Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Forcés
Forcés Çeviri Türkçe
8,818 parallel translation
Dans d'autres circonstances, nous aurions préféré être invité, mais nous avons été forcés.
Farklı şartlar altında olsak konuk olarak davet edilmeyi tercih ederdik ama bizi zorladınız.
Les gardes ont été forcés d'annoncer que tout allait bien avant qu'ils...
Güvenlik daha bu adamlar gelmeden temiz çağrısı yapmıştı.
Tous déclarent qu'il les a forcés à s'entretuer.
Hepsi de birbirlerini öldürmeye çalışmaya zorladığını söyleyecektir.
Soldat Ian Gallagher, engagé en tant que Phillip Gallagher, est accusé de désertion, vol et sabotage de propriétés du gouvernement et falsification de document fédéral, notamment une demande d'adhésion aux forces armées des Etats Unis.
Er Ian Gallagher. Kayıt ismi Phillip Gallagher. Asker kaçaklığıyla, devlet malının çalınması ve tahribiyle ve ABD ordusuna başvururken yapılmış evrak sahteciliğiyle suçlanıyorsunuz.
Tu pousses de toutes tes forces.
İtebildiğin kadar sert it.
Donnez-moi un peu de temps pour retrouver mes forces... et je vous dirai tout ce que vous voulez savoir sur votre père.
Gücümü tekrar kazanmam için bana biraz zaman ver ben de sana baban hakkında öğrenmek istediğin her şeyi anlatayım.
Tu fuis les forces de l'ordre.
Kanun kaçağısın.
Ça, c'est suffisant pour être un motif de licenciement des forces de l'ordre.
Bak, sadece bu bile seni işten çıkarmaya yeter.
C'est devenu une habitude de se tenir ici avec l'inspecteur Gordon, mais avec les prochaines élections du président de l'union des forces de police, il n'y a aucun autre homme que je voudrais soutenir.
Burada Dedektif Gordon'la olmak alışkanlık oldu lakin yaklaşan polis birliği başkanlığı seçiminde onu desteklediğim bilinsin isterim.
Oui, nous avons affaire à des forces que nous ne comprenons pas, mais je dois comprendre HYDRA.
Evet, anlamadığımız güçlerle uğraşıyoruz ama ben Hydra'yı anlıyorum.
Tout ce que je demande c'est votre aide pour s'occuper... des forces restantes d'HYDRA.
Sizden destek olmanızı istediğim tek talep... Kalan Hydra kuvvetlerini hâlletmek.
Je suis en train de dire qu'il y a des forces dans l'univers contre lesquelles tu ne peux pas te battre.
Bu evrende karşı koyamayacağın şeyler olduğunu söylüyorum.
Elle est entrée, a éliminé les forces ennemies.
İçeri girip düşman kuvveti ile çatıştı.
Ici SHIELD 218 on ordonne a toute les forces de reculer.
Burası S.H.I.E.L.D. 2-1-8. Diğer bütün güçlerin geri çekilmesini emrediyorum.
Vous devriez, je fait partie des forces de l'ordre.
Yani, inanmalısın. Ben kanun hükmündeyim.
Pour le reste des forces, je contacterai le secrétaire général.
Aynı şey BM birlikleri için de geçerli. Genel Sekretere hemen ulaşabilirim.
Et ce gouvernement n'a pas pour politique de discuter en détail des morts des Forces Spéciales.
Ayrıca ne bu hükümetin ne de Savunma Bakanlığının Özel Kuvvetler'deki ölümlerin detaylarından söz etme politikası vardır.
Pour commémorer ton temps dans les forces.
Teşkilatta geçirdiğin zamanın anısına.
Les forces aériennes les plus proches sont l'Arabie Saoudite et l'Iran, mais ils ont tout à coup des problèmes techniques avec tous leurs avions.
En yakın hava kuvvetleri Suudi Arabistan ve İran'a ait. Ve nedense bir anda ikisinin birden uçakları ile ilgili teknik sorunları ortaya çıktı.
Où sont les forces d'interventions pour eux?
Görev gücü nerede?
Je suis chargé des forces d'interventions d'Emily.
Emily görev gücüne atandım.
Je fais partie des forces d'intervention, rappelle-toi.
- Ben Görev Gücü'ndeyim, unuttun mu?
