English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Fléxible

Fléxible Çeviri Türkçe

241 parallel translation
Tu es gentille, souple, flexible.
Hoş, yumuşak ve hassassın.
L'homme devient très flexible des fois.
Mecbur kalınca insanın nasıl esnek olabileceğine şaşarsın.
Légére, flexible, solide, bien équilibrée.
Hafif, esnek, sağlam, mükemmel dengelenmiş
Leur œil est flexible, comme une grosse lentille de caméra.
Gözleri hareketli, geniş kamera lensleri gibi.
Le corps humain est l'instrument le plus flexible au monde, aucune machine ne peut reproduire sa mobilité et sa dextérité.
İnsan vücudu dünyadaki en esnek alettir. Hiçbir mekanik alet değişkenlik ve el becerisi üretemezdi.
Son corps était si flexible, si lumineux, si doux et soyeux... j'étais ravi par sa souplesse.
Vücudu öyle esnekti ki. Hafif, yumuşak ve esnek.
C'est un systéme flexible.
Her an değiştirilebilir.
Son nom scientifique est un composé du grec campto, qui signifie flexible ou courbé, et saurus, qui signifie lézard.
Bilimsel adı, Yunancada esnek veya eğilen demek olan campro ile sürüngen demek olan saurus kelimelerinin birleşimidir.
Son nom générique est donc "lézard flexible".
Bu yüzden ona genelde "Esnek sürüngen" denir.
Amplis et gyroscope de direction en panne et soupape flexible refusant de se couper, un des pilotes se trouva mal de peur et se mit en piqué en puissance.
Amplifikatörler ve cayroskop bozulup... bağlantı kablosunu çıkarmak mümkün olmayınca... pilotlardan biri korkudan bayıldı ve pike uçuşu yapmaya başladık.
Il a toujours été très flexible.
- Hep çok esnek biriydi.
Ce que venait de subir le thorax a un lien avec les lois du rigide et du flexible, du choc et de la résistance.
Az önce kadının göğüs kafesinde olan şey esnek olmama ve esneklik, darbe ve dayanıklılık kanunlarıyla alakalı olmalıydı.
L'Eglise doit être flexible si elle veut évoluer.
Şartlara birazcık bile uyum sağlamazsa, kilise asla gelişmeyecektir.
Je dois rester flexible, et improviser, le moment venu.
"Esnek olmalıyım ve işi oluruna bırakmalıyım."
J'essaierai d'être plus flexible.
Pekala, Sanırım...
Le temps est pour moi une constante, tandis qu'il est flexible pour vous.
Seni buradan götürmemi mi istiyorsun?
Max, je suis pas flexible dans tous les sens.
- Max, o pozisyonu alamam.
Je crois qu'on leur a montré que le Service Forestier peut être flexible.
Onlara orman polislerinin ne kadar anlayışlı olduklarını gösterdik sanırım.
Perry, enlève ce flexible et jette-moi ces sacs vides.
Perry, bana bir iyilik yap. Şu çamur hortumunu toparla, boş torbaları da yok et.
Elle tient une gaule flexible pour la soutenir.
" Daha sonra eline esnek bir sırık verdiler.
On a le droit d'être flexible en cas de nécessité.
Acil durumlarda, esnek olmak gerek!
Il faut être flexible.
Bu değişebilir.
Il faut vous mettre dans un cadre flexible, ou vous n'irez nulle part.
Kalıplardan kurtulup daha esnek olmalısın yoksa burada yerin yok.
C'est bien, vous êtes flexible.
- Sadece çavdarlı bir sandviç yedim.
Je transférais le contenu du dossier dans ce classeur flexible en accordéon pour...
Ben dosyanın içindeki bilgileri bu akordiyon gibi şeye transfer- -
Mais son horaire est flexible
# But his hours are flexible
Je suis flexible.
Eee, değiştirebiliriz.
En vieillissant, la peau devient moins flexible.
Yani, bu cildinize elastikiyetini ve esnekliğini kaybettirir.
- La frontière est assez flexible.
- I take it the boundaries are rather informaI.
L'on devient fort en demeurant flexible.
Güçlü ama esnek kılar.
Il est flexible Elle est invincible
# O, esnek çocuk #
J'ai équippé ce flexible avec lequel vous respirerez. Maintenant écoutes.
Bu hortumu nefes alman için hazırladım.
J'ai besoin de plus de mou dans le flexible pour l'atteindre. C'est tout ce qu'on a.
- Hepsi bu kadar.
Quelqu'un de flexible.
Şöyle yumuşak başlı biri olmalı.
Il est relié à un flexible qu'on visse au détendeur.
Sayaç bir tüpe bağlı. Tüp de regülatöre. Regülatöre bağlı bir tüp.
Apprends à être plus flexible.
- Daha esnek olmayı öğrenmelisin.
Et c'est parce qu'il est plus fiable, plus flexible et plus extensible.
Çünkü daha güvenilir daha esnek daha ilaveli ve geniş
Vous souhaitez avoir un emploi du temps flexible.
Esnek çalışma saatleri istediğinizi de fark ettim.
Je suis flexible.
Ben esnek bir adamım.
Très flexible.
Çok esnek.
Quoi? Un seul mot et je balance cette poutre non flexible. Badaboum!
Ne? Tamam patron, işaret ver, ben de bu bükülmez kirişi bırakayım.
- Je veux dire que... j'ai une poutre non flexible à tordre.
- Diyorum ki bükülecek bir bükülmez kirişim var.
Elle est non flexible!
O bükülmez!
Pied flexible, absorption des chocs verticaux.
Esnek ayaklı, dikey gerilimli sütunlu son teknoloji.
T'étais pas du tout flexible.
Çünkü hiç esnekliğin omadığını hatırlıyorum.
Tu veux que je sois plus flexible, je ferai de la gym!
Daha esnek olmamı mı istiyorsun? Esnerim.
C'est du rock, on peut être flexible.
Rock'n'roll olması taşa kazınmış kurallarının olmasını gerektirmiyor.
Votre emploi du temps sera flexible.
Artık esnek çalışma saatlerin olacak.
Tu sais, être flexible, pour que quand je bosse un week-end, on puisse échanger.
Bilirsin, ortalıkda dolaşma hafta sonu işim olduğunda o benim yerime geçecek.
Merci d'être aussi flexible.
Esnekliğin için teşekkür ederim.
- Donc t'as un horaire assez flexible.
Çalışma saatlerin esnek mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]