Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Exact
Exact Çeviri Türkçe
16,393 parallel translation
Exact? Oui, s'il s'agit du 5 novembre.
- 5 Kasım'a ait listenin tamamı buysa evet.
- C'est exact.
- Doğrudur.
Exact.
Doğru.
EMPLOYÉE AU GREFFE Exact.
Doğru.
Ce dossier contient des pièces à conviction, - ainsi que des documents, exact?
Dosyanın içinde, yazılı evrakların yanında deliller de var, değil mi?
- Exact.
- Evet.
C'est exact.
- Doğru.
Exact?
Değil mi?
C'est exact.
Doğru.
Exact?
Doğru mu?
C'est exact, jusqu'à un certain degré de certitude scientifique, oui.
Makul sayılabilecek bilimsel bir katiyet ölçüsünde öyle olduğuna inanıyorum, evet.
Alors, vous choisissez de ne pas témoigner, exact?
O hâlde ifade vermek istemiyorsunuz, doğru mu anladım?
Est-ce exact?
Haksız mıyım?
Je ne suis pas psychologue, exact.
- Psikolog değilim, doğrudur. - Tamam.
Je ne suis pas psychologue pour enfants, exact.
- Çocuk psikoloğu değilim, doğru.
C'est exact.
Doğrudur.
- D'accord. - C'est exact.
- Evet, bekliyorlardı.
"Kachinsky déclare qu'il n'a pas encore tiré un trait sur une négociation." Exact?
Diyor ki, "Kachinsky şu aşamada itiraf pazarlığı için görüşme seçeneğini göz ardı etmediğini kaydetti." Doğru mudur? - Doğru.
Lors de votre entretien avec Brendan, ce jour-là, il vous a dit qu'il n'avait rien fait, exact?
O günkü görüşmeniz sırasında Brendan size bu suçu işlemediğini söylemişti.
Il vous a dit que ce qu'il avait dit et ce qui était dans cette déclaration n'étaient pas vrais. Exact?
Bir de size, sözlerinin ve sözleriyle ilgili suç duyurusunda yazanların doğru olmadığını söylemişti.
- C'est exact.
- Pekâlâ.
- C'est exact. Même si ces preuves incriminent Brendan.
O delil Brendan'ı suçlu gösterecek nitelikte olsa bile.
- Oui, c'est exact.
- Ben... Evet, doğru.
Vous verrez que j'ai même trouvé une fonction qui donne le nombre exact de nombres premiers inférieurs à x sous forme d'une série infinie.
Sonsuz bir seride X'ten küçük kaç adet asal sayı olduğunu kesin olarak hesaplamayı sağlayan bir fonksiyon geliştirdiğimi göreceksiniz.
C'est exact.
- Doğru Newt.
- C'est exact.
- İşte bu.
Ce que tu as entendu, c'était lui qui ruinait une étagère avec une semaine de vivres. Ce dont il est navré, exact?
Daha önce duyduğun üzerinde tam bir haftalık yiyecek olan bir rafı devirmesiydi ki bunun için üzgün, doğru mu?
- C'est exact.
- Doğru.
Ils ne pourront pas fuir, exact?
Kaçamazlar, değil mi?
7 semaines et 2 jours, pour être exact.
Tam olarak 7 hafta, 2 gündü.
Flûte! En fait, grâce à l'utilisation d'une triangulation GPS, mon appli, "Je te cherche", m'a permis de vous envoyer un message et de récupérer votre emplacement exact, Directement vers cette cabine.
Aslında, GPS koordinat sistemiyle uygulamam "SeniArıyorum", size gönderdiğim mesaj sayesinde tam burada olduğunuzu öğrenmemi sağladı, gerçekten inanılmaz, değil mi?
Exact, je suis Jacobim Mugatu, génie de la mode!
Doğru bildin! Benim adım Jacobim Mugatu! Moda dehası.
Exact. Ce piano, qu'on doit à Franklin Roosevelt, est soutenu par des aigles.
Doğru, bu piyano Franklin Roosevelt tarafından yapılmıştı.
Exact.
Doğrudur.
- C'est exact.
- Aynen öyle.
C'est exact.
Aynen öyle.
- C'est exact.
- Aynen.
- ('lest exact.
- Doğru söylüyor.
C'est exact, professeur.
- Tam üstüne bastınız Profesör.
Exact.
- Doğru.
- Non, c'est exact.
Doğrudur.
Exact.
- Pekâlâ.
- C'est exact.
- Tamam.
- pour le prouver, exact?
Doğru.
- Oh, exact.
Evet.
- Exact?
- Doğrudur.
Exact.
Evet.
Oui, exact.
Tabii, evet.
- C'est exact.
Evet.
Est-ce exact?
Doğru mu?
- C'est exact.
Evet, öyle.