English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Directions

Directions Çeviri Türkçe

693 parallel translation
Brillant avec un scalpel, mauvais avec les directions.
Neşter dahisi ama yön konusunda berbat.
- Oui, mais dans des directions opposées.
- Evet ama değişik yönlerde. - Hayır efendim.
Marchons 10 mn dans diverses directions jusqu'à ce qu'on trouve l'institution.
Doğru kurumu bulana kadar farklı yönlere 10 dakika yürümeliyiz.
Et on commence à être à court de directions.
Gidecek fazla yönümüz kalmadı.
Il passe ses vacances à Catalina dans une barque au fond vitré... pour voir venir des quatre directions à la fois.
Catalina'ya gitti, iki haftalık tatilini aynı anda dört yöne de bakabilmek için cam tabanlı bir teknede geçirdi.
Ou bien il y avait des directions qu'il a arrachées.
Belki yol tarifi olduğu için kendi yırtmıştır.
Les pierres plantées dans ce vieux cactus indiquent trois directions, mais une seule indiquant le nord mène quelque part, à des signaux gravés sur un rocher là-haut.
Bu yaşlı saguaro kaktüsüne çakılan taşlar üç yönü gösteriyor... ama sadece kuzeyi gösteren taşı izlersen... yukarıdaki kayalara oyulmuş işaretlere ulaşıyorsun.
Je déplace le fou de cette façon... La Reine peut se déplacer dans toutes les directions, hein?
Piyon böyle, fil şöyle ve vezir her yöne gider, değil mi?
Mais pourquoi, entre toutes les directions possibles, ai-je choisi de traverser la frontière franco-italienne?
Ama dünyada onca yer varken, o gün niçin İtalya'dan Fransa'ya geçtim?
Mais pour finir, ils se sont quittés et sont partis dans des directions opposées.
Ama az sonra ayrıldılar ve zıt yönlere gittiler.
De Phra Maha Mongkut... par la grâce de plus grande super agence du monde... roi de Siam... souverain de tous pays vassaux alentour, en toutes directions... etcetera, etcetera...
Gönderen Phra Mana Mongut. Dünyanın ve de kainatın en yüce süper devletinin takdirleriyle, Siyam Kralı. Kendisini çevreleyen ve ona bağımlı bütün komşu ülkelerin hakimi vesaire, vesaire, vesaire...
Biegler a l'air de frapper dans toutes les directions.
Biegler her yönden saldırıyor.
Libérez 400 Arabes, ils partiront dans 400 directions différentes.
400 Arap'ı bırakırsanız 400 farklı yöne koşacaktır.
Dommage qu'il faille partir en voyage... dans des directions différentes.
Ne yazık ki hepimiz farklı yerlere doğru... seyahat etmek zorundayız.
À travers les montagnes, les plaines, dans toutes les directions.
Sonrasında yolları arşınlayacağız. Dağları aşacağız, vadileri geçeceğiz.
Ils sont allés dans différentes directions. Mais toujours, au loin, on a entendu les fusils automatiques.
Buradan ayrılırken yön değiştireceklerini söylediler ama uzaktan kulağımıza makineli tüfek sesleri geldi.
Pourquoi ne pas nous séparer pour aller dans des directions différentes et nous retrouver ici dans, mettons... dix minutes? D'accord?
Neden ayrı yönlere gidip on dakika sonra burada buluşmuyoruz?
Je propose que nous allions dans des directions différentes et que nous nous retrouvions au point le plus éloigné qui est probablement quelque part par là.
Şimdi farklı yönlere gitmeyi ve şu köşeyi dönünce, muhtemelen oralarda bir yerde olan en uç noktada tekrar buluşmayı öneriyorum.
Prenons des directions différentes.
Tamam, hepimiz farklı yönlere gideceğiz.
Je pars dans toutes les directions.
Ne bulsam sarılıyorum.
On remplira nos sacoches et on partira dans 12 directions différentes.
Hepsini almayacağız. Heybelerimize doldurup 12 farklı istikamete gideceğiz.
Rien dans toutes les directions.
Hiçbir yönde bir nesneye rastlanmıyor.
Des vibrations souterraines se propagent dans toutes les directions.
Evet. Her yönden gelen yüzeyaltı titreşimler.
Le groupe se déploiera dans toutes les directions à partir de ce point dans le but de l'encercler et éventuellement de la capturer.
Bu grup, o noktadan her yöne dağılacak. Onun etrafını sararak yakalamak için uğraşacaklar.
- Elle émane de toutes les directions.
- Tüm yönlerde etkili.
