English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Défense

Défense Çeviri Türkçe

11,559 parallel translation
En légitime défense?
- Meşru savunma olarak?
L'auto-défense?
Nefsi müdafaa mı?
La Matrice peut les utiliser comme défense.
Matris, onları savunma olarak kullanabilir.
Tu n'as pas dit que nous étions libres, fiers et sans défense.
Şehre özgür ve onurlu olmamız dışında, savunmasız olduğumuzu söylemedin.
J'étais dans les Forces de défense israéliennes.
İsrail Savunma Kuvvetleri'ndeydim.
Les jaunes, vous êtes en défense.
Sarı yelekliler, savunmadasınız.
Tu n'avais pas à prendre ma défense.
Orada bana arka çıkmana gerek yoktu.
Une défense courageuse, ma Dame.
Cesur bir gösteri efendim.
C'était de la légitime défense.
Bu meşru müdafaydı dediğin gibi
Si vous suspectez Sean d'avoir tué Chandler, vous lui fournissez des éléments de défense!
Eğer Sean'ın Chandler'ı öldürdüğünden şüpheleniyorsan ona savunma yaparsın!
C'est de la légitime défense.
Buna meşru müdafaa denir piç kurusu!
À partir de maintenant, c'est de la légitime défense.
Şu andan itibaren meşru müdafaa.
La défense à partir du Zhepyr One sera faite par Daisy et Mack.
Zefir Bir'den işleri idare edecekler Daisy ve Mack olacak.
La défense appelle M. Albert Krantz.
Mr. Albert Krantz savunmaya çağrılıyor.
Par conséquent, si la défense était en mesure de fournir le chèque manquant et de prouver qu'il a été en votre possession, nous pourrions tous rentrer chez nous. Je suppose.
Ondan önce, savunma kaybolan çeki bulup sahipliğini kanıtlarsam hepimiz eve gidebiliriz.
La défense réplique.
Savunma geri püskürtüyor.
La défense a introduit des témoignages pendant le procès.
Savunma kapanış tartışmaları sırasında yeni tanık getiriyor.
J'ai fait un détour... par votre labo de la défense.
Buraya gelirken savunma silahları laboratuarına uğradım.
Il est temps de revenir à des temps plus sûrs. Un temps où les forces de la liberté pourront agir ouvertement pour la défense de leurs intérêts.
Özgürlük güçlerinin çıkarlarını korumak için bir kez daha açıkça etkin hâle geldiği daha basit bir çağa dönmenin vakti geldi.
Aussi efficace dans les mesures de défense que dans les opérations tactiques sa large gamme d'applications inclut la surveillance.
Hem önleyici tedbirlere hem de taktik saldırılara elverişlidir.
Lui c'est Mitchell Carson, ancien responsable de la défense du S.H.I.E.L.D.
Bu adam S.H.I.E.L.D'ın savunma eski başkanı Mitchell Carson.
Cette demande doit être approuvée par les enquêteurs, l'adjointe du procureur Hobbs, et l'avocat de la défense avant que ça ne passe devant moi.
Bu talep, benim önüme gelmeden önce, müfettişler, Savcı Hobbs ve sanığın avukatı ile netleştirilmeli.
Oui, juste pour voir s'il y réfléchirait, ce qu'il peut faire, si j'obtiens l'autorisation des enquêteurs, du procureur, et de la défense.
Evet, dikkate alıp almayacağını görmek için. Eğer müfettişlerden, savcıdan ve savunma avukatından izin alabilirsem, olabilirmiş.
Et si la défense accepte à l'avance de ne pas me citer à comparaître, et s'ils acceptent à l'avance de ne pas se servir de mes interviews au tribunal, et si, dans mon histoire, j'interrogeais l'avocat de Slider et le laissait parler de l'affaire?
Savunma beni mahkemeye çağırmayacağını önceden kabul etse röportajlarımı mahkemede kullanmayacaklarını önceden kabul etseler ve hikayemin bir parçası olarak, Kaypak'ın avukatıyla röportaj yapıp onu dava hakkında konuştursam?
