Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Décisions
Décisions Çeviri Türkçe
3,736 parallel translation
J'ai beaucoup trop insisté, et tu as besoin de prendre tes propres décisions.
Seni çok fazla zorluyordum ve kendi kararlarını kendin vermelisin.
Les décisions sur le climat sont remises à plus tard.
İklim sorunları sürekli erteleniyor.
C'est pas une journée pour prendre des décisions.
Son kararlar için gün bugün değil zaten.
Mais quand il faudra prendre des décisions importantes, il faudrait qu'elle soit bête.
Ama hassas kararlara geldiğinde biraz aptal olmalı.
Croire en sa propre force, ou croire en les décisions de compagnons dignes de confiance,
Kendi yeneteklerime inanabilirim, veya güveneceğim yoldaşları seçeceğim.
Je pense qu'elle prend des décisions sur des placements sans en comprendre les conséquences.
Sonuçlarını anlamadan yatırım kararları verdiğini düşünüyorum.
Tu prends des décisions... De grosses décisions... sans nous les soumettre.
Masaya danışmadan büyük kararlar veriyorsun.
S'il faut dépasser les limites, ou prendre des décisions au vol, je n'hésiterai pas.
Ve evet, bu bazen çizgilerin dışına çıkmak ya da an içinde birkaç karar vermek demek oluyorsa, ben de bunları yaparım.
C'est l'une des plus grandes décisions de sa vie.
Hayatındaki en büyük karar bu.
Parce que tu prends des décisions stupides!
Çünkü saçma sapan kararlar veriyorsun!
Chérie, le temps pour ce ton désapprobateur C'est quand je prends ces pauvres décisions.
Tatlım, bu onaylamaz ses tonunu kötü kararları verdiğim ilk anlar için sakla.
Qu'est-il arrivé à toi étant là pour moi dans mes décisions?
Kararlarımda bana destek çıkman meselesine ne oldu?
A cause des décisions qu'il avait prises
Verdiği her kararı sorguladı.
Que les décisions que tu prends aujourd'hui vont déterminer le reste de ta vie, alors tu devrais les envisager?
Şimdi vereceğin kararların hayatının geri kalanını belirleyeceğinin farkına varman gerektiği mi?
On peut voir que Miya-san est rapide avec les décisions, pas vrai?
Miyazaki'nin hızlı karar verdiğini söylüyorsun, değil mi?
Les gens doivent savoir qu'elle vous a élevée de sorte que vous preniez les bonnes décisions.
İnsanların, seni doğru kararlar alan biri olarak yetiştirdiğini görmesini sağlamalıyız.
Vous m'avez mis ici pour prendre les décisions difficiles, et je l'ai fait.
Beni buraya zor kararlar almam için getirdin, ben de aldım.
Poser une bombe était juste une des mauvaises décisions de Creevy.
Bomba yerleştirmek, Creevy'nin birçok berbat planından biriydi.
C'est comme ça que sont prises les décisions?
Bu şekilde mi karar vereceğiz?
Je ne participe plus aux décisions stratégiques.
Artık Lockhart / Gardner'daki hiçbir stratejiye dahil değilim.
nous ne laissons pas nos ennuis personnels influencer nos décisions professionnelles.
Diane, özel meselelerin profesyonel kararlarımızı etkilemesine izin vermeyiz.
On a 10 min. Ou ils vont prendre de mauvaises décisions là-bas.
Aksi halde, dışarıda kötü kararlar vermeye başlarlar.
L'imprévu s'est mis sur notre chemin, et des décisions ont été prises.
Değişkenler işin içine girdi, kararlar verildi.
Les décisions ont été prises.
Karar alındı.
Je sais que des décisions ont été prises.
Karar alındığını biliyorum.
Parce que c'est ta femme et parce qu'elle a le droit de peser dans les décisions qui affectent vos deux vies, tu sais?
Çünkü senin eşin o, çünkü sana bir fikir sunuyor ikinizin de hayatını etkileyecek kararlar, biliyor musun?
Les mères doivent prendre des décisions qui sont vraiment, vraiment très dures.
Annelerin çok zor kararlar vermesi gerekir.
Ouvrir les portes de la mairie c'est seulement le début d'un dialogue entre le bureau du maire et les braves gens de cette communauté pour que vous soyez non seulement au courant de nos décisions mais de pourquoi nous les faisons.
