English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Commençé

Commençé Çeviri Türkçe

51,771 parallel translation
Il commence à faire nuit.
Karanlik çöküyor.
Que la fête commence Une nuit inoubliable
Parti zamani Unutulmayacak bir gece.
La fête n'a commencé qu'il y a deux heures.
Parti baslayali birkaç saat old...
Il était bon envers lui, car aucun homme n'avait commencé aussi démuni.
Ona iyi davrandı çünkü hiçbir insan böyle az şeye sahip olmamıştı.
Je commence, je ne peux plus m'arrêter et je n'arrive plus à...
Konuşmaya başlıyorum ve sonra... -... duramıyorum ve sonra...
Ça commence comme ça et sans que tu t'en rendes compte, t'as une tripotée de bébés Wendy chez toi.
Öyle başlar ve sonra bir bakmışsın küçük Wendy evinin her tarafında koşuşturuyordur.
Commence d'abord par le mariage.
Şu düğünü bir deneyelim de sonra düşünürüz.
Que la fête commence!
Parti başlasın!
C'est dur de croire qu'une relation qui a commencé dans une soirée karaoké des années 80 puisse donner autre chose qu'un coup d'un soir... mais c'est bien le cas, et nous y voilà tous, et c'est parfait.
80'ler Karaoke Gecesi'nde başlayan bir ilişkinin tek geceden öteye gidebileceğine inanmak zor ama gitti ve sonuçta hepimiz burada toplandık, her şey harika.
J'espère que tu n'as pas perdu la tête et commencé à manger des glucides.
Umarım çıldırıp karbonhidrata falan abanmamışsındır.
Si vous êtes comme moi, votre dernier jour commence comme ça.
Eğer benim gibiyseniz, son gününüz böyle başlar.
Le jour commence et s'achève de la même façon, Peu importe ce que je fais ou je dis.
Ne yaparsam veya ne söylersem söyleyeyim gün aynı şekilde başlıyor ve bitiyor.
Mais je commence à la comprendre.
Onu yavaş yavaş tanıyorum ama.
On a commencé à voir Roxy tout le temps.
Roxy'le sürekli görüşmeye başladık.
Je commence à comprendre.
Gittikçe anlamaya başladım.
Ils ont commencé à se lécher le visage, et plus rien ne les arrêtait.
Birbirlerinin yüzlerini yalamaya başladılar mı, onları kimse durduramazdı.
Ils ont commencé à se saoûler, et Lucy en a écopé.
- Cart curt ettiler. - Sonra Lucy'nin başına patladı. - Anlayamadım George?
Vortigen a commencé cette guerre.
Savaşı başlatan Vortigern'dı.
On commence à chauffer.
Olay kızışmaya başladı.
... ou je descends de ce trône et on peut continuer ce qu'on avait commencé.
... ya da ben bu tahtan kalkarım ve daha önce tanıdığın adam olarak benimle baş edersin...
Sa partie commence.
Maçı başlamak üzere.
Ne commence pas.
Şimdi başlamayalım.
Il a commencé à tirer.
Herkese ateş etmeye başladı.
Quand, finalement, ils arrivent à la maison, l'écrivain commence déjà à regretter son offre.
Eve vardıklarında, yazar bu teklifinden pişman olmaya başlıyor bile...
C'est elle qui a commencé.
O başlattı.
Rapidement, j'ai commencé une expérimentation génétique.
Kısa süre sonra kendi genetik deneylerimi yapmaya başladım.
Tiens bon! Je commence à monter.
Tırmanışa geçiyorum.
Cette histoire commence dans un endroit secret caché profondément dans la forêt.
Bu hikaye, ormanın derinliklerinde saklı bir yerde başlıyor.
Commence plutôt par "Je ne sais pas."
"Bilmediğim" şeyden başla.
Et deuxio, ça commence à aller trop loin, tu ne trouves pas?
İkincisi, bu biraz kontrolden çıktı, sence de öyle değil mi?
On commence par quoi?
Nasıl başlayacağız?
Je termine ce que j'ai commencé.
Ben başladığım işi bitiririm.
Allez, on commence.
Başlayalım hadi.
Et on commence Par retrouver sans surprise
İşte fırıncı geliyor tepsiyle
Ma vie a à peine commencé
Başlamışken yaşamıma
Ce qui est dingue, c'est que je commence à aimer ses émissions.
Biliyor musun, çılgınca gelecek ama, programlarını beğenmeye başladım.
Commence à marcher.
Sadece yürümeye başla.
Mais je commence à m'y habituer.
Ama bir nevi alışıyorum gibi.
Je commence à peine à apprendre... comment lâcher prise.
Ve ben de nasıl bırakacağımı daha yeni öğreniyorum.
Ça commence à 15000 $.
Bugün oyuna giriş 15.000.
Ils ont commencé à euthanasier les enfants.
Çocukları uyutmaya başladılar.
Le conseil d'école commence une enquête, disant que des changements sont nécessaires.
Okul kurulu bir şeylerin değişmesi gerektiğini ifade ederek bir soruşturma başlatıyor.
Elle commence et se termine avec toi.
~ Savunman gerçekten ölümcül. ~
Que le spectacle commence.
- Yap ve keyfini çıkar.
Je n'ai pas commencé cette guerre.
Bu savaşı ben başlatmadım.
Je sais toujours quand le jeu commence.
Oyun başladığında hep haberim olur.
- Ne commence pas! -...
- Sakın başlama!
Une vraie héroïne quand j'ai commencé.
Kariyerimin başında çok büyük bir kahramanımdı.
Et le jeu a commencé.
Oyun başladı.
- Vous devriez avoir déjà commencé. - je dois aller aux toilettes.
Tuvalete gitmem lazım.
Alpha 5, commence l'exercice.
- Alfa 5, eğitimi başlat.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]