Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Célébration
Célébration Çeviri Türkçe
596 parallel translation
Tout l'argent est placé entre les mains du shériff jusqu'à la célébration de demain et l'arrivée des fonctionnaires de l'État.
Para, yarın ki kutlamalarda Eyalet görevlilerine verilene kadar Şerif'te kalacak.
Ce jour est une célébration joyeuse.
Bugün, sevinçli bir gün, çünkü mezun oluyorsunuz.
Une célébration.
Kutlama yapıyorum.
Mesdames... et messieurs... aujourd'hui, avec la célébration de notre centenaire... on va rentrer dans l'histoire, ici, à Dodge City.
Tamam. Baylar ve Bayanlar, bugün, yüzüncü yıl kutlamalarında Dodge City'de tarih yazacağız.
"Célébration du mardi gras à la Nouvelle-Orléans."
"New Orleans'ta ki karnaval kutlamaları."
Une célébration personnelle.
Özel bir kutlama.
La célébration du culte d'Ishtar avait lieu au printemps, quand la terre reprenait vie dans la vallée du Nil.
İshtar'ın şenlikleri baharın başlangıcında kutlanırdı... Nil nehri tarafından yutulan hayat toprağa geri verildiğinde...
La veille de la célébration d'Ishtar, le peuple se rassemblait autour du temple.
Ishtar'ın şöleninin arifesinde şehir halkı tapınağın etrafında toplanırdı.
Oui, sa célébration.
Evet efendim, festival.
Une célébration, mes amis.
Bir kutlama, dostlarım.
Une célébration de la victoire sur la mort. Du mal sur le bien.
Ölüme karşı kazanılmış zafere, kötünün iyiye karşı zaferine.
C'est une célébration, un éclatant hymne à la vie!
Bu bir kutlama. Hayata sunulan bir adak. - Hayata sunulan muhteşem bir adak.
Toute chanson, boisson ou célébration, sera limitée. Ce sera tout.
Her hangi bir şekilde şarkı söylenmesi içki içilmesi yada kutlama yapılması yasaklanmıştır.
Une célébration chinoise.
Bir tür Çin bayramına benziyor.
Un hymne de célébration.
Kutlama şarkısı.
Oui, je crois comprendre qu'il y a demain une grande célébration.
Öyle, yarın büyük bir kutlama var.
On va continuer cette célébration comme je l'avais organisée. Comme je l'ai fait toute ma vie. Rien ne l'arrêtera.
Bugün bu kutlamayı tasarladığım gibi kutlayacağız... tıpkı tüm hayatım boyunca kutladığım gibi... ve hiçbir şey buna engel olamayacak.
Mesdames et Messieurs, bienvenue à Prescott, Arizona... à la 84e célébration de Frontier Days... et au défilé national célébrant le jour de l'indépendance.
Bayanlar ve baylar. Prescott, Arizona'ya, Geleneksel Sınır Günleri Kutlaması'na ve ulusal 4 Temmuz Geçit Töreni'ne hoş geldiniz.
Ils ont une célébration demain.
Yarın kutlama yapacaklar.
- Tout ce grand bâtiment a été construit pour la célébration du centenaire et les gens avaient aimé ça, ils ne voulaient pas qu'il soit démoli.
- Bu bina, bütün bu büyük bina yüzüncü yıl kutlaması için yapılmıştı ve insanlar sevdiler ve yıkılmasını istemediler.
Ce soir est aussi une célébration.
Ama bu gece aynı zamanda bir anmadır.
La célébration de l'esprit du shérif qui imprègne tous les habitants de la ville.
Sheriff'in ruhuna yapılan bu tören kasabanın bütün insanlarına yayılıyor.
- Une célébration.
Vincenzo, şu şarap özel.
C'est une célébration... il faudrait qu'il y ait des milliers de gens... et tout devra être... très spécial.
Bu bir kutlama... ve binlerce kişi olmalı... ve her şey çok özel... olmalı.
C'est un anniversaire. Une célébration inventée par les commerçants.
Esnaf Derneği festivali icadı.
Une célébration à la fois monsieur.
Bu aynı zamanda bir kutlama, efendim. Sizce de, öyle değil mi?
Des centaines de milliers d'Italiens et d'étrangers.. ... sont venus de loin pour être présents à cette célébration..
Yüzbinlerce İtalyan ve yabancı dünyanın dört bir yanından kutlamalara geldiler.
C'était une célébration n'est-ce pas?
- Bugün herkes için bayram değil miydi?
Au cours de la célébration, Delia sentit un tiraillement du ciel.
Kutlamaların ortasında... Delia gökyüzünde bir hareketlilik sezdi.
- C'est une célébration.
- Bir kutlama.
Ils sont contre le contact physique entre hommes et femmes... sauf quand il est sanctifié par les prêtres... durant la grande célébration de l'orage solaire... qui n'arrive qu'une fois tous les 7 ans.
Cinsiyetler arasındaki fiziksel temasa inanmıyorlar sadece her yedi yılda bir olan rahiplerin onları kutsadığı güneş fırtınası sırasındaki yüce ibadet zamanı dışında.
A une célébration... pour décorer ces trois jeunes hommes braves... qui nous ont conduits en lieu sûr au travers du périlleux détroit de Madagon.
Bir kutlamada... Madagonun tehlikeli geçitlerinden bizi güvenliğe ulaştıran üç cesur gence nişan vermek için yapılacak olan.
Durant la célébration... quand tous les combattants seront sur Carillon.
Kutlama sırasında, savaşçılarımızın yarısı aşağıda Carillonda.
A quand la célébration pour César? Ne sois pas répugnant!
- Büyük Sezar'a yapılacak gösteri ne zaman?
En ce jour, l'aube devait être une grande fête... la célébration de la générosité du Soleil.
O günün şafak vakti güneşin cömertliğini, kutlamak için oldukça sevinçli bir olay olmalıydı.
Notre célébration de ce soir est une fausseté.
Bu geceki kutlamalar çok gülünç.
Je vous ferai entendre d'autre musique de célébration... et j'ai quelques autres surprises.
Sizin için doğumgünü müziği ve sürprizlerim var.
- En guise de célébration.
- Şey, kutlamak için.
Je fais une petite danse de célébration.
Evet, sevinçten dans ediyorum Sam.
L'homme qui a hérité de 30 millions de dollars est en pleine célébration.
Brewster, beyzbol atıcısı..... bugün erken saatlerde, vergiden muaf 30 milyon dolar miras aldıve hala kutluyor..
C'est une célébration!
Bu bir kutlama!
" Cette musique est une célébration
" Çaldığınız şarkı bir kutlama
- Une célébration?
- Bir kutlama mı?
C'est une double célébration.
Bu bir çeşit çifte kutlama.
En fait, c'est une célébration!
Ne güzel, mutlu bir cenaze merasimi!
Une célébration de la vie.
Var olmanın kutlamasıydı.
C'est une célébration qui nous aide à finir notre vie dignement.
"Zaman", hayatın bir kutlaması. Hayatımıza şerefle son verme şansını veriyor.
Une célébration de l'existence!
Hayatın bir kutlaması!
C'est une célébration.
Bu bir kutlama.
Miss Twin Peaks est maintenant une célébration des qualités de la femme.
Miss Twin Peaks'in, kadınların meziyetlerinin mükâfatlandırıldığı bir yarışma olduğuna içtenlikle inanmaktayım.
C'est ce qu'on appelle une célébration!
Bunu kutlamamız lazım!