Je vais le faire passer à la défense et voir ce que...
Savunmayla görüşürüm, ne olacağına baka...
Ça ne me surprend pas que votre mère ait approuvé ça ainsi que la défense, mais qu'est-ce qui a persuadé Hobbs?
Annenin ya da savunmanın bunu imzalamasına şaşırmadım, ama Hobbs'ın derdi ne?
M. Raydor, votre déclaration d'introduction pour la défense?
Bay Raydor, savunma makamı adına açılış konuşmanız?
La défense a l'intention d'introduire une preuve scientifiquement irréfutable prouvant que M. Song n'a pas tué sa femme.
Savunma makamı Bay Song'un karısını öldürmediğine dair bilimsel açıdan inkar edilemez kanıtı sunmak niyetindedir.
Je n'aimerais pas être accusée de rouvrir une enquête parce que l'avocat de la défense se trouve être mon ex-mari.
Bilirsiniz, bir soruşturmayı, savunma avukatı eski kocam diye yeniden açmakla suçlanmak hoşuma gitmez.
La défense n'a reçu cette nouvelle preuve que récemment.
Savunma makamı, bu yeni delili henüz edindi.
Votre Honneur, la défense ne demande ni plus de temps ni plus de délais.
Sayın Hakim, savunma ne daha fazla zaman ne de daha fazla zaman çizelgesi istiyor.
Adjointe Hobbs, avez-vous pu réfuter cette nouvelle preuve vidéo transmise par la défense?
Bölge Savcısı Hobbs, savcılık, savunmanın sunduğu yeni video delilini çürütebildi mi?
- Pas de blessures de défense?
- Hiç savunma yarası yok mu?
Pourquoi lui donnons-nous une aussi bonne défense?
Kadının eline bu kadar harika bir savunma vermemizin bir sebebi var mı?
Elle dit que c'était un meurtre ou de l'auto-défense.
O, bunun bir cinayet mi yoksa nefsi müdafaa mı olduğunu söylüyor.
Et il ne la battait pas à ce moment-là, donc ce n'est pas de l'auto-défense.
Ve adam o sırada onu dövmüyormuş, dolayısıyla nefsi müdafaa değil.
Qu'as-tu à dire pour ta défense?
Kendini nasıl savunacaksın?
Si vous permettez, je dois m'occuper de la défense d'Asima.
Eğer izin verirseniz, Asima suvunmasını ayarlamak zorundayım.
Vous jouez la défense.
Ah. Savunma yapıyorsun.
Leçon suivante, ne laisses jamais ton flanc sans défense.
Sıradaki ders, yan tarafını asla açıkta bırakma.
La déficience intellectuelle est ce que plaide la défense dans une affaire comme celle-ci.
Savunma makamı böyle davalarda azaltılmış ceza ehliyetini öne sürer.
Je ne t'ai jamais vu prendre sa défense comme ça.
Onu hiç böyle savunduğunu görmemiştim.
J'ai pris sa défense, pas vrai?
Onu savundum, değil mi?
Tu penses que ma fille prendra ma défense comme ça un jour?
Günün birinde kızımız da beni böyle savunur mu dersin?
C'était de la légitime défense.
- Kendimi korudum.
Mon nom est Ichabod Crane pour la défense.
Adım Ichabod Crane ve savunma yapmak için geldim.
Je viens de laisser les corps de gens auxquels je tenais pourrir dans les bois car tu les as laissé sans défense contre des braconniers envoyé par Kingmaker Land Development.
Değer verdiğim insanların cesetlerini ormanda çürümesi için bırakıp geldim çünkü sen Kingmaker Arazi Geliştirmeden gelen kaçak avcılara karşı onları savunmasız bıraktın.
Confirmation protocole de défense personnalisé
- Özel savunma protokolü onaylandı.
Système de défense enclenché.
- Silahlar ateşlemeye hazır.
Cours de self-defense.
Savunma sanatı dersleri aldım.
Y'a que dans tes rêves que t'as un système de défense.
- Hadi oradan, silahmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]