Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Conference
Conference Çeviri Türkçe
4,868 parallel translation
Vous savez qu'il était en ville aujourd'hui, avec la Conference Europeenne d'Energie.
Şu anda şehirde olduğunu biliyor musun? Avrupa Enerji Konferansı için burada.
Arkady Fedorov est maintenant à Belgrade pour la conference sur l'énergie
Arkady Federov şu anda Enerji Konferansı için Belgrad'ta.
Voilà le sens de la conférence ISIN.
KEN Konferansı bu yüzden var, değil mi?
J'ai organisé une conférence.
Bir basın toplantısı da ayarladım.
Mlle Whitten a demandé si vous souhaitez attendre dans la salle de conférence.
Bayan Whitten sakıncası yoksa konferans odasında beklemenizi istedi.
On va tenir une conférence de presse demain.
- Yarın bir basın toplantısı düzenleyeceğiz.
Une conférence de presse?
- Basın toplantısı mı?
Peuvent-ils arriver à temps pour la conférence de presse demain?
Yarınki basın toplantısına yetişirler mi?
O'Hara trouvez un endroit pour elle dans la salle de conférence.
O'Hara, konferans odasında onun için iyi bir yer bul.
un musulman fait exploser une bombe et un gourou hindou écoute votre conférence. agréable.
bir müslüman bomba patlatıyor ve bir hindu guru senin nutuğunu dinliyor çok güzel.
La conférence de presse est finie, rangez cette caméra.
Görüşme bitti, kamerayı ortadan kaldır.
Rejoignons de suite le direct avec la conférence de presse.
Şimdi hızlıca, yapılan canlı basın toplantısına bırakalım sözü.
- Petite conférence privée?
- Hikâye toplantısı mı?
Je lui ai promis que j'en prendrais soin pendant qu'elle est à la conférence cardiovasculaire.
Kardiyovasküler Konferansı'na katılmaya gitti. İlgileneceğime söz verdim.
J'aurais du rester un jour de plus à la conférence, mais je m'endormais sur le papier de Reilly parlant de la dénervation sympathique de l'hypertension idiopathique.
Konferansta bir gün daha kalmam gerekiyordu. Reilly'nin "idiyopatik hipertansiyon adrenal denervasyonu" sunumu sırasında uyuyakaldım.
Je n'ai pas besoin d'aller à cette conférence demain.
Biliyor musun, yarınki konferansa gitmek zorunda değilim.
Je pensais que la conférence était tout le weekend. En effet.
- Hafta sonu konferansın var sanıyordum.
On va se mettre en conférence avec Jason.
- Selam tatlım. - Jason ile konferans görüşmesindeyim.
On va devoir faire une conférence de presse.
Bir basın toplantısı yapmamız gerekiyor.
Le major parlait d'une conférence de presse.
Belediye Başkanı basın toplantısından bahsediyordu.
On a un debriefing aujourd'hui et peut-être une conférence de presse ensuite.
Bugün bir brifing var sonra da bir basın toplantısı olabilir.
Une réunion et une putain de conférence sur les brimades.
Okul ve ev sohbetindeydim. Ayrıca zorba çocuklar seminerine de gittim.
Je n'étais pas en ville de toute la semaine, j'étais à une conférence à Los Angeles, donc...
Bütün hafta sonu şehir dışındaydım. Los Angeles'da bir konferanstaydım.
Je croyais que c'était fini jusqu'à XM et la conférence.
Diğer röportaj mı? Radyo programı ve film tanıtımına dek boşum sanıyordum.
Zoolander est dans la salle de conférence!
Zırtapoz konferans salonunda!
Retrouve-moi à la conférence de presse.
- Film tanıtımında buluşuruz tamam mı?
- Va en salle de conférence.
- Toplantı odasına gidecek.
Mais Cecilia Payne avait assisté à une conférence à Londres donnée par l'astronome Sir Arthur Eddington, le premier scientifique à fournir la preuve de la révolutionnaire théorie générale de la relativité d'Einstein.
Ama Cecilia Payne, Londra'da Einstein'ın Genel Görelilik Kuramı'nın doğru olduğuna dair ilk delili bulan bilim insanı olan astronom Sir Arthur Eddington'ın verdiği bir derse katılmıştı.
- Je suis supposé parler dans une conférence de psychologie ce soir et demain.
