Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Eugène
Eugène Çeviri Türkçe
380 parallel translation
Eugène Morgan est son soupirant L'autre soir, ayant un peu trop bu, il est tombé en écrasant une contrebasse
Geçen gece burada biraz fazla içmiş ve ona serenat yapan kontrbası bir güzel parçalamış.
Non, ça, c'est l'affaire d'Eugène Ton père s'intéresse aux laminoirs
Otomobil firması tamamıyla Eugene'in. Hayır, babanın çelik tesisi- -
Que racontes-tu là? Eugène est capable d'exploiter seul ses inventions
Eugene Morgan bu günlerde kendi icatlarını gayet güzel finanse edebiliyor.
Ton père se fiche éperdument d'Eugène Morgan
Eugene Morgan babanın umurunda falan değil. - İyi geceler.
Tu penses que je veux me rapprocher d'Eugène parce qu'il est veuf!
Gidip bir otele yerleşeceğim. Ne de olsa o bir dul. - Ne?
Fanny n'a jamais rien eu, je crois à part ce penchant pour Eugène
Fanny'nin pek de bir şeyi yok bildiğim. Eugene'e duyduğu hisler dışında.
J'ai compris quand tu as attaqué Eugène
Eugene ile o şekilde konuşunca ne yaptığını tabi ki anladım.
Eugène ne m'aurait jamais regardée, même sans connaître Isabelle!
Isabel'i görmese bile Eugene asla bana bakmazdı.
Le fait qu'Eugène m'aime?
İnsanların dedikleri mi?
Je vais écrire à Eugène
Eugene'e yazacağım.
Je me demande si Eugène me sait de retour?
Merak ediyorum da... Eugene ve Lucy eve döndüğümüzü biliyorlar mı acaba?
Eugène :
Eugene...
À Bay City. Eugène Grayson.
Bay City'de, isimleri rehberde var.
- C'est vous, madame Eugène?
Neden? Ne istiyorsun?
Ils sont à Joinville, chez la mère Eugène.
Joinville'de, Bayan Eugène'in yanındalar. Tamam.
"M. Eugène Martin, et valet."
"Bay Eugene Martin ve uşağı."
Fais descendre les valoches par Eugène.
Eugene'ye kutularımı aşağı indirt. Kendisi orada mı?
Eugène!
Eugène!
Collège Prince Eugène.
Prens Eugen Yatılı Okulu.
Dis, Eugène, ce n'est pas ton auto?
Baksana, su senin araban degil mi Eugene?
Et s'ils sont armés, Eugène?
Ya silahlari varsa Eugene?
Je m'appelle Eugène Griz...
Ben Eugene Griz... Ben Eugene Grizzard.
N'est-ce pas, Eugène?
Degil mi Eugene?
" que l'exécution de la sentence de mort par pendaison de Richard Eugène Hickock,
" Kansas, Finney Bölge Mahkemesi'nin aldığı karar uyarınca...
Thomas Jefferson Gardiner, Salomon David Gardiner... Eugène V. Debs Gardiner. "
Thomas Jefferson Gardiner, Solomon David Gardiner ve Eugene V. Debs Gardiner. "
Eugène retardera sa lune de miel d'une semaine.
Eugene'e balayını bir haftalığına ertelemesini söyle.
T'en fais pas pour Eugène. Sois juste à l'aéroport.
Eugene'i de bana bırak sen bizi havaalanından al yeter.
Je m'inquiète. Eugène et toi vous disputez tout le temps.
Maindrian, Eugene'le ikiniz için endişeleniyorum.
- M. Eugène Chase?
Bay Chase? Bay Eugene Chase?
Eugène... Citrouille a appelé, Jill est malade.
Eugene, bugün Pumpkin beni arayıp Joe'nun hasta olduğunu söyledi.
Descends qu'Eugène puisse bosser.
Arabayı biraz geri alır mısın? Eugene, kapıyı açamıyor da.
Partie, Eugène.
Gitti artık, Eugene.
Eugène Mikhailovitch Loukachine, enchantée de vous connaître.
- Ya göbek adın? - Mikhailovich. Yevgeny Mikhailovich Lukashin.
Ici Eugène Moretti.
Ben Dedektif Eugene Moretti.
Je descends en ligne directe du prince Eugène, dont le père était Louis XIV, et non quelque Savoyard, comme on l'affirme.
Babası XIV. Louis olan Prens Eugene'in doğrudan soyundan gelen ve iddia edildiği gibi pek te Savoyard olmayan.
Léonard Eugène. 33 bis, rue Amédée Cousin.
Leonard Augene, 33 bis rue Amedee Cousin.
Merci, Eugène.
Eugene, sağol.
- Vous connaissez Eugène Delacroix, le peintre? - Oui
Eugene Delacroix'i duymussunuzdur, ressam.
Eugène, prêt pour les feuilles?
- Bu kadar yeter. Teşekkür ederim.
- Oh, Eugène.
- Oh, Eugene.
Eugène.
Eugene.
Oh, Eugène!
Oh, Eugene!
Je l'espère aussi, Eugène
Wilbur nerde?
Je me souviens du dernier verre qu'Eugène a bu
Isabel, Gene'in içtiği son seferi hatırlıyorum da...
Eugène était à la gare?
Demek Eugene istasyona sizi karşılamaya geldi?
Je viens de chez Eugène
- Eugene'den geliyorum. - Evet?
Il lui dit comment tu as reçu Eugène
Senin Eugene'e yaptıklarını anlatıyor ona! - Sen odana dön!
- Il est intimidé, Eugène.
- İyi değil.
N'est-ce pas, Eugène?
Öyle degil mi Eugene?
- Salut, Eugène.
Selam, Eugene.
Eugène Tarpon, mon associé.
Eugene Tarpon, ortağımın adıdır.