English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Exxon

Exxon Çeviri Türkçe

85 parallel translation
Exxon pourrait bien nous devancer.
Exxon bizim önümüze geçebilir.
Gulf ou Exxon ont pu te filer un faux passeport.
Gulf veya Exxon sana sahte bir pasaport vermiş olabilirler.
S'il y avait du pétrole, l'île serait envahie par Gulf et Exxon.
Eğer petrol olsaydı, ada Gulf ve Exxon tarafından işgal edilirdi.
Le slogan Exxon "Mettez un tigre dans votre moteur" a fait des milliards avec un tigre en papier!
Exxon'un "Motorunuza bir kaplan koyun" sloganı, kağıttam bir kaplanla milyarlar kazandırdı!
Ils contrôlent Aramco, c'est-à-dire Exxon, Texaco et Mobil Oil!
Aramco'nun kontrolü onlarda. Exxon, Texaco ve Mobil Oil de onların.
Il n'existe que l.B.M., I.T.T., A.T.T., Dupont, Dow, Union Carbide et Exxon.
Sadece IBM var, ITT var, ATT var Dupont var, Dow var, Union Carbide var, Exxon var.
Autant aller au New Jersey voir ChemicalWorld ou en Alaska voir ExxonWorld.
Galiba bu iş, yılda bir milyon kişini New Jersey'deki Kimya Dünyası veya Valdez, Alaska'daki Exxon Dünyası'na gitmesini beklemeye benziyor.
N'insistez pas, il veut des noms comme Exxon ou Richard Petty.
- Unut gitsin. Yeni markaya ihtiyacı var.
On a travaillé un an sur la marée noire d'Exxon en Alaska.
Projemiz geçen yıI Alaska Exxon sızıntısını inceledi.
Et maintenant, avec les pots de vins qu'ils distribuent...
Şimdi de... Şimdi, bütün Exxon rüsvetleri ile...
Pour Tchernobyl, l'Exxon Valdez, le manque de sommeil est en cause.
Biliyor musun, Çernobil, Exxon Valdez, Three Mile Adası,... hepsinin nedeni uykusuzluktur.
"8 sur l'échelle de Richter".
Exxon Valdez'i hatırladın mı?
Si on a le Moyen-Orient L'atmosphère attend
Exxon, Mobil, Kuveyt ve Suudiler Beklesin zavallı atmosfer
Je voudrais un prénom qui soit fort et résolu... vous voyez... comme Exxon!
Güçlü ve kendine güveni olan bir isim istiyorum. Mesela... Exxon!
"Montrez cette carte à une station-service près d'Orlando pour gagner un poster Sauvez le tigre."
"Bu kartı Orlando civarında Exxon benzin istasyonlarında gösterin, bedava Tiger posteri alın."
On se croirait sur Ie site d'une catastrophe nucléaire.
Dostum, Three Mile lsland ya da Exxon Valdez belası gibi bir şey bu.
Oui. Vous vous souvenez du naufrage de l'Exxon Valdez? C'en était pas un.
Evet, doğru.Siz hepiniz Exxon Valdez'i biliyor musunuz?
Warren Dreyfous avait fondé une société de communication qui faisait de l'épisode Exxon un incident plutôt qu'un fiasco.
Warren Dreyfous, EXXON petrol sızıntısının bir fiyasko değil de sıradan bir olay olmasını sağlayan iletişim stratejisi firmasının kurucu ortaklarındandı.
L'après-midi, je dépollue son bocal et le matin, on dirait que l'Exxon Valdez a sombré dedans.
Her öğleden sonra suyunu değiştiriyorum. Her sabah Exxon Valdez tankeri geçmiş gibi oluyor.
Exxon a plaidé coupable, inculpé de crimes fédéraux suite au déversement de Valdez et a payé 125 millions de $ d'amende.
Exxon Valdez sızıntısı ile ilgili federal suçlamaları kabul etti ve $ 125 milyon ceza ödedi.
On le trouverait allongé sur son lit, auprès de lui Le Rebelle d'Ayn Rand et une lettre inachevée à Exxon contestant la coupure de son service du gaz.
Yatağında Ayn Rand'ın "Hayatın Kaynağı" kitabı ve Exxon'a yazdığı, ama bitiremediği, benzin kartının iptalini protesto eden şikayet mektubuyla bulunacaktı.
Toi, sors dix minutes après elle. Va au garage Exxon plus bas et appelle un taxi.
Sen on dakika sonra bir kilometre aşağıda Exxon garajı var ordan taksi çağır.
Il défendait l'Exxon Valdez?
BEYAZ SARAYDA BİR EDİTÖR.
C'était gênant, pour la Maison Blanche. Il a donc démissionné, quelques jours plus tard. Le lendemain de sa démission, il travaillait chez Exxon Mobil.
Bu, Beyaz Saray için utanç vericiydi böylece bu adam, birkaç gün sonra istifa etti ve istifa ettiğinin ertesi günü, gidip Exxon Mobil için çalışmaya başladı.
- Exxon.
- Exxon.
La compagnie pétrolière Exxon Mobil vaut plus que la somme de toutes les compagnies automobiles du monde.
ExxonMobil, bir petrol firması Dünya'daki bütün otomobil firmalarının toplam değerinde.
Exxon achète-t-il le service postal des Etats-Unis?
Exxon Amerikan Posta Servisini satın mı alıyorsun?
Ils ont estimé qu'il y avait plus de 18 fois ce que l'Exxon-Valdez a rejeté sur les côtes de l'Alaska.
Exxon Valdez'den Alaska'ya dökülenden 18 kat fazla petrol atığı çevreye saçılmıştır.
