le code, Cooley l'a chargé dans le quantum.
Kodu bitirdik, Cooley de kuantuma yükledi.
Si je peux charger mon anti - code directement dans le quantum, il pourra tourner aussi vite que le programme lui même et le démêler.
- Kuantum. Eğer karşı kodumu doğrudan kuantumun içine yükleyebilirsem fidye virüsü kadar hızlı çalıştırabilir ve etkisiz hale getirebiliriz.
Notre seul espoir est de ralentir le quantum pour que j'installe mon anti-code qui arrêtera le virus.
Tek umudumuz, fidye virüsünü kapatacak karşı kodu yükleyebilmem için kuantumu yavaşlatmak.
On n'a plus qu'a brancher le disque, et charger le code.
Şimdi tek yapmamız gereken belleği takmak ve kodu yüklemek.
Code 2, deuxième étage.
Tamam. İkinci katta kod 2.
Même le code de sécurité est sexy.
Güvenlik şifresi bile seksi.
On a trouvé le code source du programme utilisé pour pirater CRAFT juste là, dans ses fichiers.
Dosyalarında GGTAM'i hacklemek için kullandığı programın kaynak kodunu bulduk.
Un hacker sophistiqué qui nous laisse son code pour qu'on le trouve?
Gayet iyi bir hacker bulmamız için kodunu ortalık yerde bırakıyor mu yani?
Le code était sur mon ordinateur, mais je jure que je ne l'ai pas fait.
Kod benim bilgisayarımdaydı ama yemin ederim ben yapmadım.
On a le code source du programme de piratage que vous avez essayé d'effacer de votre ordinateur.
Masaüstünden silmeye çalıştığın hack programının kaynak kodu bizde.
J'ai passé le code pour pirater votre bras à mes nouveaux amis d'Everywhere.
Kolunu hacklediğim kodu Everywhere'deki yeni arkadaşlarıma attım.
- Assure-toi que le code est bien téléchargé pour la cuisine intelligente.
- Akıllı mutfak teknolojisi... kodlarını indirmeyi unutma.
Mon code devait garder les virus comme celui-là hors du réseau.
Kodum, böylesi virüsleri dışarıda tutacak şekilde tasarlanmıştır.
A la seconde où j'ai reconstruit le code le ver l'a corrompu
Kod köprüsünü tekrar derlediğim anda... -... peşimden solucan bozuyor.
Et ça c'est le virus qui était dans l'ordinateur de Walter est tellement destructif, sans le code source originel, Il a bien du mal à s'en débarrasser.
Ve Walter'ın bilgisayarına yerleştirilen solucan çok yıkıcı, orijinal kod olmadan üstesinden gelmeye uğraşarak harika vakit geçiriyor.
Code noir : Un afflux de patients si important qu'on manque de moyens pour les traiter.
Fedakârlığını takdir ediyorum ancak sorumluluk anlayışıma gereğince normal programa göre çalışman gerekiyor.
Je vais utiliser le code d'urgence pour nous sortir de là.
Buradan çıkabilmemiz için acil durum kodunu gireyim.
Je suis aussi chrétienne, mais entre ces 4 murs, ma bible c'est le code de conduite des employés.
Ben de Hristiyanım ama bu dört duvar arasında benim incilim personel tüzüğüdür.
J'appelle pour signaler un code vert en cours. Je répète, code vert.
Sürmekte olan yeşil kodu bildirmek için arıyorum.
C'est quoi, un code vert?
Tekrarlıyorum, yeşil kod. - Yeşil kod nedir?
Je peux regarder le code VIN.
Şasi numarasını görebilirim belki.
Je ne trouvais pas le code de ta grille.
Kapıyı nasıl açacağımı anlamadım.
Un code militaire.
Askeri kod.
Un code militaire?
- Askeri kod, ha?
Le code source qui façonne la réalité.
Gerçeği şekillendiren kaynak kodu.
Mon numéro de Sécu, le nom de jeune fille de ma mère, mon code de carte bleue.
Sosyal güvenlik numaram, annemin kızlı soyadı, benim ATM şifem.
Les gens pensent que les comptables sont des coincés du calcul, mais je suis un fan de jazz. J'aime penser au code fiscal comme mon instrument.
İnsanlar, muhasebecilerin sayı manyağı inekler olduğunu sanıyorlar ama jazzı severim, vergi kanununu enstrümanım gibi düşünürüm.
Code NIP incorrect Voulez-vous réessayer? Bon sang.
Tanrım, beynim lapa gibi.
CODE "EXÉCUTER" ACTIVÉ
"Central Intelligence" Çevirmen :
Tu as le code de transaction?
Banka işlem kodları hala elinde değil mi?
C'est pas un vrai code, mais...
Şey, aslında onlar banka işlem numarası ya da kodu değildi...
Tu es malin, compétent, sociable, et tu as déjà un super nom de code : "le Jet Doré".
Yani sen akıllısın, bir sürü yeteneğin var, girişken bir adamsın ve zaten bomba gibi bir kod adın var "Altın Jet!" daha ne olsun?
- Ce n'est pas entièrement mon code.
Kodlamanın çoğunu ben yapmadım.
Ce serait une violation du code des portiers.
Bu kapıcılık yasasını ihlal etmek olur.
Tu as lu ma note de service sur le code vestimentaire? Presque.
İşe uygun giyinme ile ilgili mailimi okudun mu?