Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Coup
Coup Çeviri Türkçe
63,399 parallel translation
C'était un coup bas!
Çok ucuz bir numaraydı dostum!
J'ai raté mon coup.
Beceremedim.
Je vais jeter un coup d'œil.
Bir de ben bakayım.
Mais pas avant qu'il réussisse à tirer un coup fatal.
Ama daha öncesinde sana ateş açıp seni öldürdü.
Passe-nous un coup de coquillage quand tu veux.
Bizi deniz kabuğu telefondan istediğin zaman arayabilirsin.
C'était tout un coup de poing, monsieur.
Feci bir yumruktu, bayım.
Ça pourrait être un coup de chance.
Belki şans eseri olduğunu düşünmüşlerdir.
Non, donne leur un coup de main.
- Hayır, kalmayacaksın. Yardım et.
Ils ont dit que c'était un coup facile.
- Kolay bir iş olacağını söylediler.
- J'ai raison sur ce coup.
- Bu konuda haklıyım.
Combien de temps pouvez-vous tenir le coup?
- Ne kadar dayanabilirsin en fazla?
Et donc, il a vendu mon livre et... il m'a demandé d'écrire le scénario. Et tout à coup, sans préavis, il décide de renier notre entente. Au grand complet.
Adam kitabı sattı, senaryoyu da bana yazdırdılar ve bir anda nasıl olduysa sözleşmeyi tamamen unuttular.
Et vous devez arrêter ça d'un coup. Aïe! Aïe!
Hemen bırakman lazım.
T'as bien tenu le coup.
Seninle gurur duyuyorum. İyi dayandın.
Les voiles déployées pour la recharge ont encaissé le coup de la tempête.
Enerji panelleri, yeniden şarj yüzünden açık olduğu için şok dalgasının bütün şiddetini emdik.
Le virus les tue sur le coup ou bien il se sert d'eux comme incubateurs pour engendrer une forme hybride.
Ya hedefini hemen öldürür ya da melez bir tür ortaya çıkarmak için kuluçka makinesi olarak kullanır.
J'ignore s'il tiendrait le coup à l'entrée.
Atmosfere girişte baskıya dayanır mı bilmiyorum.
Elle encaissera le coup.
Gerilmelere dayanacaktır.
Un petit coup de main.
Yardıma ihtiyacım var.
Un petit coup de main.
Yardım eder misiniz?
Ne me refais jamais ce coup-là.
Bunu bana bir daha yapma.
Je te l'ai dit, ça sent le coup fourré.
Bir şeyler bildiğini mi söyledi?
Le Sudoku, à coup sûr.
Tahminim sudoku.
Il a fallu monter un coup contre Faust et faire en sorte d'être amené ici.
Bunun için de Faust tezgâhını tertipledim ve beni buraya getirmenizi sağladım.
Un coup de foudre de lycéenne, ou juste à la recherche de ton papa?
Lise aşkı gibi bir şey mi yoksa kendine baba mı arıyorsun?
Ça fait un coup d'entendre ça.
- Bu hiç iyi olmadı desene.
Un bon coup.
Hiç iyi olmadı.
T'es avec elle dans le coup, c'est ça? Enculé!
- Sen de tezgahın içindesin, değil mi?
Parfois, ça vaut même pas le coup d'ouvrir.
Bazen siftah bile yapamıyoruz.
T'as loupé ton coup?
Fırsatı kaçırdın!
Failli... Failli m'avoir sur ce coup là, putain.
Ulan kerata az daha gerçek sanıyordum.
Coup.
Direkt vur.
Double coup.
Çifte direkt.
Double coup, main droite.
Çifte direkt, sağ el.
Eh bien putain, ça c'est un coup bas.. y a pas d'autres mots....
Benim için ağır darbe olduğuna şüphe yok.
J'avais besoin d'un coup de pouce
Teşvik ihtiyacımdı
Mais il faut tenter le coup, maître.
Ama denemelisin Efendim.
Une horloge brisée donne la bonne heure deux fois par jour, mais vous avez tort ce coup-ci.
Bozuk bir saat bile günde iki kez doğru gösterir dostum ama bu o anlardan biri değil. Dik dur!
Beau coup de soucoupe!
İyi tuttun!
Tu veux un coup de main?
Yardım lazım mı?
Elle arrive à peine à tenir le coup en ce moment.
Şu an bile zor ayakta duruyor.
Personne ne peut laisser aller tout d'un seul coup.
Herkes bir anda bırakamaz.
Le coup de bol du premier-né. Mais pas moi, M. Wentworth.
İlk çocuk olduğu için şanslıydı, ama ben değildim Bay Wentworth.
Il y a un happy end sur ce coup.
- Kesinlikle doğru. - Mutlu bir son olacak.
- Du coup, je ne peux que le matin.
- Evet. Sadece sabahlarım boş.
Car tu m'as déjà fait le coup 4268 fois.
Çünkü geçmişte bunu 4268 kez yaptın.
Il fallait juste tenter le coup.
Sadece denemen gerekiyordu.
Et c'est déjà arrivé que quelque chose te motive, et puis... ça ne va pas comme tu veux. Du coup, soudain, tu...
Daha önce de olmuştu, bir şey seni mutlu ederdi ama sonra istediğin şekilde gitmezdi.
Du coup, on pourrait peut-être...
Yani, belki...
On va tenter le coup.
Bir deneyelim diyoruz.
"On va tenter le coup."
Bir deneyelim diyoruz. "