Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Dît
Dît Çeviri Türkçe
418,149 parallel translation
Elle a dit qu'il de devrait pas être seul, alors elle l'a suivi chez lui.
Eve kadar eşlik etti.
Ok, bien, et qu'est-ce que le docteur a dit?
Pekala, doktor ne dedi?
Je vous l'avais dit que nous gérerions Stratos.
Stratos'u halledeceğiz demiştim sana.
Si on oublie des paroles, on dit :
Mesela sözleri unuttuğunda dersin ki...
J'ai dit quelque chose de mal?
Yanlış bir şey mi dedim?
Comme quand un bébé boit du lait. À l'âge adulte, on se dit : "Je ne vois pas l'intérêt."
Mesela bebekken anne sütüne bayılırsın, yetişkin olunca da içersin ve "Amma da abartmışım" dersin.
En tant qu'artiste musical, mon contrat m'obligeait à aider en cas d'urgence, et j'ai dit : "Sans façon."
Ekip üyesi olarak acil durumlarda yardımcı olacağıma dair kâğıt imzalamıştım. Ben de "Yok, almayayım" dedim.
Non, J-j'ai pas dit ça.
Hayır, öyle demedim.
J'ai dit verrouille la porte.
- Sana kapıyı kiliyle dedim.
Il dit que c'est à la plage et que ses ses jambes sont maigrichonnes en short.
Gezi plajda ve şort giyince bacaklarının çok ince göründüğünü söylüyor.
Alors qu'elle m'a dit un mensonge évident, je l'ai laissée faire.
Bana açıkça yalan söylemişken ben hiçbir şey yapmadım.
Elle a dit qu'elle m'enverrait quelque chose, mais quand je me suis reveillé elle n'avait toujours pas répondu.
Bir şeyler göndereceğini söyledi ama uyandığımda hala cevap vermemişti.
Partant de ce que le chef a dit dehors, les pompiers sont perdus, et les ingénieurs de la NASA qui ont construit la bulle sont trop loin pour arriver ici avant que la maison ne brûle.
Şefin de dışarıda dediği gibi, itfaiye ne yapacağını bilemez durumda ve baloncuğu yapan NASA mühendisleri de ev kül olmadan burada olamayacak kadar uzaktalar.
Je ne sais pas si votre collègue vous l'a dit, mais Ada a... une immunodéficience sévère, provoqué par l'anémie aplasique pancytopénique acquise et une greffe de moelle osseuse qui a échoué.
Arkadaşlarınız size söyledi mi bilmiyorum ama Ada'nın... Ciddi bağışıklık yetmezliği var sonradan kazanılan pansitopekin anemi ve ardından başarısız bir kemik iliği nakline bağlıdır.
Happy a dit qu'il était un frappadingue.
Happy onun tuhaf bir tip olduğunu söylemişti.
Prends une oreillette et dit au père d'Ada de la stériliser pour qu'elle puisse communiquer avec nous quand elle sera dans la combinaison.
Başka bir telsiz al ve Ada'nın babasına steril etmesini söyle böylece tehlikeli madde giysisinin içindeyken bizimle iletişim kurabilir.
Ce n'est pas tout ce qu'il a dit.
Tek söylediği bu değil.
La semaine dernière, tu m'as dit que je devais me faire un ami.
Geçen hafta bana, arkadaş edinmem gerektiğini söylemen gerekti.
Dit l'inventeur du plus stupide hot dog du monde.
Dedi, dünyanın en salakça sosisli sandviçinin mucidi.
- Je te l'ai dit déjà. J'ai vérifié à plusieurs reprises.
Hareket etmedi.
Je n'ai rien dit du tout.
- Hiçbir şey söylemedim.
Comme je l'ai dit à Ralph, mauvais goût signifie bonne médecine.
Ralph'a da böyle diyorum, tadı kötüyse ilaç iyidir.
Vous avez dit, la femme que vous allez épouser.
Evleneceğim kadın dedin.
Thawne ne t'a pas dit ce qui est arrivé à Rip?
Thawne hiç Rip'e ne yaptığını söylemedi mi?
Ken l'a dit lui-même, nous sommes des aberrations vivants avec un sursis.
Artist kendi demişti. Hepimiz sayılı günü kalmış olan birer aberasyonuz.
Vous nous avez dit de ne jamais ré-explorer notre passé.
Ama bize asla kendi geçmişimize gitmememizi söylemiştin.
Darhk a dit que tu t'étais ramolli.
Evet, Darhk yumuşadığını söylemişti.
C'est vrai ce qu'on dit.
Şu laf çok doğru.
Gideon a dit qu'on retournait en 1942.
Gideon, 1942'ye dönüyoruz dedi. Görev sona erdi.
Tu l'as fait! T'as tenu le flingue comme je t'ai dit?
Yaptın mı, Silahı dediğim gibi mi tuttun?
Ils ont toujours dit que ça a été le coup de foudre.
Hep ilk görüşte aşık olduklarını anlatırlardı.
Frankie dit que vous avez quelque chose de vital pour moi.
Frankie bana vereceğin çok önemli bir şey olduğunu söyledi.
C'est toi qui as dit que l'on ne pouvait pas laisser Flynn tout saccager où qu'il aille.
Flynn'in herkesi ve her şeyi yok etmesine izin vermeyeceğini söyleyen sendin.
J'ai dit pas de commentaire.
Yorum yapmayacağım dedim.
Je leur ai dit... courir après Capone pour ses impôts ne marcherait jamais.
Capone'un peşinden vergi kaçırma iddiasıyla gitmenin işe yaramayacağını söylemiştim.
Écoutez, il ne l'a pas dit.
Bakın bana söylemedi.
il a juste dit qu'il était inquiet pour moi.
O sadece... benim hakkımda endişelendiğini söyledi.
Dave les a regardés et a dit,
Dave onlara bakmış ve demiş ki,
"et je me suis dit, un problème à la fois."
"ve her seferinde bir problemi çözmeye çalıştım."
Et comme vous avez dit, je ne l'ai pas vu depuis 20 ans.
Ve dediğiniz gibi Al'i 20 yıldır hiç görmedim.
Vous avez dit que vous les aviez.
Sorunu hallettim demiştin.
Flynn a dit que ces trois viendraient pour lui.
Flynn üç kişinin beni görmeye gelebileceğini söylemişti.
Il a dit qu'ils ne pourraient pas le suivre si je le faisais.
Flynn bunu yaparsam onu takip edemeyeceklerini söyledi.
Si tu ne fais pas ce que j'ai dit, la Sauveuse mourra.
Senden istediğim şeyi yapmazsan, Kurtarıcı ölecek.
Je suis venue parce qu'on m'a dit que tu étais méchante.
Habis olduğunu duyunca geldim.
Lily la Tigresse a dit qu'elle a déjà servi pour bannir la Fée Noire.
Kaplan Lily'nin demesine göre, bir zamanlar Kara Peri'yi sürgüne göndermiş bu.
Isaac a dit que les pouvoirs de l'Auteur essayent de me dire quelque chose.
Isaac, Yazar güçlerimin bana bir şey anlatmaya çalıştığını söylemişti.
Il dit qu'il a besoin d'aide.
Yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi.
On dit qu'il est caché dans les bois, et qu'un horrible monstre le garde.
Ormanda saklı olduğu ve onu korkunç bir canavarın koruduğu söylenir.
Comme tu l'as dit.
Dediğin gibi.
C'est exactement pourquoi je t'ai dit de ne pas venir ici.
İşte bu yüzden aşağı inmeni istemedim.