English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Converse

Converse Çeviri Türkçe

62 parallel translation
Cette nourriture est fade si l'on ne converse pas.
Sohbet olmadan yemekler çok monoton.
Merci pour la converse.
Teşekkür ederim. Seninle konuşmak güzeldi.
J'étais a Converse ou je poursuivais un prisonnier.
Converse'te bir tutuklunun peºindeydim.
A la prison de Converse.
Converse ªehir Hapishanesi'nde.
Ouais, minable, léche mes pompes!
Evet, amele, Converse'mi öp!
Dans ce genre de fiestas, la converse est très coincée.
Böyle bir partide muhabbet de pek ciddi oluyor.
Merci de la converse.
Seninle konuşmak güzeldi.
Converse All Star.
Converse All-Star.
La Bentley volée laisse des traces. Et aussi ses Converse All Star.
Çalıntı Bentley'nin lastik izi, Converse All-Star, 45 numara.
Les empreintes relevées chez l'avocat étaient celles de "Converse All Stars", la marque que portait le petit ami.
Winfield Road'da bulduğumuz ayak izleri Converse'di. erkek arkadaşının giydiği marka
Il a inventé les baskets pour les mains.
Converse'i icat etti.
Des Converse montantes... signées Chuck Taylor.
Converse. Yüksek topuklu. Chuck Taylor.
Le champagne est au frais, on est prêts.
Geçti Mango indirimi, sür Porsche'yi Converse'le.
Enfin, je larguerais un mec s'il portait des Docksides, des Converse, - ou les deux.
Yine de bir erkeği docksiders veya topsiders giydiği için terk ederdim.
Eclipsez-vous avec le cadavre, tandis que je converse avec elle.
Ben onu konuşarak oyalarken siz çıkaracaksınız.
Des Converse All-Stars. Modèle 2004.
Converse All Star, 2004 model.
Converse, Adidas, je connais tous ces machins.
Converse, Adidas.
CHAUSSURE CONVERSE "ANTIQUE" EN VENTE DÉS MAINTENANT!
Antika Spor Ayakkabı. İzleyiciler satın alabilir.
Regarde sa peau, Elle est bronzée au soleil
Converse'ine bak. Her yerini işaretlemiş.
Je portais une jolie paire de Converse noire, une super paire de collants déchirés poussiéreux, une jupe en jean, et je portais ce magnifique vieux sweat-shirt rose déchiré et taché.
Güzel bir çift siyah Converse gösterişli ve lekeli çoraplar giymiştim. Kot ceket ve harika eski püskü, pembe tişörtü giymiştim.
La chaussure de sport... est une Converse Chuck Taylor et la botte est une Doc Martin.
Spor ayakkabı... Converse Chuck Taylor. Bot da, Doc Martin.
Mais je ne crois pas à la réalité objective de l'être avec lequel je converse.
Fakat nesnel gerçekliğe yani görebildiğim konuşabildiğim varlıklara inanmıyorum.
Je suis plus Converse.
Ben Converse kızıyım.
Putain, non! Pas mes Converse All-Stars! Pouah!
Converse'lerime olmaz, hayır!
On va glander, taper la converse.
Biraz oturduk, laklak ettik falan.
Loin de la manif', converse avec quelqu'un, a une oreillette.
Protestocuların yakınında değil. Biriyle konuşuyor, kulaklık takıyor.
Elle converse avec les animaux et elle a cet ivre Walter Cobb qui vit au-dessous le même toit avec elle.
Hayvanlarla konuşuyor ve sarhoş Walter Cobb ile aynı çatı altında yaşıyor.
Collins portait des Chuck Taylor Converse All-Stars *.
Collins'in ayağında Chuck Taylor Converse All Stars vardı.
Puis, je suis allée dans mon placard, j'ai viré toutes mes vieilles Converse et tous ces jeans taille basse que je porte tout le temps, je me suis fixée des priorités.
Sonra gardrobuma gittim. Tüm Allah'ın cezası eski Conversler ve beni içinde gördüğün k * çı düşük kotlardan kurtuldum. Hayatımı toparlamaya başladım.
Il est devant, côté camion, il converse avec Nils.
İyisin yani.
Qu'ils embrassent mes Converse.
Öbür kolleksiyoncular benim Converse'imi yalasın.
- j'ai une paire de converse dans la voiture
- Arabada bir çift Converse'im var.
Je converse.
Sadece sohbet ediyorum.
La ceinture à clous, les Converse sans chaussettes, languette qui pendouille, pas de lacets.
Sonra rock'çı liseli kemerleri olur. Çorapsız ayaklarında Converse'leri ayakkabının burnu yırtık, bağcıksızdır.
Des Converse All Star vintage de 2004.
Converse All Stars, 2004 model,
L'autre chaussure avait définitivement abandonné, mais ce n'était pas une sueur inverse.
Öbür ayakkabı sonunda düşmüştü, ama bu terli bir Converse değildi.
Elle portait des petites baskets bleu marine et un short en jean.
Ve minik mavi bir Converse ve kot şort giymişti.
Désolé d'avoir commencé à porter des ballerines et des converses.
Converse ve babet giymeye başladığım için özür dilerim.
".. et que nous avons souvent conversé de ce sujet... "
"... ve onunla bu konuyu defaten konuştuğumuzda... "
J'ai mieux conversé avec un fromage.
Bu Albert'ın olanlarla başa çıkma yöntemi.
Je viens de voir Sa Majesté... et j'ai conversé deux heures avec lui sans interruption.
Majesteleri'nin yanından geliyorum. İki saat boyunca onunla kesintisiz muhabbetimiz oldu.
J'ai conversé avec Lady Celia. J'ai l'impression qu'elle pourrait accepter.
Leydi Celia'yla konuştum, ve benim izlenimim... sizin ilerlemenizin hoş karşılanmayacağı.
II converse deja!
Bu dille rahatlıkla sohbet edebilecek seviyeye geldi.
Stop, campeurs champêtres!
Geçti Mango indirimi, sür Porsche'yi Converse'le.
Des baskets pour les mains?
Converse'i mi?
Conversé.
Şey, sohbet ettin.
Je vous demande, Messieurs, de déterminer si Sir Thomas More a conversé avec Sir Richard Rich de la façon rapportée?
Sizlerden Sör Thomas More'un Sör Richard Rich'in iddia ettiği gibi aksini yapıp yapmadığına karar vermenizi istiyorum.
- On peut donc envisager que M. Jarvis converse avec une jeune fille comme Jody Sampica sans qu'elle soit en danger? - Non.
Konuşamam.Konuşmamı unutmak istemiyorum.
- Elle converse.
- Anneniz meşgul.
Converse.
Muhabbet et...
Il est sûrement passer pour prendre ses Chuck Taylors de chance. Vous savez, plus je vous parle, et plus je me retrouve confuse.
Muhtemelen şanslı Converse ayakkabılarını almaya gelmiştir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]