Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Debs
Debs Çeviri Türkçe
206 parallel translation
Eugenio Debs, un grand homme de ce pays, est actuellement en prison parce qu'il est socialiste.
Eugenio Debs, o iyi bir adam. ama o da hapiste çünkü o bir Sosyalist.
Thomas Jefferson Gardiner, Salomon David Gardiner... Eugène V. Debs Gardiner. "
Thomas Jefferson Gardiner, Solomon David Gardiner ve Eugene V. Debs Gardiner. "
Mais ne pensez-vous pas, Emma, que si Debs a beaucoup de votes, ça renforcera cette image?
Ama Emma sence de Debs kazanırsa bu etkinin daha da güçleneceğine inanmıyor musun?
Jack, qu'est-ce que tu fais? - Comment a fini la conversation? - Il va lire l'article sur Debs.
Bütün yabancı komünistlerin sürgün edilmesi için mücadele ettim.
" La gauche a gagné 12 des 15 sièges
- Debs yazımı okuyacak.
Qui c'est, Debbie?
- Kim geldi Debs?
Ou j'envoie ces... ça va, Debbie?
Yoksa bunu bu... - İyi misin Debs?
Pousse-toi, Debbie.
Git buradan Debs.
T'inquiète pas, Debbie.
Merak etme Debs.
Je vais te dire... si ça marche pas avec Debbie je viendrai t'aider, O.K.?
Bak ne diyeceğim Debs'le aram düzelmezse gelir... sana yardım ederim, tamam mı?
Je regrette, mais l'époque des Debs est révolue.
Üzgünüm, atlı leydiler geçmişte kaldı.
Tu me manques déjà.
Seni şimdiden özledim Debs.
- Debbie,
- Debs?
Debbie, tu te rappelles ce qu'on disait : "Ensemble, pour la vie, quoi qu'il arrive"?
Debs... ne derdik hatırlıyor musun... ne olursa olsun beraberiz, asla ayrılmayız?
Debbie, c'est toujours moi.
Debs, benim. Hala benim.
- Debbie!
- Debs!
La prison dit qu'il s'est évadé de ce chantier extérieur avec 2 autres gars... Un certain Leonard "Crete" Debs et un Donnie Wayne Johnson.
Cezaevi, onun iş sırasında yanında Leonard Crete Debs ve Donnie Wayne Johnson denen - iki adamla birlikte kaçtığını söylüyor.
Ça ne fait que 10 heures. - Vous préférez mourir là-dedans plutôt que de nous augmenter? - Oui?
Hey, Eugene Debs, daha sadece 10 saat geçti.
Hé, hé, t'inquiète pas, Debs.
Endişelenme, Debs.
C'est pas lui, Debs, ou la police nous aurait déjà appelé.
Yoksa polis bize haber vermişti şimdiye.
- Tu l'as pas connue.
Debs, onunla hiç tanışmadın ki.
Je dois y aller, mais gardez-m'en.
Şimdi gitmem lazım. Bana da ayır biraz, Debs.
- Elle peut pas rester.
Burada kalamaz, Debs.
Tu iras la voir autant que tu veux.
Debs, istediğin zaman gidip ziyaret edebilirsin.
Qui veut un carré de riz soufflé?
- Peynirli börek isteyen? - Debs, üzülme.
T'es pas couchée?
Debs, niye yatmadın?
Je sais déjà, Debs.
- Zaten biliyorum, Debs.
Deb, va chercher Liam chez Sheila.
Debs, git Liam'ı Sheilalar'dan al.
Non, attends, Deb.
Hayır, bekle. Debs, dur.
Debs, viens.
Debs, hadi!
Debs et Ethel sont chargées de vous tenir éloigné de la piscine ou de vous noyer
Başınızda Debs ve Ethel duracak. Havuzdan uzak durun yoksa boğulursunuz.
c'est, euh, c'est Harry, Debs.
Ölen Harry, Debs.
Debs.
Debs.
Attrape tes boules quiès, retourne au lit, Debs.
Kulak tıkaçlarını al, yatağına yaylan Debs.
Debs, maintenant.
Debs, şimdi.
Debs, tu veux venir jouer?
Debs, oynamak ister misin?
Ne lui enlève pas ça.
Debs onunla her türlü anlaşır. Lütfen birbirlerinden ayırma onları.
♪ Ba-de-ya... ♪ 20 minutes, Debs, après tu vas au lit.
♪ Ba-de-ya... ♪ 20 dakika, Debs, sonra direkt yatağa.
Monica est bipolaire, Deb'!
Annemiz bipolar, Debs.
Il est atteint de trisomie 21, Debs.
- Down sendromlu, Debs.
t'en dis quoi Debs, viande gratuite?
Ne diyorsun, Debs? Bedava yemeğe var mısın?
Deb, monte dans la voiture!
Debs, arabaya bin!
Je vais à mon bureau. Debs et Ethel sont les responsables.
Başınızda Debs ve Ethel duracak.
Non, la maison a intérêt à être en feu, Debs.
Umarım evde yangın çıkmıştır, Debs.
La pyjama partie de Debs- - vous nous aidez à remplir la liste?
Deb'in yatılı partisinin misafir listesini doldurmamız lazım.
J'avais pas saisi la nuance.
Özür dilerim, ben yanlış duymuşum Debs.
- Quoi?
O değildir, Debs.
- Super, Debs.
- Harika olmuş, Debs.
Debs devrait voir la tombe de tante Ginger.
Debs'i gerçek Ginger'ın mezarını ziyarete götürmeliyiz.
- Ça peut attendre?
- Sonra olmaz mı, Debs?
Debs, c'est l'heure d'aller au lit.
Debs, yatma zamanı.