Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Controlé
Controlé Çeviri Türkçe
21,119 parallel translation
Pas d'I.A. qui contrôle ton cerveau?
Yapay zeka, beynini ele geçirmedi?
Il contrôle l'armée.
Ordunun komutanı.
Vraiment, nous sommes très bien. Vous n'êtes pas obligé de garder le contrôle.
Gerek yok cidden, sürekli gelip sormanıza gerek yok.
Le Témoin a pris ton contrôle.
- Tanık, seni ele geçirdi.
Mais le reste est isolé, donc, on l'a sous contrôle.
Diğerleri ayrı bölüme alındı, yani durum kontrol altında.
Tu recrutes ces tarées, tu leur donnes des armes, puis tu perds leur contrôle.
Bu kadar manyağı alıp bir de ellerine silah veriyor sonra da kontrolü ele geçirmelerine izin veriyorsun.
Je n'ai pas voulu contrôler mes Hyènes, fou du contrôle.
Sırtlanlarımı kontrol altında tutmayı denemedim kontrol manyağı seni.
La ville entière est sous mon contrôle.
Bu şehre giren insanlar tamamen kontrolüm altındadır.
.. vous pourrez rentrer dans la salle de contrôle.
Böylelikle kontrol odasına girecek.
Je suis celui qui contrôle ce monde! Vous n'êtes rien que des insectes!
Bana göre bu dünyadaki her şey, sizler hükmedilen şeylerden başka bir şey değilsiniz!
Une énorme, course de bus hors de contrôle à travers Los Angeles.
Koskoca kontrolden çıkmış bir otobüs Los Angeles caddelerinde hızına hız katıyor.
Mission de contrôle ici depuis votre bureau.
Şimdi buradan sizin oradaki Görev Kontrol'e girebilirsem.
OK, le script qui contrôle les protocoles de la chambre pressurisée semble être en ordre.
Tamam, yanma odası protokollerini yürüten script işliyor görünüyor.
OK, les citernes sont gardées sous terre, près du contrôle des missions.
Tamam, tanklar yer altında, görev kontrole yakın bir yerde.
Le centre de contrôle est a 1 kilomètres de la rampe de lancement, Donc la caméra de surveillance est tout ce qu'ils voient de la roquette.
Görev kontrol, fırlatma rampasından bir kilometre uzakta dolayısıyla roketle ilgili tek görebildikleri güvenlik kamerasındakiler.
Happy, selon les plans. Le panneau de contrôle se trouve au 3ème niveau.
Happy, planlara göre erişim paneli üçüncü seviyenin başında.
On ne contrôle pas le destin.
Kaderi değiştiremezsin.
Ça pourrait facilement devenir hors de contrôle.
Bu çok kolayca kontrolden çıkabilir.
Selon des témoins, le conducteur a perdu le contrôle, et a fini ici.
Görgü tanıklarına göre,... sürücü kontrolünü kaybetti, ve olay burada son buldu.
Quand j'ai appris que tu étais en vie, et que tu avais repris le contrôle d'Oz, je devais t'arrêter.
Yaşadığını ve Oz'u ele geçirdiğini duyunca seni durdurmam gerekiyordu.
30 secondes avant contrôle du pouls.
Nabız kontrolüne 30 saniye.
Personne ne contrôle quand ils roulent super vite et zigzaguent partout au milieu du trafic.
Hız yapıldığında ve zikzaklar yapıldığında arabanın kontrolü kimsede değildir.
J'ai perdu le contrôle et j'ai jeté un des bagarreurs à travers le parking.
Kontrolümü kaybettim ve müşterinin birini otoparka kadar fırlattım.
Perdre le contrôle, jeter un mec à travers un parking, ça ressemble au mode zombie.
Kontrolünü kaybettin ve adamı otoparka fırlattın, zombi modu gibi duruyor.
Vous vouliez le contrôle total.
Her şeyi kontrol etmek istiyordun.
Non seulement je les contrôle, mais je les rends plus fort.
Sadece kontrol de değil. Aynı zamanda güçlendirebiliyorum.
Je n'avais jamais vu de point de contrôle ici.
- Daha önce burada kontrol noktası görmemiştim.
Les points de contrôle envoient des rapports toutes les demi-heures.
