Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Confidence
Confidence Çeviri Türkçe
307 parallel translation
Je vous avais fait une confidence.
Konuştuklarımız aramızda kalacak sanmıştım. - İyi geceler.
Je vais vous faire une confidence.
Sana bir sır vereceğim.
Confidence pour confidence, tu n'es pas un mauvais bougre.
Ziggy, kafana koyarsan bir haftaya kalmaz ayaklanırsın diyorum.
Maintenant qu'il vous a mis dans la confidence, c'est aussi bien que vous sachiez le reste.
Sırrımızı sana anlattı Geri kalanını tahmin edebilirsin.
Confidence pour confidence :
Aramızda kalsın, ama berbat.
Il faut que je vous fasse... une confidence à propos de mes relations avec André Jurieux.
André ile olan ilişkim hakkında bir şey itiraf etmem gerekiyor.
Merci de cette confidence.
Söylediğiniz için teşekkürler.
En confidence, une grande nouvelle.
Önemli haberler var.
Je vous aime bien, je vais vous faire une confidence.
Hayranım size.
Je ne peux pas trahir une confidence.
- Güvenine ihanet edemem.
Une confidence entre nous les rumeurs sur un éventuel mariage sont-elles fondées?
Don, bana gizlice söyle, sen ve Lina için evlilik çanlarının yakında çalacağı söylentileri doğru mu?
Voici une confidence :
George, şimdi sana küçük bir sır vereceğim.
En confidence, qu'aimes-tu le moins en moi?
Şimdi bana gerçeği söyle... benim hakkımda sevmediğin şey nedir?
La première fois aussi depuis "sa" confidence.
O gece olanları öğrendiğimden beri diyelim.
En confidence, tous ici donneraient patte arrière-gauche pour visa pareil.
Bu gizli bir bilgidir, ama böyle bir kolye için sol arka ayağını vermeyecek tek bir köpek bile yoktur.
Je vais vous faire une confidence.
Seninle dost olmak istiyorum Lockhart.
On peut parfois trouver souhaitable de trahir une confidence.
Amerikalılar bile, tahmin ediyorum bazen güvene ihanet etmeyi tercih edilebilir bulabilir.
Présente-toi sur un ton de confidence comme entre femmes.
Bir kadından bir kadına... Bir kadından bir kadına gibi durmalıyız.
Je le lui ai demandé en toute confidence.
Ona net olarak sordum, o da "hayır" dedi.
Tu veux bien nous mettre dans la confidence?
Sırlarını bizimle de paylaşacak mısın?
C'est Komatsu. Il a dit que tu lui avais fait cette confidence.
Bir keresinde sarhoşken, Mr. Komatsu'ya söylemişsin.
Et puis, je vous le dis en confidence ma brève fusillade a profité à lui, à Garibaldi.
Bir kaç tüfekçimiz gizlice ateş etti en çok Garibaldi'ye faydası oldu.
Une personne de confidence et de confiance, et qu'il puisse aimer.
Sır verebileceği, güvenebileceği ve sevebileceği biri.
Confidence pour confidence, des morues de ton espèce.
Aynı hisleri besliyoruz.
Je dois te faire confiance et te mettre dans la confidence.
Sana güvenip planı anlatmalıyım.
Arnold, je peux te faire une confidence?
- Arnold, sana güvenebilir miyim?
Mais je vous reproche que si dans le train vous m'aviez mis dans la confidence, nous aurions peut-être déjà arrêté Fantômas.
Bir şey sormak istiyorum trende olduğunu neden söylemedin? Fikir birliği yapsaydık belki de şu anda Fantomas'ı tutuklamış olurduk.
Kruse, j'ai décidé de vous mettre dans la confidence.
Kruse... Sana gizli görevimi açıklamaya karar verdim.
De votre part, ça relève de la confidence.
Kendinizi ifşa etmiş oldunuz.
Moi-même, je n'étais pas dans la confidence.
Benim de hiç haberim yoktu.
- Je vais vous faire une confidence.
Sana bir sır vereceğim.
Les oiseaux chantent en confidence
Kuşlar şarkı mırıldanıyor
Confidence pour confidence, moi aussi c'est à ça que je pense.
- Sıcak bir çay. Açık sözlü olmamı ister misin?
Une confidence de dames.
Özel bir durum için.
Je dois vous faire une confidence.
Bir şey itiraf etmem gerek Dedektif.
Je vais vous dire en stricte confidence. J'ai été appelé à son chevet... il y a 10 mois.
Çok gizli kalmak koşuluyla sana şu kadarını söyleyeyim ki, on ay önce onu görmeye gittim.
Bon alors, confidence pour confidence...
Madem anlattın ben de anlatayım.
Une confidence qu'elle a juré de garder pour elle.
Sam, bu sadece Diane'e söylediğim bir şey. Ve o da kimseye söylemeyeceğine dair yemin etti. Yarın sana anlatacaktır.
Me permettrez-vous une confidence?
Bir şey söylememe izin verir misiniz Madam?
Monsieur Poirot, un mot en confidence.
Sevgili Mösyö Poirot, bir şey söylemem gerek.
Je vais vous faire une confidence. Un dernier conseil avant que vous partiez.
Siz kalkmadan sizi cesaretlendirecek bir şey daha söyleyeyim.
Comme vous l'avez constaté... nous vous avons fait une très grande confidence. Ce sont des affaires très privées.
sizi, son derece özel bir iş için çağırdığımızı anlıyorsunuzdur.
Vous voulez une confidence?
Tamamen kayıt dışı olacak, tamam mı?
Mais Margaret m'a fait une confidence avant de mourir.
Ama Margaret ölmeden önce bana birşeyler anlattı.
La considération que vous avez pour mon mari ne doit pas vous arrêter, car je vous assure que pour son propre intérêt, il serait préférable de me mettre dans la confidence la plus totale.
Sessizliğinizin nedeni, sadece kocamın çekindiği şeylerse, çekindiği şeylerin hiç önemi yok. Sizi temin ederim, o konuda benim tam güvenilir olduğumu görecektir.
Mon droit d'être dans votre confidence est que tout au long de mes nombreuses années ici, j'ai noué des liens très intimes avec les Tregennis.
Öncelikle bilmeniz gereken şey buradaki bir çok konutun sâhibi olduğum. Ve Tregennis Ailesi'nin iyi bir aile olduğunu söylemeliyim.
Roundhay savait tout. Il était dans la confidence, d'où son télégramme à Plymouth.
Roundhay bizim bu sırrımızı biliyordu,... dolayısıyla o telgrafı bana, Plymouth'a gönderdi.
- Laisse-moi te faire une petite confidence.
- Seninle bir sırrı paylaşayım.
Je vois que Holmes vous a mis dans la confidence.
İşte, beyler. Görüyorum ki beyler, Holmes sizi güvencesine almış.
Je ne suis pas dans la confidence.
Korkarım ki bana da açıklamadılar, beyefendi.
Une petite confidence :
Sana bir şey söyleyeceğim.