Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Delenn
Delenn Çeviri Türkçe
470 parallel translation
L'ambassadrice Delenn a besoin de vous voir.
Büyükelçi Delenn görüşmek istiyor.
Bon sang, Delenn, Comment pouvez-vous lui faire ça?
Lanet olsun, Delenn, bunu ona nasıl yaparsın?
Vous ne pouvez pas etre responsable des actes de chacun de votre race, Delenn. Non.
Irkının tüm fertlerinin hareketlerinden sorumlu tutulamazsın, Delenn.
L'ambassadrice Delenn.
Büyükelçi Delenn.
Vous comprenez, Delenn?
Anlıyor musun, Delenn?
Et Delenn, que faisait-elle là?
Peki Delenn'in orada ne işi vardı?
Navré de vous déranger, mais Delenn étant absent, vous devez m'aider.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama Delenn üs dışında. Yardımınız gerek.
- Mais je contacterai Delenn.
Büyükelçi Delenn'le bağlantı kurarım.
M. Lennier, avez-vous parlé à Delenn?
Bay Lennier, Büyükelçi Delenn'le konuştunuz mu?
Ni Mollari, ni Delenn... ni Sinclair et ni moi.
Ne Mollari, ne Delenn ne Sinclair and ne de ben.
Quand à l'Ambassadeur Delenn et bien, quelque chose se passe dans ses quartiers.
Büyükelçi Delenn ise- - Dairesinde garip bir şeyler döndüğü kesin.
Et l'ambassadeur Delenn est dans un cocoon.
Büyükelçi Delenn de bir kozanın içinde.
Satai Delenn, elle t'a ignoré elle aussi?
Satai Delenn, o da mı size aldırmadı?
Delenn.
Delenn.
L'ambassadeur Delenn est indisposé pour le moment.
Büyükelçi Delenn şu anda rahatsız.
Un haut dignitaire de la caste miltaire Minbari que personne n'a revu depuis près de 12 ans réapparaît par surprise et, sans raison apparente, force la porte de l'Ambassadeur Delenn et la vise de son arme.
Minbarilerin savaşçı sınıfından üst rütbeli bir subay neredeyse 12 yıldır kimsenin görmediği halde birden bir ortaya çıkıyor ve elinde silahla sebepsiz yere Büyükelçi Delenn'in dairesine giriyor.
Très bien, Delenn. Choisissé.
Pekâlâ, Delenn.
Je leur ai répété, Delenn, selon vos ordres.
Emredildiği gibi onlara anlattım, Delenn.
Bonne nuit, Delenn.
İyi geceler, Delenn.
- L'ambassadrice Delenn est malade.
- Büyükelçi Delenn hâlâ rahatsız.
Non, j'allais m'entretenir avec Delenn.
Hayır. Delenn'le konuşmaya gidiyordum.
Delenn?
Delenn?
Pouvez-vous venir immédiatement dans les quartiers de Delenn?
Dr. Franklin, en kısa sürede Büyükelçi Delenn'in dairesine gelebilir misiniz?
L'ambassadrice Delenn a un probl-me.
Büyükelçi Delenn'in sağlığı konusunda endişelerim var.
L'ambassadrice Delenn est sortie de son cocon...
Büyükelçi Delenn o garip kozasının içinden çıkmış.
L'ambassadrice Delenn était indisponible.
Büyükelçi Delenn son dönemde aranıza katılamadı.
- Commandant?
- Yarbay. - Delenn.
Ils vous appelaient Satai Delenn du Conseil Gris.
Sana Gri Konsey'in Satai Delenn'i diyorlardı.
Delenn dit que ces chasseurs sont attirés par la mort.
Delenn ölümün bu avcıları çektiğini söyledi.
- Je suis venu pour vous, Satai...
- Senin için geldim, Satai Delenn.
Delenn a perdu beaucoup de sang.
Delenn çok kan kaybetmiş.
Ambassadrice, vous vouliez me voir?
Büyükelçi Delenn, beni mi görmek istedin?
Voici une autre énigme : l'ambassadrice Delenn de la Fédération Minbari.
Gizemlilik konusunda Vorlon'dan hemen sonra Minbari Federasyonu Büyükelçisi Delenn geliyor.
Ambassadrice Delenn, on vous demande au Conseil.
Büyükelçi Delenn, Meclis Toplantı Salonu'ndan bekleniyorsunuz.
Je ne suis pas bien sûr de comprendre, Delenn.
"MÜFETTİŞİN GELİŞİ" - Anladığımdan pek emin değilim, Delenn.
Ce n'est pas le fait de demander quelque chose, pas venant de vous.
Delenn, bir şeyler istemen hiç sorun değil. Senin için değil.
Delenn, si je peux faire quoi que ce soit...
Delenn, yapabileceğim bir şey varsa- -
Où est Delenn?
Delenn nerede?
Delenn... vous êtes sûre de vouloir faire ça?
Delenn bunu yapmak istediğine emin misin? Onunla biraz zaman geçirdim ve gördüklerimden hoşlanmadım. Merak edilecek bir şey olmadığına yok.
Je suis Delenn.
Ben Delenn'im.
Vous êtes Delenn, l'élue.
Sen "Seçilmiş Delenn" sin
Appelez, Delenn.
Seslen, Delenn.
- Et Delenn a raison?
- Bir tek Delenn mi haklı?
Ou le monde a raison et Delenn a tort.
Belki de herkes haklıdır da Delenn yanılıyordur.
Vous savez quel est votre problème?
Sorununun ne olduğunu biliyor musun, Delenn?
Je sens votre coeur, Delenn.
Yüreğini hissedebiliyorum, Delenn.
Vous sentez votre coeur, Delenn?
Sen de yüreğini hissediyor musun, Delenn?
Ambassadrice Delenn.
Büyükelçi Delenn.
Ambassadrice Delenn?
Büyükelçi Delenn?
- Delenn.
- Olayı duydum.
Je vous connais depuis bientôt deux ans.
Delenn, seni neredeyse iki yıldır tanıyorum.