Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Drinks
Drinks Çeviri Türkçe
24 parallel translation
Prenons nos drinks au salon
İçkilerimizi içeride içebilir miyiz?
- Elle connaît la suite. Le jet pour Martha's Vineyard, villa, frigo plein, fleurs, places de théâtre coupe-files, drinks au Carlyle.
Martha'nın üzümbağına jet gezisi, yemek ve çiçek dolu kulübe, bileti tükenmiş gösterilere özel bilet, Carlyle'da içki.
- "Boit"?
- "Drinks" ( İçer )
J'adore quand Janey se désaltère J'adore quand Janey bat des paupières
I love it when Janey drinks I love it when Janey blinks
On va boire, ça suffit les conneries,
# # we're gonna make drinks and punch # # no fakin'the funk #
En fait, je t'ai pas proposé... dans le frigo, il y a tout un tas de drinks... des boissons.
Sana uzatmayı unuttum... Dolapta içki var. Her türlü içecek...
Un homme appelé Drinks Water a eu la même vision, il y a longtemps.
Su İçen adında biri aynı rüyayı uzun zaman önce görmüştü.
And when she drinks, against her lips I bob... and on her wither'd dewlap pours the ale.
Kız ne zaman o kaptan içse, dudaklarını ve gerdanına bira damlayışını izlerken büyülenirim. "
Je vous sers un petit verre de drinks, M. Tremblay.
"Kokteyl" e ne dersiniz Bay Tremblay?
Slam Bolt Energy Drinks?
Çarpan Yıldırım enerji içecekleri mi?
Pour les drinks, c'est déjà payé.
İçkiler için endişelenmeyin. Bendensiniz.
Allons surpayer pour des drinks.
- Evet. İçki içip kazıklanalım.
♪ We went back inside, sat down, had a few drinks ♪
* İçeri girdik beraber, oturduk, bir, iki kadeh içtik *
L'autre soir, l'équipe entière est sortie ils ont pris des smurf drinks et ne nous ont pas invités.
Dün gece tüm personel dışarı çıkmış ve şirin içkileri içmişler ve bizi davet etmediler.
Je serais perdu.
Ya da içecek ve tatlıdan mı başlasak? on drinks and desserts... Bilemedim.
Veux-tu te joindre à nous pour quelques drinks?
Bana ve arkadaşlarıma katılıp bir şeyler içmek ister misiniz?
On a organisé des drinks inter-départements, construit des relations, partagé de l'information.
Bölümler arasında içki içildiği, ilişkiler kurulduğu, bilgi paylaşıldığı oldu.
J'ai entendu "Drinks"?
- İçecek mi?
Nous avons le temps de boire deux drinks.
İki içki için zamanımız var.
- Trois drinks.
- Üç içki.
- Non, trois drinks.
- Hayır, üç içki.
- Quatre drinks.
- Dört içki.
Lors de cocktails et de dîners, le gratin du milieu cinématographique enchaînait les drinks, colportait les rumeurs, faisait affaire et échangeait des ragots.
Kokteyl ve yemek topluluklarında, film kolonisi har vurup harman savurur birbirlerine hava atar, söylentileri birbirlerine anlatır anlaşmalar yapar ve dedikodu yapardı.