Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Excuses
Excuses Çeviri Türkçe
9,290 parallel translation
Jacob nous envoie ses excuses.
Jacobee duyduğu teessüfü dile getirmiş.
J'y suis allé présenter mes excuses à Peter Mills, et il les a acceptés.
Yanına gittim ve Peter Mills'ten özür diledim, o da özrümü kabul etti.
Bowman ne s'embarrassait pas d'excuses.
Bowman bahane bulmaya hiç zahmet etmezdi.
Mes excuses.
Özür dilerim.
D'accord, je suis désolé à propos de ces excuses.
Tamam, bu özür için de özür dilerim.
D'accord, voilà mes excuses.
Şimdi özür sırası bende.
D'où je viens, quand quelqu'un fait ses excuses, au moins on les accepte!
Benim geldiğim yerde biri sizden özür dilerse en azından görmezden gelmezsiniz!
- Mes excuses, Monseigneur.
- Özürlerimi kabul edin Kardinal.
Excuses-moi. Je suis désolé, c'est une question de vie ou de mort.
Bu bir ölüm kalım meselesi.
Toutes mes excuses, Sire.
Özür dilerim, efendim.
Vous lui cherchez des excuses?
Onlar adına mazeret mi sunuyorsunuz?
Il présentera ses excuses...
Kitlelerin önünde bir özür dileyip...
Toutes mes excuses.
Özürlerimi sunarım.
Écoute, Chris... Je te dois des excuses.
- Bak, Chris sanırım sana bir özür borçluyum.
Tes excuses feront pas disparaître ma minerve.
Gerçekten. Özür dilemek boynumu düzeltmiyor, dostum.
Est-ce ta version des excuses?
Bu özür dilemenin kendine has şekli mi?
Parce qu'à chaque fois que je lui demandait ce qui était arrivé à la lampe, il répéterait la question pour gagner du temps et inventer je ne sais quelles excuses bidons et boiteuses.
Çünkü o lambaya ne olduğunu sorduğum her seferinde, saçma bir bahane bulmak için, zaman kazanmak için soruyu tekrar ederdi.
Inspecteur Rizzoli, je disais que je vous devais à tous les deux des excuses.
Dedektif, şunu söylemeliyim ki, siz ikinize büyük bir özür borçluyum.
Acceptes-tu mes excuses?
Özrümü kabul eder misin?
- Excuses acceptées.
- Özrün kabul edildi.
Me présenter des excuses? Enfin?
En sonunda özür dilemek için.
Ou peut-être que ce ne sont que des excuses, et que tu n'es simplement pas assez compétent pour me le montrer.
Ya da bunların hepsi birer bahanedir ve sen bana büyü yapmayı öğretecek kadar yetenekli bir öğretmen değilsindir.
Avec des excuses du genre ils ont grossi... Bla bla bla...
Şişmanlıyorlar, zayıflıyorlar falan.
Veuillez accepter mes excuses au nom de cette cour pour l'extrême et trop zélée persécution dont vous avez souffert.
Lütfen mahkeme adına özürlerimizi kabul edin,... maruz kaldığınız fevkalade kötü kovuşturma için.
Vous êtes libre de partir Mr Agos avec toutes nos excuses.
Şimdi, zavallı adamı rahat bırakın. Serbestsiniz, Bay Agos.
Je te dois probablement des excuses.
Sanırım sana bir özür borçluyum.
Eh bien, tu lui dois des excuses.
Ona bir özür borçlusun.
Le problème ne serait-il pas ton ambivalence? Tu vis dans les excuses permanentes envers tes enfants.
Belki de sorun senin bu kararsızlığındır sürekli çocuklarından özür dileyerek yaşamandır.
Encore une fois, mes excuses.
Tekrar özür dilerim.
Je pense à... toutes les fois où j'ai dit que je travaillais tard, et... les excuses, les coups de fil tard le soir... "Je suis retenue au travail, tu n'as qu'à manger sans moi, chérie"
Sanırım sürekli ona geç saate kadar çalıştığımı söylüyorum ve bütün o bahaneler, gece geç saatte telefon edip "işim uzadı, sen yemeği bensiz ye, tatlım" demeler...
Je - Je suis prêt à faire des excuses à chacun.
Herkesten özür dilemeye hazırım.
Pas d'excuses aujourd'hui.
Bu gün özür dilemek yok.
Mes excuses, mon Seigneur.
Özür dilerim, lordum.
Je pense que je vous dois des excuses.
- Selam. Sizden özür dilerim.
Mes excuses pour ma témérité passée.
Daha erken gelemediğim için üzgünüm.
Tu ne penses pas qu'on lui doit des excuses?
Ona bir özür borçlu olduğumuzun farkında değil misin?
Tu nous excuses une minute?
Az bekle burada.
J'ai passé la soirée - à t'inventer des excuses.
- Geceyi, nerede olabileceğine dair soruları cevaplayarak geçirdim.
Je te dois des excuses.
Bu konuda özür dilemeliyim.
Ce sont tes excuses?
Özrün bu kadar mıydı?
Je vais regretter ses pitoyables alibis et les excuses qu'il inventait à chaque liaison.
Aslında onun çeşitli randevu ve ilişkileri için kurduğu bahaneleri özleyeceğim.
Avant que vous ne commenciez, annulez mon dîner avec Randolph. Envoyez-lui des fleurs ainsi que mes excuses.
Bir de Blinsky başlamadan önce Randolph'la olan yemeğimi iptal et ve özürlerimi ileten çiçek gönder.
Tu m'excuses un moment?
Bana müsade edebilir misin?
Tu peux placer tes excuses en bourse et les vendre pour 1million de dollars?
- Bahaneni paraya çevirip bana bir milyon dolar bulabilir misin?
On continue à se trouver des excuses pour des choix éthiquement ambigus, tu ne crois pas?
Etik, anlamsız tercihler için bahane üretip duruyoruz, öyle değil mi?
Pourquoi tu lui trouves toujours des excuses?
Neden onun için bahane uydurup duruyorsun?
C'est ça, tes excuses?
Bu senin özür dileme versiyonun mu?
C'est ça, mes excuses.
Böyle özür diliyorum.
Sasha! - Je ne veux pas d'excuses!
- Senden özür beklemiyorum.
Si tu t'excuses, il va tout foutre en l'air comme d'habitude. Donne-lui de l'amour vache.
Kimden?
Tes parents se sont excusés pour ce qu'ils ont fait.
Ailen kötü bir şey yaptılar ve Özür dilediler.