Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Dâ
Dâ Çeviri Türkçe
37 parallel translation
Jâ € ™ arrête pas dâ € ™ espà © rer qu'entre nous à § a devienne sà © rieux mais...
İkimiz için beklemeye devam edeceğim, fakat...
Parce que à § a reprà © sentait quelque chose dâ € ™ honnête et vrai.
Çünkü bu gerçek ve doğru bir hikayeydi.
Non, dâ habitude on m'appelle...
Hayır, genelde- - insanlar bana böyle der- -
Sur la base des recommandations d'une sentence minimale et des recommandations de l'accusation, vous êtes condamnà © e à un sà © jour de 30 jours à la police dâ à tat de Mercer County.
Azami cezalandırma esaslarına ve savcılık tavsiyesine göre Mercer İlçesi Bayan Islahevi'nde 30 gün süreyle cezalandırıldınız.
On a installé des protections pour l'empêcher dâ € ™ interférer avec le processus de codage. Je ne sais pas.
Dışarıdan kod müdahalelerine karşı onu korumak için güvenlik duvarları inşa etmiştik.
Ce pays bénévole dont vous parler, l'Allemagne, supporte explicitement lâ Ă tat dâ IsraĂŤl.
Bahsettiğin bu cömert ülke Almanya kesin surette İsrail Devleti'ni destekliyor.
- Beaucoup dâ € ™ énergie aprà ¨ s les yeux rouges.
- Gece uçuşundan sonra hala enerjiniz var!
Le fait dâ € ™ être rentrée à New York est un vrai retour pour moi.
Yeniden New York'da olmak, aslında benim için bir geri dönüş.
- Oui, ils sont aussi riches dâ € ™ argent.
- Evet, ayrıca paralı zenginlerdir.
Souvenez-vous juste dâ € ™ être rentrés pour 7 : 00.
Sadece 7 : 00'de dönmeyi unutmayın.
Je nâ € ™ ai plus dâ € ™ argent, je dois en emprunter un peu.
Ben de hiç para yok. Biraz borç almam gerek.
Dâ € ™ accord, comme on est supposés arriver à Long Island?
Peki Long Island'a nasıl gideceğiz?
Bien, on nâ € ™ a plus dâ € ™ argent!
Yani hiç paramız yok mu?
"Une occasion pour les anciens de soutenir notre rêve dâ € ™ un nouveau tableau pour le gymnase"?
"Çeşitli mezunlar için hayalimiz olan yeni bir spor salonu skorbordu satın almak için bir fırsat."
Chaque réunion dâ € ™ étudiants mérite une pizza.
Her öğrenci konseyi toplantısının biraz pizzaya ihtiyacı vardır.
à ‡ a craint que ce fut si cool dâ € ™ être une victime à lâ € ™ école.
Gençken zorba olmanın harika olması, çok kötü!
Je ne veux pas dâ € ™ ennuis.
Turşu almak istemem.
Dâ € ™ accord, et voilÃ!
Pekala, işte buyur.
Jâ € ™ ai eu ta soupe mais pas avant dâ € ™ avoir frappé cette ville en pleine gorge.
Çorbanı aldım ama şehrin boğazını yumruklamadan alamadım.
Cette ville est une jungle, donc il vaut mieux dâ € ™ être un lion effrayant.
Bu şehir bir orman, o yüzden bir aslan olsan iyi olur.
Je vais leur dire ce que je pense vraiment dâ € ™ eux.
Onlara gerçekten onlar hakkında ne düşündüğümü söyleyeceğim.
Quoi dâ € ™ autre, New York?
Başka neyin var, New York?
Jâ € ™ étais justement en train de dire à mon fils que jâ € ™ ai toujours rêvé dâ € ™ être un musicien de rue.
Ben de az önce çocuğuma sokak müzisyeni olma hayalimden bahsediyordum.
Mesdames et messieurs, en raison dâ € ™ un problà ¨ me de signal à la 51à ¨ me rue tous les trains sont actuellement retardés.
Bayanlar ve baylar, 51.caddedeki bir sinyal problemi nedeniyle şu anda tüm trenler geçicektir.
Et avec le nouveau tableau dâ € ™ affichage de Fitzgerald High, on peut faire redevenir Gros Cou gros à nouveau.
Fitzgerald lisesinin yeni skorborduyla birlikte Great Neck'i yeniden harika yapabiliriz.
Comme je disais, je ne peux attendre de voir sa tête quand il réalisera quâ € ™ on lâ € ™ a fait, vraiment, dâ € ™ accord?
Bizden başarmamızı istemişti. Benim de dediğim gibi, bunu başardığımızı fark ettiğinde onun yüzünü görmek için sabırsızlanıyorum, yani?
Ouais, je ne peux plus attendre, dâ accord?
- Biliyorum ama sadece biraz daha...
Dâ accord?
Evet, yine de sabırsızlanıyorum.
Donc, merci... dâ être la pire chose que lâ humanité ait à offrir.
O yüzden teşekkür ederim... İnsanların olabileceği en kötü kişiler olduğunuz için.
Merci de mâ avoir montré que les vêtements de sport ne doivent jamais être portés à lâ extérieur de chez soi, bande dâ entasseurs joufflus de cornichons?
Bana atletik giysinin asla ev dışında giyilmeyen bir şey olduğunu gösterdiğin için teşekkür ederim. Seni tombul parmaklı, turşu istifçisi!
Donc si lâ un dâ entre vous à autre chose à dire à mon mari, je vous traà ® ne dehors et on rà ¨ gle à § a à la manià ¨ re Los Angeles.
İsmim Cece Schmidt. O yüzden kocam hakkında söyleyecek herhangi bir şeyiniz varsa sizi dışarıya sürüklerim ve bunu L.A. tarzıyla hallederiz.
Mais sans moi, ils auraient poursuivi, j'ai aucun doute.
Ama ben olmasaydım ikisinden biri ya dâ her ikisi de eski yöntemlerine geri dönerdi.
- De paye seront foutues.
- Ücret bordrolarını dâ.
- Dâ € ™ accord!
- Pekala!
Dâ accord, écoutez, elle a clairement fait un truc bizarre avec votre voiture,
Pekala, dinle.
- On vient dâ arriver
Ne zamandır buradasınız?
Jâ ai dâ autres amis.
Başka arkadaşlarım da var.