Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Commander
Commander Çeviri Türkçe
3,285 parallel translation
Je vais commander une analyse toxique sur son corps.
Price'ın cesedine toksin testi yaptıracağım.
Je vais nous commander une pizza et après tu iras te coucher.
Pizza söyleyeceğim. Beklerken de seni banyoya sokalım. Sonra da uykuya geçeriz, olur mu?
Tu sais à quel point j'ai travaillé dur pour commander cette nourriture?
Bu yemekleri sipariş edeceğim diye canım çıktı.
Tu peux commander ton repas directement depuis le bloc.
Siparişini ameliyathaneden verebiliyormuşsun.
Je dois pré-commander le canard... euh, lentement rôti, ça prend six heures, ça tombe de l'os.
Ördeğimizi önceden sipariş etmeliyim. Yavaşça kızaracak. Kemikten ayrılması altı saat sürer.
Je veux vraiment être capable de commander les enfants autours.
Çocukları arabayla almayı çok istiyorum.
Je sens qu'on devrait manger des nachos et commander un pichet de margaritas.
Sanki Nacho yiyip sürahiyle margarita sipariş etmeliymişiz gibi.
Vous desirez commander?
Şimdi yiyecek bir şey ister misiniz?
On peut pas commander?
Oda servisini arasak olmaz mı?
Je viens de commander Thai! Tu m'aimes toujours autant? [on frappe à la porte]
Demin Tayland yemeği sipariş ettim, şimdi beni ne kadar seviyorsun?
Je vais rentrer, je vais enlever mes chaussures, je vais me commander à manger et j'irai au lit.
Eve gidip, ayakkabılarımı çıkarıp yemek siparişi verdikten sonra yatacağım.
On a le droit de commander une pizza ici?
Buraya pizza söylemek serbest mi?
Je vais commander un dopey cabernet et renvoyer un Pinot pour être plus embarrassant.
Bir kaparne sipariş edip yeterince utangaç olmadıkları için bir Pinot yollardım.
Ok, nous allons commander et prétendre que c'est le room-service.
Pekala. Bizde oda servisinden istermiş gibi yaparız.
Au lieu de commander des tacos, t'as commandé "viande, salade, fromage" "dans une sorte de pâte croustillante".
Hatta, taco ısmarlamak yerine, et, yeşillik ve peynir ve bir de zarfa benzeyen çıtır şeylerden istemiştin.
Selon Jackie, on peut manger sans crainte, on peut commander et en profiter?
Aslın önemli olan,... Jackie burada yememizde sorun olmadığını söyledi. O yüzden, siparişimizi verip keyfimize bakabilir miyiz?
Et peut-être que t'as pas à me commander.
Belki sen benim patronum değilsindir.
Laisse le commander.
Bırak siparişini versin.
{ \ pos ( 192,200 ) } Vous devriez commander.
Bir şeyler sipariş etsen iyi olur.
Ou commander chinois.
Ama Çin yemeği de söyleyebiliriz istersen.
Alors je m'assurerai de commander un déca'.
Kafeinsiz kahve alacağımdan eminim.
Donc assures toi de commander ce menu ici. Une bonne et minutieuse lecture.
Bu menüyü iyice bir gözden geçir.
Je voudrais commander.
Yani saygı duyarım falan ama kusarım. Sipariş verebilirim.
J'ai oublié d'en commander.
Sipariş etmeyi unuttum.
Je dois te prévenir, je vais commander tout ce qui est cher sur ce menu est emporter une grosse partie à la maison. Va-y.
Seni uyarmalıyım, menüde pahalı olan her şeyi ısmarlayıp,... kalanları eve götüreceğim.
Vous allez commander maintenant? J'essaie d'avoir une conversation avec vous.
Seninle iki kelime etmeye çalışıyorum şurada.
Je peux peut-être commander une boisson?
En azından içecek siparişi verseniz?
Bien qu'ils viennent justement de commander des cocktails alors...
- Tabii. Fakat onların masası daha yeni kokteyl siparişi verdi...
Bordel, j'irai commander quand je serais prête à commander!
İyi ve sipariş vermeye hazır olunca vereceğim soktuğumun siparişini.
Ou... je peux commander une pizza.
Ya da pizza siparişi verebilirim.
Voici l'ordinateur que vous avez commander, monsieur.
İstediğiniz bilgisayarı getirdik, efendim.
J'ai faim, on peut commander?
- Güzel duruyor. - Ben açım. Hadi sipariş verelim.
Non, nous sommes prêts à commander.
Aa, hayır, sipariş vermeye hazırız.
Si tu préfères, nous pouvons commander rien que le dessert.
İstersen sadece tatlı siparişi veririz.
Ou commander quelque chose.
Ya da bir şeyler ısmarlarım.
Arrête de me commander, Jim!
Emir vermeyi kes, Jim!
Considérant nos ridicules et limitées ressources, as-tu une très très bonne raison pour commander un roll-out aussi cher que celui-ci?
Son derece sınırlı kaynaklarımıza rağmen, böyle pahalı bir talepte bulunmanın çok iyi bir nedeni var mı?
Veules imbéciles qui vous laissez commander par une femme!
Ahmak yağcılar!
On dirait qu'il vient de commander une bière.
- Bira sipariş etmiş biri var.
Maintenant tous mes clients peuvent commander en ligne.
Şimdi tüm müşterilerim internetten sipariş verebilir.
Tu va commander quelque chose?
- Sipariş verecek misin?
En plus de la gravité, ils ont découvert que les femmes ne sont pas uniquement adaptées pour commander le stock, faire des cafés, et répondre au téléphone.
Yer çekiminin yanı sıra, kadınların herhangi bir siparişte bulunmaya, kahve yapmaya ve telefonlara cevap vermeye göre uyarlanmadıkları keşfedildi.
Tu peut commander quoi que ce soit que tu veux dans ce camion.
Oradan istediğin her şeyi ısmarlayabilirsin.
Je sais où commander.
- İyi bir yer biliyorum. - Güzel.
S'occuper du pire de ce que le monde peut offrir sans commander.
En kötüsüyle uğraşacaksan bari tam yetki sahibi olmalısın.
Conclure cette affaire efficacement démontrera à la fois votre capacité à commander et votre aptitude pour la place.
Bu vakayı etkili bir şekilde sonuçlandırmak hem yönetmek konusundaki kabiliyetini hem de bu işe uygun olup olmadığını gösterecek.
Nous pouvons commander des pizzas.
Pizza ısmarlarız.
J'ai dû les commander en Chine.
Onun için Çin'i arayıp sipariş verdim.
Commander une pizza, peut-être boire une bière.
Pizza siparişi verip bir kaç bira içeceğim.
Bien joue - - commander, mais sans pousser trop fort.
Çok güzel, emrediyorsun ama fazla zorlamıyorsun.
On va commander.
- Sipariş veririz.