English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Cô

Çeviri Türkçe

2,122 parallel translation
Fils de...
Seni orospu ço- -
Co-ra-line.
Coraline.
Descend en courant aux locations à Malloy Co and passe une commande pour, disons, une Max Puissant, une CracheFeu Junior, et une Tornade longe-portée 375 Turbo.
Malloy Şirketi'ndeki araç kiralama departmanına git ve şu söyleyeceklerimi kirala : Bir tane Koca Max, bir tane Orta Boy Volkan ve bir tane de uzun menzilli Kasırga 375 turbo.
Considérez-vous comme co-entraîneurs.
Ben ikinizide eş koç ve baş antrenör olarak düşünmek istiyorum.
Probablement, si l'adresse IP a été émis par le CO, nous pouvons retrouver l'adresse physique.
Az çok. IP CO tarafından belirlendiyse cadde numarasına kadar tespit edebiliriz.
Vous allez accepter une co-régence avec la duchesse jusqu'à vos 25 ans.
Son olarak, Düşes'in 25. doğum gününe kadar vekillik yapmasını kabul edeceksin.
On peut co-signer avec mon nom en premier.
İstersen övgüyü paylaşabiliriz ancak adım başta olur.
Mais son frère est là, le co-auteur de la pièce.
Ama kardeşi, yani oyunun diğer yazarı burada.
Co... comment elle meurt.
Nasıl öldüğünü anlat.
- Quelqu'un est en contact avec le Co...
Colonial 1 ile iletişimde olan gemi var mı?
Je demande, dès maintenant, que nous soit réservé le filtre à particule et à CO ² du Galactica.
Galactica'nın karbon dioksit ve partikül arıtıcılarını resmen talep ettiğimi şu anda bildiriyorum.
Mais après la première inculpation, c'est un de mes "co-conspirateurs" qui a rancardé les fédéraux.
İlk suçlamaların ardından, iş ortaklarımdan biri FBI'ya suç duyurusunda bulundu.
Lawrence Ferlinghetti est toujours poète et co propriétaire de City Lights Booksellers à San Francisco.
Lawrence Ferlinghetti hâlâ hem şairliğe devam ediyor hem de San Francisco'daki City Lights Yayınevi'nin ortaklarından biri.
Soit vous tuez vos co-équipiers et vous rendez leurs épouses veuves et leurs enfants, orphelins, soit vous tirez sur le système de désactivation.
Bütün adamlarını öldür, karılarını dul bırak bütün çocuklarını babasız bırak ya da anahtarı kapat. İki buçuk dakikan var.
En l'écoutant, on se rend compte que dans les faits, c'est une co-présidence.
Onu dinlerken fark ediyorsun ki, aslında etkin olarak onun yaptığı başkan yardımcılığı.
Je trouve Shelly très sexy, aujourd'hui.
Be-gen-ce-ge Shelly bu-ga-gü-gün ço-gok sek-gek-si-gi.
Fils de... putain.
Orospu ço - Siktir.
Il a une fonction réelle, nous co-évoluons avec ces plantes.
Bunun bir amacı, anlamı olmalı.
Je veux voir nos produits dans tous les "Animal Co" du pays!
Çünkü Bark Oganics'in eyaletteki bütün PETCO'ların raflarında olmasını istiyorum.
Pas de joker, avec Animal Co.
PETCO için sadece bir kez girişimde bulunabiliriz.
Voici David King et Jessica Colestat, d'Animal Co.
Phil, PETCO'dan David King ve Jessica Colestat ile tanış.
Animal Co nous laisse une chance.
PETCO bize bir şans daha verecek.
La campagne Animal Co.
PETCO sunumu.
Animal Co a signé!
PETCO anlaşması bizim!
Teddy Barnes, co-auteur.
- Mükemmel
On a invité votre fils pour constater que ce "co-parentage" est devenu votre problème central.
Oğlunuzu çağırma sebebimiz önemli sorunlarınızdan biri olan oğlunuzu beraber yetiştirme olayınızı inceleyebilmek.
"Ôtomo Consulting Co."
OTOMO DANIŞMANLIK
Jimbo Rooney, co-propriétaire du Bonnet D.
Jimbo Rooney, Double D'nin eski ortağı.
Karl était co-propriétaire et m'a laissé sa part.
- Karl, ortakmış payını da bana bırakmış.