Donc on peut s'en approcher de deux directions
# Onun için oraya iki yönden yaklaşılabilir.
Regarde et fais ton rapport. les Pasztor, allez au pont gardez le rivage dans les 2 directions.
Etrafa bakıp rapor ver. Pastor Kardeşler, köprüye gidin. İki yandan kıyıyı tutun.
Ils seront gênés par ces 2 directions.
İki yönden saldırıp onları şaşkına çevireceğiz.
Ils ont dit que l'attaque sera dans deux directions.
İki cepheden saldıracaklarını söylemişlerdi. Şu çocuğa bak!
J'ai bien peur de m'être embrouillée avec les directions.
Yolu bulmakta zorlandım.
Le fusil n'a pas de détonateur, la chevrotine part dans toutes les directions.
Boğumlu namlusu yok O yüzden saçmalar her yöne dağılıyor
Je vais par la, vous avez un choix de trois autres directions.
Ben bu yöne gidiyorum, sen diğer 3 yönden birini seçebilirsin
Tu as trois directions :
Senin için üç seçenek var :
"fonçant dans de multiples et nobles directions."
"çeşitli soylu yönlerden hamleler yaparak!"
Il était venu convaincu que les espèces vont dans différentes directions quand elles sont isolées les uns des autres.
Canlı türlerinin izole olarak birbirinden farklı yönlere evrildiğine ikna olmuş halde eve döndü.
C ´ etait en 1881 que Michelson a effectué une expérience, qui plus tard a été répétée avec Morley durant six ans dans lequel il a emit de la lumière dans différentes directions, et ils ont été surpris de trouver cela, toutefois l'appareil s'est déplacé,
1881'di. Michelson, Morley ile 6 yıl sonra tekrarlayacağı deneyi gerçekleştirerek, ışığı... farklı yönlerde gönderip, geri yansıtırken aparat hareket etse dahi,
ET JE LES ENVERRAI AVEC UNE COPIE DE MON TESTAMENT DANS DES DIRECTIONS DIFFERENTES.
Her birini, vasiyetimin birer kopyasıyla birlikte, farklı yerlere göndereceğim.
On est partis dans des directions opposées.
Zıt istikametlere gidiyoruz. Uzaklaşıyoruz birbirimizden.
Il n'y a que deux directions possibles.
Sadece iki alternatifimiz varmış gibi görünüyor.
Et ils ont frappé de leurs matraques dans toutes les directions.
Kulüplerini her yöne saldılar.
Elle leva les yeux et vit des nuages sombres... naissant à l'horizon dans toutes les directions.
Yukarıya baktığında kara bulutların... gökyüzünü kaplamaya başladığını fark etti.
Ca semble venir de plusieurs directions.
Her yönden geliyormuş gibi.
Le bruit est de plus en plus faible, mais on dirait qu'il y a deux directions à prendre.
Vurma sesleri zayıflıyor ama gidecek iki yön var gibi görünüyor.
Je vous donne les directions.
Gideceğimiz rotayı ben çizeceğim.
Plus il est petit, plus il limite les directions d'où provient la lumière.
Delik ne kadar küçük olursa ışığın gelebileceği yön sayısı da o kadar az olur.
Ces changements de vitesses font éclater les couleurs en envoyant leurs ondes dans des directions légèrement différentes.
Buz hız değişimleri dalgalarını biraz farklı yönlere göndererek renkleri birbirinden ayırır.
Leurs ancêtres ont également évolué dans d'autres directions.
Bu arada ilk dinozorlar ise başka bir dalda evrimleştiler.
La matière de l'univers et le tissu de l'espace... s'étendirent dans toutes les directions.
Evrenin hammaddesi, uzayın özü ile birlikte bugün olduğu gibi her yöne yayıldı.
On peut aller de gauche à droite, d'avant en arrière, de haut en bas... mais il y a d'autres directions... qui sont perpendiculaires à ces trois dimensions à la fois.
Sol-sağ ve ileri-geri hareket var. Yukarı-aşağı da ve diğer boyutlar da ve bunlar üç boyutumuzla doğru açılara gelebiliyor.
Ils ne peuvent pas résister à des tractions dans des directions opposées!
Kritik Çekme Gerilimine asla dayanamazlar.
Mais je peux vous assurez que ce n'est pas une menace et cependant le Président qui ne veut rien laisser au hasard a ordonné aux membres du congret les plus éminants dans ce domaine de mener... une enquête poussée dans toutes les directions, avec une investigation sur les origines de cet interessant acte de la nature
Ama sizi temin ederim bu bir tehlike değildir. Ve olmayacaktır. Ancak sayın başkan, altına bakılmamış taş bırakmayacak,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]