Belediye binasının kapıları açılınca, topluluktaki iyi insanlarla başkanlık ofisi arasında diyalog başlayacak. Böylelikle ne kararlar aldığımızdan ziyade bu kararları neden aldığımızı bileceksiniz.
Elle a dit qu'elle avait des décisions à prendre.
Vermesi gereken kararlar olduğunu söyledi.
Tu as le droit de prendre tes propres décisions.
Sen zaten seçimini yapmışsın.
Mais tu dois comprendre, que les décisions que j'ai faites quand j'étais vivant, je ne peux plus les tenir.
Ama anlamak zorundasın, yaşarken verdiğim kararlar, onları geri alamam.
Les gens prennent leurs propres décisions.
İnsanlar kendi kararlarını kendileri verir.
Il y a... trop de décisions à prendre.
çok fazla seçenek var.
Nous montrerons que le Dr Torres a fait toute une série de mauvaises décisions, coutant finallement à M. Travis Reed... un athlète olympique florissant et en bonne santé... ses jambes.
Dr. Torres'in bir dizi hatalı kararlar verdiğini, ve bunların sonucunda da başarılı ve sağlıklı bir sporcu olan Travis Reed'in bacaklarını kaybettiğini ispat edeceğiz.
Cela signifie prendre des décisions que d'autres n'aimeront pas.
Bu da başkalarının hoşlanmayacağı kararlar vermek demek.
J'ai décidé que... je crois désormais que ces décisions doivent se faire entre une femme et son médecin, que je ne suis pas en droit de m'opposer au... choix... qui en découlera.
Şimdi bu kararların kadın ve doktoru arasında alınması gerektiğine inanıyorum, Bunun önünde durmak için herhangi bir hakkım yok. o ilişkinin... kararı
Vous prenez les décisions concernant sa sécurité.
Güvenliği için uygun olduğunu düşündüğünüz tüm kararlara yetkilisiniz. - Aman Tanrım
Peu de décisions d'affaires ne se prennent sans lui dans cette ville.
Buralarda karara bağlanan çoğu işte bu adamın payı vardır.
Écoute, je n'approuve peut-être pas toutes ses décisions, mais il est notre leader et il est un artiste, et les artistes ont aussi le droit d'échouer.
Bak, fikirlerinin yarısına katılmıyor olabilirim ama o liderimiz ve bir sanatçı ve sanatçıların başarısız olma hakları vardır.
Toutes ces décisions que tu prends, Ce sont des mauvaises décisions.
Aldığın bütün kararlar berbat.
Je prends des décisions irrationnelles.
Mantıksız kararlar alıyorum.
Je m'attends à ce que tu saches prendre des décisions techniques.
Senden basit mühendislik şeylerini yapabilmeni istiyorum.
Mais maintenant que nous sommes là, on va faire tout ce qu'on peut pour prendre les bonnes décisions.
Ama işte buradayız,... doğru kararı verebilmek için elimizden gelen herşeyi yapmamız gerek.
Je pense être assez vieille pour prendre mes propres décisions.
Sanırım kendim için kararı verebilecek yaştayım.
Il pense que quelqu'un de l'intérieur influence les décisions pour se servir du Dr Sanders.
İçeriden birinin Dr. Sanders'ı kullanma kararını etkilediğini düşünüyor.
Le groupe Jeguk prend tes décisions et tu dois vouloir ce qu'ils veulent.
Kararları İmparatorluk Grup veriyor. Sen de onları istemek zorundasın.
La Représentante Lee et vous avez tous les deux pris des décisions sur vos priorités. C'est votre choix.
Başkan Lee ve sizin yaptığınız şu önem sıralaması seçimdir.
Ecoute... des décisions doivent parfois être prises à la volée.
Bakın. Kararlar bazen doğaçlama yapılmalı.
Faire que ce cabinet se développe? Prendre des décisions - avant que le débat ne s'éternise?
- Bu şirketi büyütmek için ölümüne savunurken kararlar almayı mı?
J'ai passé en revue toutes mes décisions.
Tüm kararlarımı tekrar yorumladım.
- Bon, Candice, c'est une tentative artistique qui requiert des décisions impartiales.
Bu olay sanatsal bir yapı ve karar verme yeteneği gerektirir.