Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Creation
Creation Çeviri Türkçe
1,885 parallel translation
Tu vas diriger la création à Praylis.
Praylis'ın Yaratıcılık departmanında sen çalışacaksın.
On doit toujours être ce qu'on est vraiment, même dans le chaos, car c'est là qu'est la création.
Her zaman gerçekten neysek o olmalıyız.Kaos ortamında bile.
La création aussi.
Yaratıcı Departman sağlam.
La création est importante, mais elle ne doit pas mener la danse.
İyi bir yaratıcı departmana sahip olmak önemli, ama bütün şovu onların ellerine teslim edemeyiz.
Regarde ma dernière création.
Son kreasyonuma bak.
Quelle belle création c'était.
Deniz için olan o güzel eser!
"Allez par le monde, et prêchez la nouvelle à toute la création"
Ve onlara dedi ki, Dünyaya gidin ve Bütün canlılara gerçekleri anlatın
La proc'a annoncé la création d'un groupe d'intervention conjointe avec le FBI.
Savcı, FBI'la ortak görev gücü kurulacağını açıkladı.
Création, travaux manuels.
Sanatsal, en azından deneme.
Emily Bloom a pris le contrôle de la création.
- Hayır. Hayır. Emily Bloom yegane yaratıcı kontrolü ele geçirdi.
Et ton plan de création de sites?
Şu internet sayfası tasarlama işi ne oldu?
La compagnie pharmaceutique WilPharma a fait une déclaration de presse pour annoncer la création d'un centre de recherche à Harvardville...
İlaç şirketi WilPharma yaptığı basın toplasında Harvardville'ye 100.000 çalışanı olacak araştırma tesisi kurulduğunu açıkladı.
Et maintenant, un chef-d'œuvre de la création télévisuelle.
Karşınızda bu gecenin eğlencesi.
Tu sais exactement qui il est puisque tu as contribué à sa création.
Onun kim olduğunu çok iyi biliyorsun, çünkü yaratılmasına katkıda bulundun.
Ce soir, ils organisent une soirée de création parlée.
Bu gece iddialı bir şiir gecesi varmış diye duydum.
Je sais que vous n'approuvez pas sa création. Mais j'apprécie l'opportunité de vous montrer que ce n'était pas une erreur.
Onu yaratmamı onaylamadığınızı biliyorum ama bir hata olmadığını ispatlama fırsatı tanımanızı takdir ediyorum.
Création du fichier : 3 avril.
Dosyayı 3 Nisan'da kaydetmiş.
Donna Noble, vous êtes la femme la plus importante de toute la création.
Donna Noble, kâinatın en önemli insanı sensin.
Et l'onde continuera, perçant la Brèche au cœur de la Cascade de Méduse jusque chaque dimension, chaque parallèle, chaque petit recoin de la création!
Ve bu dalga boyu ilerleyecek. Medusa Şelalesi'nin kalbindeki gediği yarıp geçecek tüm boyutlara ve paralel dünyalara uzanacak. Kainatın her bir köşesine!
Vous étiez là, sur Skaro, au tout début de ma création.
Yaratılışımın en başında sen de Skaro'daydın.
- Un mythe de la création, donc.
- Bir yaradılış efsanesi demek.
Mais il est arrivé trop tôt, c'est ce qui a provoqué la création de Jenny.
Çok erken geldi. Neticede Jenny yaratılmış oldu.
"l'exaltation de l'amour", pas "la création de l'amour".
Kulağa daha çok aşk alemi diyormuşsun gibi geliyor.
Comment un créateur se révèlerait-il si ce n'était à travers sa création?
Bir yaratan kendini eseri aracığıyla değil de nasıl tecelli ettirir.
Et nier l'esprit de cette création revient à nier l'esprit de Dieu.
Hem yaradılış düşüncesini inkâr etmek Tanrı düşüncesini inkâr etmektir.
"Nous sommes tous prisonniers de notre identité. " Enfermés dans des prisons de notre propre création. "
Bizler kimliklerimizin tutsağıyız kendi yarattığımız hapishanelerde yaşıyoruz.
C'est la maladie qu'on doit combattre dans tous les champs de la création.
Bu yaratıcılığa ihtiyaç duyan tüm sektörlerde savaşmanız gereken bir hastalık.
On a réveillé une identité divergente dans un portion isolée du lobe temporal médian, entraînant la création un dédoublement de personnalité.
Beynin geçici orta lobunda mühürlü bulunan uyku halindeki ayrı bir kimliği kişilik bölünmesi yaratarak açığa çıkardık.
J'profite de l'occasion pour remercier tous ceux impliqués dans la création de mon jeu vidéo.
Bu fırsatı bana video oyunumda yardımcı olan herkese teşekkür ederek kullanmak istiyorum.
Darnell se lança dans la création artistique.
Darnell, harika bir resim yapmayı denedi.
Ensemble, ils combattent pour empêcher la création de Skynet.
Birlikte Skynet'i yaratılmadan durdurmak için savaşıyorlar.