- Bu gece ve yarın konuşmam gereken bir psikoloji konferansım var.
Orateur à une conférence de psychologie.
Psikoloji konferansında açılış konuşması yapacaksın.
Et la scène à la conférence de presse... quand Gregory Peck dit qu'il ne vas pas publier l'article... et que le photographe rend les photos?
- Basın toplantısı sahnesi. - Evet. Gregory Peck hikâyeyi yayımlamayacağını ima eder.
Ils ont copié ça dans Notting Hill... la conférence de presse avec Hugh Grant?
Bunu "Aşk Engel Tanımaz" da kopyaladıklarını biliyor musun? - Bilirsin basın toplantısı sahnesinde... - Tabii ki!
- J'ai donné un cours jusque tard, j'ai dîné, je suis allé à la salle des professeurs puis dans ma classe vers 21h30, pour préparer une conférence.
Geç saatte dersim vardı. Yemek yedim, öğretmenler odasına uğradım. Sonra da bir makale üzerinde çalışmak için dokuz buçuk civarı odama döndüm.
J'ai besoin de savoir ce que mes gars font avec mon cousin dans la salle de conférence.
Sismik ekibimle kuzenimin toplantı odasında ne yaptığını öğrenmem gerek.
J'ai appris de votre histoire des coups de la salle de conférence que vous ne laissez pas votre loyauté ce mettre en travers d'une bonne affaire
Yönetim kurulundaki hâkimiyet geçmişinden öğrendim ki bağlılığının kârlı bir anlaşmayı engellemesine izin vermiyorsun.
Comme promis, nous vous emmenons sur les marches du tribunal pour une conférence qui a déjà commencé.
Şimdi, söz verdiğimiz gibi sizi mahkeme salonu basamaklarında devam eden bir basın açıklamasına götürüyoruz.
Votre employée tient une conférence de presse?
- Seninki basına açıklama mı yapıyor?
J'ai une conférence cette après-midi, mais je ne pense pas que cela ira...
Öğleden sonra bir konferansım var ama gitmeyeyim diyorum.
Très bien, salle de conférence, dans deux minutes.
Pekala, iki dakika sonra konferans odasında.
Je sais que vous donnez une conférence demain à la Sorbonne.
Yarın Sorbonne Üniversitesinde konferans vereceğinizi biliyorum.
En fait, nous avons arrangé cette conférence.
Aslında konferansı biz düzenliyoruz.
Un membre de la délégation... Un certain Dr. Soong... a été autorisé à assister à votre conférence.
Delegasyonun bir üyesi olan Dr. Soong'a konferansınıza katılması için izin verildi.
Je devrais annuler cette satané conférence.
Lanet konferansı hemen iptal etmeliyim.
Comment s'est passé la conférence? Où...
Merhaba, konferans nasıl geçti?
Le séminaire commençait à 8h ce matin, et j'avais une petite conférence pour les retraités vers 10h.
Seminer bu sabah 8 : 00'de başladı. Saat 10 : 00 civarı emekliler için kısa bir konuşma yapmam gerekiyordu.
Pourquoi n'iriez-vous pas en salle de conférence avec votre famille, et nous vous tiendrons informés de nos progrès.
Neden ailenizle birlikte toplantı odasına geçmiyorsunuz? İlerleme kaydettikçe sizi bilgilendireceğiz.
Le lendemain, à 7h56, elle quitte sa chambre d'hôtel, prend l'ascenseur pour descendre dans le vestibule, et pénètre dans la salle de conférence où elle restera jusqu'à 16h25.
Ertesi sabah 7 : 56'da odasından çıkıyor. Asansörle lobiye iniyor. Konferans salonuna giriyor ve 16 : 25'e kadar orada kalıyor.
Il va y avoir une conférence de presse dans environ 30 minutes.
Yarım saate bir basın toplantısı olacak.
Steve, tu ne vas pas détourner cette conférence de presse, avec vos conneries de tabloïd, d'accord?
Steve, bu konferansı aptalca sorularınla sabote etmeyeceksin, değil mi?
Après l'incident, Noni a fait une déclaration. Lors d'une conférence de presse à l'hôtel.
Olaydan sonra Noni otelde basın toplantısı düzenledi.
Je voulais juste m'excuser pour la façon dont j'ai agi après la conférence de presse.
Sadece basın toplantısından sonraki davranışım için özür dilemek istemiştim.