Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Derniere
Derniere Çeviri Türkçe
735 parallel translation
DERNIERE CHANCE DE FAIRE LE PLEIN
EN SON BENZİN ŞANSI
D'un cote, il a votre derniere lettre, de l'autre, votre photo.
Bir tarafında sizin son mektubunuz, diğer tarafında sizin resminiz.
Quand as-tu ouvert ce coffre la derniere fois?
Bu kasayı en son ne zaman açtın, Sam?
Je te l'ai dit dans ma derniere lettre.
Son mektubumda söyledim.
Probablement durant ma derniere crise.
Büyük ihtimalle son krizim sırasındadır.
C'était la derniere fois.
Son kez ödeyip gitti.
J'aurai pu le mettre dehors 50 fois... la derniere fois, deux chauffeurs de taxi l'ont largué dans le hall... raide sur le sol avec tous mes locataires qui entraient et sortaient... et les enfants qui partaient a l'école!
Onu en az 50 kez evden attırabilirdim. Son olarak, kiracılarım girip çıkarken ve çocuklar da okullarına giderlerken iki taksici onu giriş holüne öylece atıp gittiğinde!
C'est la derniere fois que je lui trouve une fille!
Bu onun için yaptığım son kız ayarlama.
Qu'y a-t-il, vous avez mal dormi la nuit derniere?
Bu ne demek oluyor? Dün gece sen iyi uyudun mu?
Ne parlons plus de la nuit derniere!
Dün geceden hiç söz etmesek daha iyi olacak, sence de mahsuru yoksa?
Je pensais que vous aviez accumulé assez d'eau la semaine derniere.
Geçen hafta yeteri kadar su aldiginizi saniyordum Tegmen.
Dr Morbius... La nuit derniere, notre Klystron-moniteur a ete sabote.
Dr. Morbius dün gece klistron monitörümüz sabote edildi.
J'imagine qu'aucun de nous n'a dormi la nuit derniere.
Sanırım dün gece ikimiz de uyumadık.
Tu n'as pas beaucoup grandi depuis la derniere fois.
Seni son gördüğümden beri fazla büyümemişsin!
Je vendrai plutot jusqu'a ma derniere chemise.
Son gömleğimi satıncaya kadar alamayacaksın.
a propos de la nuit derniere.
Dün gece için...
vous êtes partis avec Mme. Archer, dans le désert, la nuit derniere. vous aviez une arme.
Bayan Archer'la silahını alıp çöle doğru gitmişsiniz.
Selon Jess, Mr. Archer est parti avec sa femme dans le desert la nuit derniere... et il est revenu seul.
Jess'in söylediğine göre Bay Archer karısını gecenin ortasında çölde bırakmış ve eve yalnız dönmüş.
II fit construire une tombe en ces lieu, et un grand cortege la conduisit en une derniere procession,
Ölüm yerinin yakınında bir mezar yaptırdı ve tören alayı geçit halinde buraya yürüdü.
C'est la derniere tache, o Karna.
Son görevimizin vakti geldi Karnak.
et la derniere mais non la moindre...
Evet, son olarak da...
20 : 00 à 21 : 00 - chansons de marins par les matelots de garde 21 : 35 - je vous vois personnellement à bord de la derniere navette pour Milchester.
20 : 00 - 21 : 00, iskele vardiyasından denizci şarkıları. 21 : 35 - sizi şahsen Milchester'a kalkan son otobüse bindireceğim.
- Quand avez-vous vu la derniere fois le décédé?
- Maktulü en son ne zaman gördünüz?
j'aimerais beaucoup vous accompagner ce soir, mais je préfère encore plus passer ma derniere nuit à bord.
Bu gece size eşlik etmekten çok keyif alırdım ama son gecemi gemide geçirmeyi çok istiyorum.
J'essaye de tirer une derniére fois et le coup me part en plein visage.
Epeydir silah zaten geç ateş ediyordu.
J'étais en train de finir ma derniére bouteille.
Sen gittiğinde ben son kupamı bitiriyordum.
C'est la derniére, papa.
En sonu bu, Baba.
- Très bien, voici la derniere partie.
- Hazırız.
- La derniére fois...
- Onu en son gördüğümüzde..
Combien ai-je payé à la derniére livraison?
Size son getirdiğiniz atlar için ne kadar ödedim?
J'aimerais éclaircir une derniére chose, de façon à ne rien négliger.
Açıklığa kavuşturmak istediğim bir şey daha var. Böylece kafamda şüphe kalmayacak.
Une fille du nom de Lucy Chapman a été tuée la nuit derniére ou ce matin.
Lucy Chapman adındaki bir kadın dün gece ya da bu sabah öldürüldü.
On nous a cambriolés la nuit derniére, on n'en retrouve pas un.
Dün gece soyulduk, kayıtları bulamıyoruz.
N'est-il pas curieux que les cinq locaux de votre union aient été cambriolés la nuit derniére?
Dün gece beş ayrı liman sendika şubesinin soyulmuş olması size tuhaf gelmiyor mu?
C'est la derniére, M. Carey.
Bu sonuncusuydu, Bay Carey.
La victoire appartient à celui qui gagne la derniére bataille.
Savaşta son kalan, her şeyi alır.
Il a dû partir à l'improviste pour Londres la nuit derniére.
Bay Malcolm, dün gece aniden Londra'ya gitti.
Les titres ne sont pas intéressants, c'est donc en derniére minute.
Manşetler pek ilginç değil, o yüzden bu son haber olmalı.
Voici la derniére minute.
Bu sadece bir son haber.
La malédiction a appelé sa derniére victime.
- Böylece lanet son kurbanını da aldı. - Evet.
C'est ma derniére.
Son savaşım olduğu kesin.
Votre premiére et derniére.
İlk ve son ziyaretçinizmiş.
Vous devriez savoir une derniére chose.
Sanırım bilmen gereken bir şey daha var.
C'est la derniére fois que j'ai vu Lucy Dabney vivante.
Lucy Dabneyi'i yaşarken en son o zaman görmüştüm.
Puis-je demander une derniére faveur, monsieur?
Efendim, son bir iyilik isteyebilir miyim?
Je ne pouvais plus pousser mon scooter sur la derniére colline et il l'a fait pour moi.
Motosikletimi o son tepeye yukarı itemediğim zaman benim için o taşımıştı.
J'ai 18 ans, c'est ma derniére chance.
- Ben 18 yaşındayım ve başka bir şansım olmayabilir.
Vous vous rappelez ce pique-nique l'année derniére?
Geçen yılki pikniği hatırlıyor musun?
Je lui ferai épouser M. Blifil, quand bien même ce serait ma derniére action.
Yapacağım son şey bile olsa Billfill'le onu evlendireceğim.
Ce Northerton s'est échappé la nuit derniére.
- Northerton dün gece kaçtı.
Pour la derniére fois, Charlie Anderson, j'ai besoin de ta mule.
Charlie Anderson, son zaman, senin katırına ihtiyacım oldu.