Je vous annonce la création d'une nouvelle division, inter-disciplines, couvrant de multiples domaines, et nécessitant le plus haut niveau de chacun de vos groupes.
Yeni bir birimin oluşturulduğunu memnuniyetle duyuruyorum. Bir topluluk olarak çalışacak, pek çok uzmanlık alanından kişiden oluşacak ve her birinizin grubundan yüksek seviye iş gerektiriyor.
Ensemble, ils combattent pour empêcher la création de Skynet.
Birlikte, Skynet'i yaratılmadan durdurmak için savaşıyorlar.
Ensemble, ils se battent afin d'arrêter la création de Skynet.
Birlikte, Skynet'i yaratılmadan durdurmak için savaşıyorlar.
Celui-ci a dysfonctionné. Je l'ai mené à la plus proche planète, ce monde, dans l'espoir qu'il convienne à la création de vie.
Bu ünite bozuldu, ben de onu en yakın gezegene yaşamın oluşumu için uygun olacağını umarak buraya yönlendirdim.
Qui mieux que le créateur pour battre sa création?
Sistemi, kuran adamdan daha iyi kim yenebilir?
Nous avons un droit envers eux, détenu depuis notre création.
Bunlar üzerinde, atalarımızdan gelen haklarımız var.
Si vous souhaitez remonter à la Création, je voudrais prévenir ma logeuse, de ne pas gaspiller des œufs pour mon petit déjeuner.
Eğer bizi yaradılışa kadar götürmek niyetindeyseniz, ev sahibeme haber göndereyim de, kahvaltı için bana yumurta hazırlayıp ziyan etmesin.
Que vous disiez au modèle qui doit porter ma création la multitude de choses qui ne vont pas?
Benim tasarımımı giymek zorunda olan bir mankene elbisede bir sürü yanlışın olduğunu söylüyordun.
Notre création est arrivée ici attachée à un vaisseau spatial kryptonien transportant le bébé Kal-El.
Oğlumuz buraya bebek Kal-El'in Krypton uzay gemisine bağlı olarak geldi.
Zod a peut-être disparu, mais notre création détruira ton monde.
Zod belki yok oldu ama yarattığımız şey dünyayı yok edecek.
- L'empire britannien et des traîtres de la Fédération œuvrent ici à la création de soldats immortels.
Britanya, Çin Federasyonu'nun derin güçleriyle gizlice anlaştı ve burada ölümsüz asker deneyleri için araştırmalar yapıyor.
Les lumières antiques utiliseront la Terre comme point de départ, et j'apprendrai aux miens comment utiliser leur esprit et le pouvoir des étoiles pour aller de par l'espace mettre tous les esprits de la création sous ma coupe.
Antik Işıklar Dünya'yı başlangıç noktası olarak kullanacak ve ben insanlarıma hepsi bana ait olana, uzaya çıkmak için yıldızların gücünü nasıl kullanacaklarını öğreteceğim.
Vous êtes la création de Jane Austen.
- Siz Jane Austen'ın yarattığı bir şeysiniz.
Destruction et création.
Yıkmak ve yaratmak.
Imaginez une ville conçue dès sa création pour le loisir, pour rester la même durant 50 ans.
Bir şehir hayal edin. En başından tasarlanmış bir şehir. Eğlence için tasarlanmış bir şehir.
Cette publication décrit la pratique institutionnalisée de création d'argent utilisée par la Réserve Fédérale et le réseau global de banques commerciales qu'elle soutien.
Bu yayın, para yaratma işleminin kurumsallaştırılmış uygulamasını anlatmakta... bunu Federal Reserve ve dünya ticari bankalar ağının desteklediği şekilde tanımlamaktadır.
"Le but de ce livret est de décrire le processus fondamental de création d'argent dans un système bancaire de réserves fractionnaires".
"Bu kitapçığın amacı, kısmi ihtiyat bankacılık sisteminde para yaratılması... işleminin temel işleyişini tanımlamaktır."
Nous, mercenaires économiques, sommes responsables de la création du premier véritable empire global.
Biz, ekonomik tetikçiler, ilk küresel imparatorluğun kurulmasının gerçek sorumluları olduk.
Une autre variante est la création d'ateliers, nombreux, discrets, illégaux, inhumains, qui profitent de la dureté économique imposée.
Bir diğer varyasyon ise ekonomik şartların zorluğundan faydalanarak ortaya çıkan sayısız, göz ardı edilen, denetimsiz, insanlıktan uzak "alınteri fabrikaları" dır.
Regardée de manière globale, l'intégration du monde entier dans un shéma, particulièrement en rapprt à l'économie mondiale et aux mythiques qualités du "libre échange" capitaliste, s'apparente à la création d'un véritable empire en soi...
Topluca ele alındığında, dünyanın bir bütün halinde entegre edilmesi bunun özellikle ekonomik anlamda küreselleştirme ve serbest piyasa kapitalizminin efsanevi faydaları bağlamında yapılması tam anlamıyla bir imparatorluğu ifade eder.