J'allais venir te chercher. Je sais que les garçons sont réticents à chanter du Madonna. En tant que co-capitaines, on pourrait faire un mash-up pour montrer que ça pourrait être cool.
Bak, erkeklerin Madonna ödevinden biraz rahatsız olduğunu biliyorum sen ve ben, müşterek takım kaptanı olarak bir sürü şarkısını karışım olarak yapabiliriz böylece herkese ne kadar güzel olabileceğini gösteririz.
- Oui. Et Sue s'est faite nommée co-directrice de la chorale.
Ama sonra Burt ve Finn beraber takılıyorlar diye Kurt sinirlendi.
C'est comme ça depuis une semaine, depuis l'incident qui a amené Figgins a nommer Sue, co-directrice.
Seninle konuşmak istiyor. Will Shuester, Bay Bryan Ryan.
Je veux savoir comment vous progressez dans votre travail, en tant que co-directeurs.
Bizim bölgedeki bazı sanat programlarını kesmemiz gerekiyor. - Sadece formalite William. - Hayır değil.
Quels sont vos plans de co-directeurs? On va diriger chacun notre numéro.
Ümitleri yerle bir olmadan, onları fazla ümitlendirmediğine emin olmak istiyorum.
Je démissionne du poste de co-directeur de la chorale.
Sanırım bu şarkı her şeyi açıklayacak.
Je ne me souviens pas, mais vu que je suis à moitié nu dans sa chambre, je dois avouer que tu es le meilleur co-pilote au monde!
- Hatirlamiyorum. Yatak odasinda yari çiplak olusuma bakilirsa sen uzak ara dünyanin en iyi dostusun.
Ton co-pilote a vu que tu avais laissé ta malette et l'a prise pour toi.
Hayir, en iyi dostun çantani unuttugunu gördü ve onu aldi.
Racquel co-dirige la collecte de fonds avec moi.
Selam. Racquel kermeste benimle birlikte başkanlık yapıyor.
J'aurais besoin d'un copilote.
Co pilot olsaydı ya şimdi.
Mon jardin s'est étendu à Divide Creek, Colorado, à Pavilion, Wyoming, aux rues de Forth Worth, aux cimetières et aux écoles du Nouveau Mexique.
Bahçemde Creekton, CO ve Pavillion, WY'yi, Fort Worth'un sokaklarını ve New Mexico'daki mezarlıkları ve okul bahçelerini bölen parçalar var.
Je suis co-présidente.
Ben genel müdürüm.
Et, pour nous aider à lancer notre nouvelle collection, j'aimerais vous présenter mon co-styliste, Alexander Coyne.
Ve bize yeni tasarımlarda yardım etmek üzere sizi yeni danışman ve tasarımcımızla tanıştırmak istiyorum. Alexander Coyne.
Co-ordonnées!
Koordinatlar!
J'ai dit à mon CO que vu vos liens avec le FBI, on peut vous croire.
Üstüme sizin FBI'la bağlantınız olduğu için güvenebileceğimizi söyledim.
Je suis Holly Harper, co-présidente d'Ojai Foods.
Ben Holly Harper, Ojai Foods'un eşbaşkanı.
Avec son co-conspirateurs.
- Suç ortaklarını birbirine düşürdü.
Pourquoi avoir tirer sur ces quatre personnes, M. Willis? - Je n'ai rien fait. - Rappelez-vous que deux d'entre eux... les Langham, étaient des dommages co-latéraux.
- Son gelen iki kişiyi- -... Langham'ları ayrı tutalım, yanlış zamanda yanlış yerdeydiler.
- C'est mon chapeau de co-capitaine?
- O benim yardımcı kaptan şapkam mı?
Oui. mais tu as affaire au co-capitaine de l'équipe championne de la ligue des jeunes chrétiens du Texas.
- Hem de nasıl! Stuart bugün karşınızda kimin olduğunu söyledi mi bilmem ama aklında bulunsun, karşınızda Doğu Texas Hıristiyan Genç Kutsal Bowlingciler Ligi şampiyon takımının ikinci kaptanı var.
J'essaie vraiment de réduire mes émissions de CO ². T'es un radin et un profiteur.
Küresel ısınmaya, karbondioskit bazında yaptığım katkıyı azaltmak için çok uğraştım.
Je croyais que vous étiez co-conscients.
Herhâlde bildiklerini onlar da biliyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]