Kontrol noktaları yarım saatte bir rapor verir.
On vous envoie la transmission entre votre pilote et notre tour de contrôle.
Pilotunuz ile kule arasındaki konuşma kayıtlarını size gönderiyoruz.
Voilà un homme élevé par une mère autoritaire qui a contrôlé chaque aspect de son éducation.
Baskıcı bir anne tarafından yetiştirilmiş birinden bahsediyoruz. Kadın ergenlik yıllarındaki tüm tavırlarını bastırmış.
Il n'y a aucun contrôle sur internet.
İnternette kontrol olmayacak.
Je contrôle la situation.
Evet, kontrolüm altında.
Son taux d'alcoolémie a été contrôlé.
Kanındaki alkol seviyesini ölçtürdük.
Mon père a totalement perdu le contrôle du véhicule.
Buzun üstünden geçerken babam direksiyon hakimiyetini yitirdi.
Laissez-moi vous interroger sur la violence par arme à feu, car les gens de cette ville sont effrayés par l'expansion de l'utilisation d'armes à feu, mais sont divisés sur la question du contrôle de leur utilisation.
İkinize de silah şiddetini sormak istiyorum. Çünkü bu şehirdeki insanlar silah sayılarının çoğalmasından endişeliler. Ama silah kontrolü konusunda bölünmüş durumdalar.
C'est juste... Peu importe à quel point on veut que quelque chose fonctionne, Trop de choses que nous n'avons pas sous contrôle.
Her ne kadar işleri yoluna koymak için bir şeyler yapmak istesek de her şeyi rayında götüremiyoruz.
On sait que tu n'as aucun contrôle sur ça.
Kontrol sahibi olmadığını biliyoruz Dwight.
Je ne contrôle pas qui donne quoi à qui.
Kimin, hangi yardım derneğine yardım edeceğini kontrol edemem.
J'ai tout sous contrôle.
- Her şey kontrolüm altında.
- On a besoin d'un opérateur radio pour parler au contrôle de traffic aérien.
ATC'dekilerle konuşmak için bize bir telsiz operatörü lazım.
Allez monte! Khalil, contrôle les passagers.
Khalil, yolcuları kontrol et!
Contrôle ta colère.
Öfkemi kontrol mu edeyim?
A.L.I.E. 2 est dans ton esprit, mais ton esprit a le contrôle, et seul un esprit qui contrôle peut activer l'interrupteur.
A.L.I.E. 2.0, senin zihninle birleşti ama kontrol senin zihninde ve yalnızca kontrolde olan zihin yok etme düğmesini kullanabilir.
On abat le leader, le contrôle se transmet au prochain drone de la ligne.
Lideri indirirsek kontrol sıradaki drona geçer.
Tout est sous contrôle. Oh mon dieu, tu viens de frapper un oiseau?
Aman Tanrım kuşa yumruk mu attın?
Vous pourriez avoir moins de contrôle en mâchant et en buvant.
Çiğnerken ve içerken kontrolünüzün azaldığını fark edebilirsiniz.
La Griffe Noire veut prendre le contrôle du gouvernement, et ils commencent à Portland avec Renard.
Kara Pençe yönetimi ele geçirmek istiyor, Portland'da Renard ile başlayacaklar.
Parce que le public croyait que le gouvernement avait le contrôle.
Yine de işe yaradı. İşe yaradı çünkü halk her şeyin hükümetin kontrolü altında olduğuna inandı.
Il va essayer de nous avoir à l'usure, mais tant qu'on se tient au régime, il ne peut pas prendre le contrôle peu importe à quel point il pense que c'est une illusion.
Bizi yenmeye çalışacaktır ama düzenimize sadık kaldığımız sürece kontrolü ele alamaz. Bunun ne kadar yanılsama olduğunu düşünse de önemli değil.
C'est ça que le contrôle, le régime, le journal, ma boucle parfaitement construite, c'est ce à quoi tout cela servait.
Kontrol, düzenim, günlüğüm mükemmel şekilde kurduğum döngüm her şey bununla mı ilgiliydi?
Je suis d'accord avec toi, ça ressemble à l'enfer. Il y a quelque chose de plus grand que moi au contrôle.
Kontrolde benden daha büyük birilerinin olduğu konusunda ben de aynı hissediyorum.