Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Daisy
Daisy Çeviri Türkçe
2,712 parallel translation
Daisy, tu dormiras en bas.
- Daisy,... Sen orada uyumak zorundasın.
Lâchez-la!
- Daisy! Bırakın gitsin!
N'oublie pas ce que je t'ai dit!
Ne dediğimi unutma, Daisy!
Daisy!
Daisy!
J'ai mal aux pieds.
Ayağım acıyor, Daisy.
Bordel, Daisy.
Allah kahretsin, Daisy.
- Daisy?
Daisy?
Daisy.
Daisy.
Daisy?
- Daisy? - Hmm?
Daisy, c'est Jet.
Jet. Daisy, bu Jet.
Fais attention!
Daisy, dikkatli ol.
" Oui, merci, Daisy.
" Evet, teşekkür ederim, Daisy.
Daisy...
Daisy...
- Daisy Luttrell.
- Ben Daisy Luttrell.
- Donne cette bouteille!
- Daisy...
- Daisy... Comment allons-nous tenir si tu offres toujours à boire?
Her gelene içki dağıtırsan, sence bu yeri nasıl çevirebiliriz?
Ce sont de vieux amis, Daisy.
Onlar eski arkadaşlarım, Daisy. Kilit altında!
Franklin examine Daisy.
Franklin Daisy ile ilgileniyor.
Daisy est quelqu'un de bien, mais un type a ses limites.
Demem o ki, Daisy iyi biri, bence, fakat insan ancak bir yere kadar sabreder..
"Un sacré trafic aujourd'hui, miss Daisy."
"Bugün trafik bayağı sıkışık, Bayan Daisy."
Daisy.
Papatya oldum.
Daisy veut un mec.
Papatya erkek istiyor.
Daisy peut flirter et Sue peut lutter.
Papatya flört, Sue da kavga edebiliyordu.
Je suis Sue, Daisy, Blondie...
"Ben Sue, Papatya, Sarışın..."
Sue, Lydia, Daisy, Sophie. Toutes réelles.
Sue, Lydia, Papatya, Sophie, hepsi gerçek.
Non, ça ne va pas, Daisy.
Hayır, yanlış yapıyorsun, Daisy.
Je ne suis pas ton chauffeur, Miss Daisy!
Direksiyona sen geç. Senin şoförün değilim, Miss Daisy.
Oh, bonjour, Lottie et Daisy et...
Merhaba, Lottie ve Daisy... ve de...
Et la façon que tu regardes au loin m'a rappelé comment gatsby regardait au loin, la lumière au bout de la jetée Daisy
Uzaklara dalıp gidişin Daisy'nin rıhtımın sonundaki fenerde uzak dalıp gitmesini hatırlattı.
Donc tu vas être mon chauffeur, Miss Daisy?
Demek bana özel "Bayan Daisy'nin Şoförü" olacaksın?
Daisy dit que ça doit être une vie solitaire.
Daisy dadıların hep yalnız kaldığını düşünüyor.
Daisy?
Daisy!
- Daisy?
- Daisy'ye mi?
Laissez Daisy et Ivy nettoyer ça demain matin.
Daisy ve Ivy sabah temizler.
Mais Daisy ne doit pas savoir que je n'y arrive pas.
Ama Daisy bunu çalıştırmayı bilmediğimi öğrenmemeli.
Daisy et moi venons juste de sortir d'une relation à long terme...
Daisy ve ben uzun bir birlikteliği bitirdik.
Bones, euh, m'a dit que Daisy revenait travailler au labo.
Bones, Daisy'nin çalışmak için laboratuvara geri geleceğini söyledi.
Daisy est une excellente interne.
- Daisy harika bir stajyer.
Comme Daisy?
Daisy'i gibi mi?
Ecoute-moi, ne t'approche pas de Daisy.
Dinle, Daisy'den uzak dur.
DAISY : Incluant même des zones où le périosteum est manquant car il a été abrasé... Très bien, Mademoiselle Wick.
Kemik zarının bulunduğu bölge yok, kazınmış olmalı, - -
DAISY : Dr. Hodgins, j'aimerais que vous jetiez un coup d'oeil à ça.
Dr. Hodgins, buna bakmanızı istiyorum.
DAISY : Dr. Saroyan.
Dr. Saroyan.
MONTENEGRO : En utilisant les informations que Daisy nous a donné, Hodgins et moi avons travaillé ensemble pour trouver l'arme utilisée pour créer la blessure par balle.
Daisy'nin bize verdiği bilgiye göre, Hodgins ve ben ölümcül yarayı oluşturan silahın ne olduğu konusunda olasılıkları daraltmaya başladık.
Mais non, j'étais juste en train de penser à ce que Daisy a dit... que le cancer de Monica Craig ne l'aurait pas tué alors.
Ama hayır, sadece Daisy'nin dediği şeyi düşünüyordum Monica Craig kanserden ölmedi.
- Quand j'ai vu Daisy aujourd'hui...
- Bugün Daisy'i gördüğümde... - Olmaz! Hayır, hayır.
Non. Ne prend aucune décision basée sur le fait d'avoir vu Daisy, compris?
Daisy'i gördüğün için karar almak yok, anlayor musun?
- Daisy.
- Daisy.
Derek. Mon Dieu, Daisy Parker.
Derek.
Je dois appeler mon avocat?
Tanrım, Daisy Parker. Avukatımı aramam gerekiyor mu?
- Daisy?
- Daisy mi?