Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Cork
Cork Çeviri Türkçe
107 parallel translation
Que vous soyez en Chine Ou dans le Comté de Cork
Çin'de bile seni bulacak, ya da uçacak County Cork'a,
On dit que le Père O'Flaherty ne sera pas là.
Peder O'Flaherty'nin Cork'taki konferansa katılacağını duydum.
Ses trois fils ont été fusillés par les Anglais devant la cathédrale de Cork.
Onun üç oğlu İngilizler tarafından Cork Katedrali'nin önünde kurşuna dizildi.
Si c'étaient des rétameurs, moi, je suis l'évêque de Cork.
Bu ikisi hurdacıysa, ben de Cork piskoposuyum!
je pense que c'est du côté de sa mère, le comté de cork ou une sorte de connerie du genre.
Anne tarafından olmalı. Çünkü ben babasını gördüm.
Cinq ans, deux mois et seize jours.
Uzun zaman oldu, Cork.
Je m'incline... plouc du West Cork!
Tamam, kabul, seni West Cork yabanisi.
Un homme du West Cork a demandé cinq sœurs en mariage... l'une après l'autre.
West Cork'da bir adam vardı, beş kız kardeşe birden... evlenme teklif etmişti.
Je sors de ma campagne!
West Cork'tan gelme kara cahilin tekiyim.
Ils occupent des rues, des villes...
Four Courts'u, Limerick'i ve Cork'u ele geç irmişler.
Où, alors? Dans le West Cork...
Sen de biliyorsun Mick, bu doğru değil.
Mais je suis fou.
West Cork son kaleleri.
Emmener une femme de ménage à Cork.
Bir hizmetçiyi Cork'a getirmek.
Pas en Amérique, pas en avion. Je peux te mettre sur un bateau de Cork qui part dans deux semaines.
Amerika'ya ve uçakla değil ama Cork limanından iki haftaya kadar kalkan bir gemiye bindirebilirim seni.
Vous avez saisis des cargaisons à Cork.
Cork'un dağıtımı yaptığını buldun.
Ma grand-mère.. ... avait coutume toujours de parler... des vagues s'écrasant contre les rochers.
Büyükannem Cork'da, kayaları büyük bir inatla döven dalgaları anlatırdı hep.
... les rumeurs persistantes entre les syndicats officiels et le supposé patron du crime Freddi Cork que l'on soupçonne de diriger toutes les activités criminelles des Collines.
... sendika memurları ve sözde Providence'daki tepe kesiminde organize suçu kontrol ettiği rapor edilen yerel suç patronu Freddie Cork arasındaki ittifakla ilgili sürekli bir dedikodu var.
- Freddi Cork.
- Freddie Cork.
Freddi Cork est venu me voir.
- Freddie Cork beni ziyarete geldi.
CORK, IRELAND
CORK, İRLANDA
Avec tous les containers qui arrivent tous les jours ici à Cork, on te retrouve à prendre le thé justement dans celui qu'on devait voler.
Nakliye için Cork limanına her gün binlerce konteyner geliyor, sense, bizim soymak için gönderildiğimiz konteynerde ortaya çıkıyorsun.
C'est ça, un mec qui peut envoyer 1 000 volts dans chaque main... va passer sa vie dans un pub de Cork?
Haklısın, ellerinden 1000 voltluk akım fırlatabilen bir adam Cork'daki bir barda günlük yaşamını sürdürebilir.
Il était à Cork, en Irlande. Ensuite on a perdu sa trace.
İrlanda, Cork'taydı ve sonra onun izini kaybettik.
Aaron Cork.
Aaron Cork.
Toi, moi, Cork, Marty...
Sen, ben, Cork, Marty...
- Voilà Cork.
- Bu Corker.
Cork et moi sommes allés acheter une voiture.
Cork ve ben araba almaya gittik.
À Cork, une firme développe un système de sécurité en cas de surcharge.
Cork'da, İrlanda'da, küçük bir firma hasar önleme sistemi geliştirdi.
Je ne sais pas exactement où est le comté de Cork ( bouchon de liège ), mais je sais où il devrait être!
Oh, Tanrım, demek istediğin ona kimse itibar göstermez mi? Siz delikanlılar buradan değilsiniz, değil mi?
Elles sont venues de Cork en 1812.
Cork'tan 1812'de geldiler.
Alors qu'on le traversait, ces gamins de Cork... se moquent de nos accents...
Ve Cork'dan bazı gençlerle karşılaşmıştık. Bazılarının aksanları daha iyiydi.
- Il y a eu un imprévu. À Cork.
Bir şeyler çıktı da.
Voilà les County Cork Steppers.
İşte County Cork'lu * dansçılar geliyor.
- J'aimerais un billet pour Cork.
Selam. Cork'a bir bilet lütfen.
Mais j'ai payé jusqu'à Cork!
Ama ben Cork için para ödedim!
Ils m'accuseraient de tous les délits d'ici à Cork, s'ils pouvaient.
Başlarına taş düşse benden bilecekler.
Corky... non, mec...
Cork, hayır, hayır...
Désolé...
Üzgünüm, üzgünüm Cork, haydi ama...
Des sources sûres les situent à Cork.
Güvenilir bir istihbarat, Cork'ta olduklarını söylüyor.
- Qui est à Cork?
- Kim Cork'ta?
La marine est là-bas, on va concentrer nos recherches sur Cork.
Buradaki görevleri durduruyoruz, Operasyonu Cork'a yönlendireceğiz.
Je vous croyais à Cork.
Sizin Cork'ta olduğunuzu sanıyordum.
Cork était un leurre.
Cork bir tuzaktı.
C'est impossible.
Hayır, bu doğru olamaz. Cork'ta olacak.
Ils vont débarquer à Cork.
Cork'a gelecekler.
Y a-t-il quelqu'un de Cork?
Cork'tan var mı?
Cork
Cork
Ce serait bien de rentrer au pays.
Cork'a gidersen, bir şansın olabileceğini söylüyorlar. lKahretsin!
Dis-nous seulement où t'as caché les iPods.
AVARE TAŞLAR MEYHANESİ CORK, İRLANDA iPod'ları zulaladığın yeri göster yeter.
On a croisé des gars de Cork.
Ve Cork'dan bazı gençlerle karşılaşmıştık.
Cork...
Kahretsin, Cord!