Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Er
Er Çeviri Türkçe
5,772 parallel translation
Un nom... Le caporal Shane Stevens... est répertorié avec un numéro à appeler si quelqu'un a des informations.
Bu konuda bilgisi olanların birinci sınıf er Shane Stevens'ı bu numaradan araması rica olunur.
Je savais que tôt ou tard ça arriverait, et j'ai souri toute la journée.
Bunun böyle olacağını er yada ğeç biliyordu, ve bütün gün gülümsüyordu.
Je crains que tu ne doives rendre le un peu plus claire.
Ben biraz daha net-er yapmak mısın olan korkuyor zorunda değilim.
Batiatus m'avait dit qu'un homme doit accepter son destin.
Batiatus bir keresinde bana şöyle demişti : "Er kişi kaderini kabullenmelidir."
PFC Holland?
- Kıdemli Er Holland, değil mi?
TONY : Deuxième classe Holland.
Er Holland.
Le rapport disciplinaire sur le PFC Holland vient d'arriver Des problèmes?
Disiplin raporları, Er Holland'ın... -... serbest bırakıldığını söylüyor. - Neden oradaymış?
C'est drôle que le caporal ait omit ce détail ce matin
Er'in bu sabah bundan bahsetmemesi ilginç.
Personne d'autre que le PFC David Holland
Er David Holland başka kimse arama yapmamış.
McGee, le première classe avait-il un quelconque entrainement médical?
McGee, Er'in herhangi bir yara bakım eğitimi olmuş mu?
PFC Holland. GIBBS :
Er Holland.
Il n'y a pas de problèmes mentaux dans le dossier médical du PFC Holland.
Er Holland'ın sağlık kayıtlarında ruhsal sorunlar yok, Patron.
PFC Holland.
Er Holland.
PFC Holland a aussi été battu Mais pas autant que Crowe
Er Holland da dövülmüş ama Onbaşı Crowe kadar çok değil.
Un jour ou l'autre nous nous ferons tuer tous les deux.
Er ya da geç ikimizin de muhtemelen öleceğiyle ilgili olan şey hakkında.
Le problème de cache-cache si, plus tôt ou plus tard, le chercheur arrête d'y trouver du plaisir et commence à s'énerver.
Görüyorsun, saklambaç oyunundaki sorun er ya da geç, arayan kişi sıkılır ve öfkelenmeye başlar.
Je te trouverai... tôt ou tard.
Seni er ya da geç yakalayacağım.
Et pourtant, certains animaux vivent seuls, tandis que d'autres préfèrent se déplacer en bancs gigantesques.
Ancak bazı hayvanlar tek başına yaşar diğerleri ise büyük sürü / er halindeyken kendini rahat hisseder...
Ils nagent lentement, ou se laissent flotter sans bouger, comme des bâtons, se balançant d'avant en arrière au rythme des vagues.
Yavaş yüzer / er ya da suda yüzen sopa gibi hareketsiz kalır kendini suyun dalga hareketine bırakarak ileri geri salınırlar.
Voilà à quel point elles sont belles et gracieuses.
O kadar güzel, o kadar zarif / er.
Très bien, mais toi, aussi.
Tamam ama sen de o hidayete er.
Tôt ou tard, quelqu'un va finir par tenir un morceau de mon cerveau dans un flacon.
Er ya da geç biri benim beynimi de bir kavanozda tutuyor olacak.
- Pour être rattrapés tôt ou tard.
- Er ya da geç yakalanırdınız.
Si notre relation continue à avancer, on pourrait éventuellement penser à prendre un appart ensemble.
İlişkimiz ilerlemeye devam ederse er ya da geç bir ev tutmaya karar verebiliriz.
Oui, éventuellement.
Evet, er ya da geç.
J'aurais rompu tôt ou tard.
Aramızdakiler yaşanmamış olsa bile er ya da geç bitecekti zaten.
Un en gériatrie l'autre aux urgences. Seulement les plus touchés et ensuite...
Birisi yaşlılara bakıyor, diğeri ise ER, sadece ağır yaralılara ve...
Et si vous essayez... C'est une petite ville. On vous trouvera
Eğer denersen, burası küçük bir yer, seni er geç buluruz.
Tu peux me croire, ou pas, mais il y a une enquête ouverte des narcotiques sur ces vols, et quelqu'un d'autre va découvrir, éventuellement.
İster inan, ister inanma, ama narkotiklerin bu hırsızlıklar için açtığı bir soruşturma var ve başka biri bunu er ya da geç öğrenecek.
Les quatre accusés sont condamnés à un an de prison.
4 mahkumun hepsi 1'er yıl hapis cezasına çarptırıldılar.
Tôt ou tard, quelqu'un d'autre l'offensera encore plus et elle oubliera tout ça.
Er ya da geç, başka biri sinirini daha çok bozacaktır ve o da bunu tamamen unutacaktır.
Tôt ou tard, les gens vont réaliser que vous êtes juste une autre sorte d'illuminé et ils ne vous écouteront plus.
Er ya da geç insanlar senin de bir kaçık olduğunu anlayacak ve dinlemeyi bırakacaklar.
On doit chacun bazarder 15 lots pour que je récupère l'argent ou je suis vraiment mal avec des gens vraiment mauvais.
Hepinizin 15'er ünite mal satıp, parayı bana vermemiz gerekiyor. Yoksa çok fena adamlarla başım çok fena derde girecek.
Il a dit que vous finiriez par venir par ici.
Er ya da geç buraya geleceğini de söylemişti.
Danny, tu peux le nier autant que tu veux, mais tôt ou tard tu reviendras ici.
Danny, ne kadar istersen inkar et er ya da geç buraya geri geleceksin.
Mais des hommes comme nous... tôt ou tard, il faut récolter ce qu'on a semé.
Ama bizim gibi insanlar er ya da geç, ektiğimizi biçmek zorundayız.
Il va tout découvrir sur Kira, tôt ou tard.
Kim olduğumu biliyor. Er ya da geç Kira'yı öğrenecek zaten.
Tôt ou tard, tu finiras par parler.
Er ya da geç konuşacaksın.
Wang Er Bu, calme-toi!
Wang Bu Er, sakin ol!
Madame, si je pensais ça, je ne m'appellerai pas Wang Bu Er!
Hanımefendi, Eğer şuna inansaydım, benim adım Wang Bu Er olurdu! Adım Wang Bu Er olmayacak!
C'est vrai, ton nom ne serait pas Bu Er, car ce n'est pas un nom stupide du tout!
Evet doğru, adın Bu Er olmayacak. Çünkü bu hiçte aptal bir isim değil!
Wang Er Bu, reste en position!
Wang Bu Er, Tekrar pozisyonuna dön
Wang Er Bu, reste en position!
Wang Bu Er, pozisyonuna dön!
Huang Fei Hong, Huang Fei Hong, Va aider Wang Er Bu!
Huang Fei Hong, Huang Fei Hong, git Wang Bu Er'e yardım et!
Wang Bu Er!
Wang Bu Er!
Wang Er Bu, le motif est ici évident.
Wang Bu Er, buradaki motivasyon apaçık ortada
Où est Bu Er?
Bu Er nerede?
Wang Bu Er, je vais te tuer!
Wang Bu Er, Seni öldüreceğim!
Où est Wang Er Bu?
Wang Bu Er nerede?
Wang Bu Er, je peux te parler 2 minutes... avec moi dans le couloir.
Wang Bu Er, seninle bir iki kelime konuşmak istiyorum. Dışarı gel benimle.
Wang Bu Er?
Wang Bu Er?