Walmart, General Motors et Exxon sont plus puissantes économiquement que l'Arabie Saoudite, la Pologne, la Norvège, l'Afrique du Sud, la Finlande, l'Indonésie et beaucoup d'autres.
Wallmart, General Motors ve Exxon, ekonomik olarak Suudi Arabistan, Polonya, Norveç, Güney Afrika, Finlandiya, Endonezya ve daha pek çok ülkeden daha güçlüdür.
Il n'y a qu'IBM, et ITT, et ATT, et DuPont, Dow, Union Carbide, et Exxon.
Sade IBM var, ITT var, DuPont, Dow, Union Carbine ve Exxon.
Ils sont les Exxon des entreprises de jus congelé.
Buzlu meyve suyu şirketlerinin Exxon'u onlar.
- Oui, et pas qu'un peu.
- Exxon Valdez gibi.
Deux sénateurs ont à l'automne passé envoyé une lettre à ExxonMobil, en lui demandant d'arrêter de financer le CEI.
Geçtiğimiz sonbaharda, iki senatör, Exxon Mobil'e C.E.I'yi finanse etmekten vazgeçmelerine dair mektup yazdılar.
- Donc Exxon payait secrètement des think tanks pour nous dire que nous ne devions pas réguler Exxon.
Exxon, el altından beyin takımları aracılığıyla bizim Exxon'u denetlememizi öğütlüyordu.
[du verre se brise] L'indignation publique a forcé Exxon à arrêter.
Kamu isyanı, Exxon'u durmaya zorladı.
- En fait, ExxonMobil ne nous a pas du tout financé l'année passée.
Geçtiğimiz sene, Exxon bizi hiçbir şekilde finanse etmedi.
Mais Exxon avait d'autres moyens d'influencer la politique, comme cet homme, Lee Raymond.
Ama Exxon'un gündemi yönlendirmek adına başka yöntemler de kullanıyordu. Lee Raymond, adında bir adam var mesela.
Il a aussi été le président d'Exxon.
Önceden, Exxon'un yönetim kurulu başkanlığını da yapmıştı.
En nous faisant passer pour une grande agence de relations publiques, nous leur avons proposé Lee Raymond, l'ex CEO d'Exxon, comme orateur à la conférence.
Gitmeye karar verdik. Bir halkla ilişkiler firması taklidi yaptık ve onlara Lee Raymond'u, Exxon'un eski yönetim kurulu başkanını konuşmacı olarak getireceğimiz sözünü verdik.
Il s'appelle "Vivoleum", et ici nous faisons du Vivoleum. - Au moment où l'assistant de Lee Raymond, Andy, annoncerait que le Vivoleum, le nouveau carburant d'Exxon serait fait à partir des victimes du changement climatique.
Lee Raymond'un asistanı olarak, Andy, Exxon'un yeni biyoyakıt olan Vivoleum'u tanıtacaktı.
- Alors que Andy commençait à parler des solutions d'Exxon pour le changement climatique, dix volontaires ont fait passer 300 bougies de chair humaine.
Andy, Exxon'un iklim değişikliğine karşı aldığı çözümleri özetlerken on gönüllü, insan etinden yapılmış 300 tane mum dağıttı.
A Exxon, nous croyons fermement qu'un marché libre, laissé sans contrainte, trouvera toujours des solutions aux dilemmes auxquels l'humanité est confrontée.
Exxon olarak, serbest piyasanın kendi hâline bırakıldığı takdirde insanoğlunun karşılaştığı tüm ikilemlere çare bulacağına inanıyoruz.
- Alors qu'Andy commençait à décrire le nouveau carburant d'Exxon, les bougies furent allumées.
Andy, Exxon'un yeni biyoyakıtını tanıtırken, mumlar yakıldı. Etrafı tuhaf bir koku kapladı.
- Finalement, il était temps de présenter Reggie Watts, l'employé mourant d'Exxon qui s'était porté volontaire pour être transformé en carburant.
Sonunda, Reggie Watts'ı tanıtma vakti gelmişti. Exxon'un ölmekte olan ve yakıta dönüştürülmeye gönüllü olmuş hizmetlisi.
Je suis très, très, très heureux d'annoncer qu'Exxon et Shell ont accepté de financer la réhabilitation des marécages en investissant une part de leur 60 milliards de profit de cette année.
Shell ve Exxon'un, bu seneki 60 milyar dolarlık karının bir kısmıyla sulak arazilerin yeniden düzenlenmesini finanse edeceklerini duyurmaktan memnuniyet duyuyorum.
Comme J. Stephen Simon, vice-président d'Exxon, l'écrit,
Exxon'un başkan eski yardımcısı, J. Stephen Simon'un da yazdığı gibi...
" ExxonMobil va affecter 8,6 milliards de dollars
"Exxon Mobil, bu bölgeden ettiği 8.6 milyar dolarlık karın bir kısmını..."
" afin de s'assurer
Exxon Mobil'in büyük bir Amerikan kentini bir daha asla... "
Et ce qui est particulièrement encourageant ce n'est pas seulement de ramener les gens chez eux et de les aider à reconstruire, mais la reconnaissance que nous avons affaire à Mère Nature, et que Exxon va apporter une contribution significative
Cesaret verici olan kısım yalnızca insanları geri getirmekle ve yeniden inşa etmekle alakalı değil. Aynı zamanda, Doğa Ana'yla da hesaplaşmamız gerektiğinin farkına varmış olmalılar.
Un correcteur à la Maison Blanche
Exxon Valdez olayını savunuyordu yani?
Alors on leur a montré une vidéo d'hommage à Reggie Watts, un technicien de surface d'Exxon en phase terminale qui s'était porté volontaire pour être transformé en carburant.
Onlara bir video da gösterecektik. "Reggie Watts'ın anısına. Ölmekte olan bir Exxon hizmetlisi."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]