Vous ne vous êtes pas vraiment demandé si notre combat contre les forces du mal est finie?
Şeytana karşı savaşımızın bittiğine inanıyor musun?
Malheureusement, je suis le seul de mon espèce qui a choisit de rencontrer les forces du mal de front.
Maalesef, şeytanla yüzmeyi seçen türümün son örneğiyim.
Je n'ai peut-être pas vos dons, mais j'ai huit ans de forces spéciales et une force de police entière en appui.
Senin yeteneklerine sahip olmayabilirim ama sekiz sene Özel Operasyon'da çalıştım, bütün karakol destekler beni.
Je l'ai frappée... de toutes mes forces.
Ona vurdum hem de tüm gücümle.
Ce système est l'œuvre d'un interrogateur des forces spéciales.
Eski bir Özel Operasyon sorgucusu tarafından düzenlendi.
Toutes les forces militaires se regroupent.
Tüm askeri güçler toplanıyor.
Si j'étais toi... j'économiserais mes forces.
Senin yerinde olsaydım... Dur! ... gücümü boşa harcamazdım.
Si j'étais toi... j'économiserais mes forces.
Senin yerinde olsam gücümü boşa harcamazdım.
Même en sachant observer par les forces de l'ordre.
Üstelik polisin takibinde olduğunu bildiği halde.
Il faut rassembler toutes ses forces, et puis : à l'attaque.
Erkek tüm gücünü toplamalı, ardından Sawatzki : Saldırmalı!
J'ai essayé de toutes mes forces de rester solide pour toi et les enfants. Je ne peux plus.
Bunu çocuklara ve sana söylememek için çok uğraştım ama artık dayanamıyorum.
Comment c'est censé m'aider à récupérer l'épée et sauver mon père des forces du mal?
Peki bu kılıcı geri alıp babamı kötü güçlerin elinden kurtarmama nasıl yardımcı olacak?
Nos agents l'utilisent maintenant, ils ont été déployés dans les forces de l'ordre.
Adamlarımız şu an kullanıyor. Emniyet birimlerine de dağıtıldı.
Vous faites face à des forces dont j'ignorais encore l'existence encore récemment, donc... Je vous ai dit il y a six semaines que sa mort a sauvée des vies, probablement des milliers.
Yakın zamana kadar varlıklarına inanmadığım, güçlerle savaşıyorsunuz, yani... 6 hafta önce, Frank'in ölümünün bir sürü insanı kurtardığını söylemiştim.
Piégés dans les mêmes vieux modèles, mais... les forces qui nous ont gardés comme ça sont parties.
Eski kurallara hapsolmuş durumdayız, ama bizi oraya hapseden güçler artık ortada yok.
Les forces du marché et du hasard se sont liées contre moi pour empêcher le succès de mon incubateur.
Pazar bir yandan sıkıştırıyor ve kuluçkamın başarısını imkânsızlaştırmak için her şey aleyhime işliyor.
- avec les forces du temps.
- Denemek zorundayız.
Donc les forces talibanes viennent par les points d'entrée sud et est
Taliban güçleri güney ve doğu girişlerden geldiler.
Quand nous joignons nos forces, aucune menace ne fait le poids.
Eğer birlikte hareket edersek hiçbir kötülük bize karşı gelemez.
Ils ont joint leurs forces, ce qui n'était pas prévu.
Beklenmedik destek ekipleri. Planımızı biliyor olmalılar.
Les frappes aériennes préparent les cibles pour une intervention des forces spéciales, initialement contre Assad, puis al Nosra, et plus récemment contre l'État Islamique.
Amerikan hava saldırıları, özel kuvvetlerin yapacağı müdahale için hedef belirliyordu. Başta Essad'a sonra El-Nusra'ya, ve son olarak IŞİD'e yönelik.
Vous pensez vraiment que quelques équipes des forces spéciales vont ébranler ça?
Cidden birkaç özel operasyon timinin bunu önleyebileceğini mi sanıyorsunuz?
Bois Tu as besoin de forces.
Lütfen iç. Gücün sana lazım.
Combiner nos forces pour mettre fin à une menace terroriste sur notre propre sol n'est pas juste bon pour chacun d'entre nous. C'est bon pour le pays.
Topraklarımızdaki terör tehdidini bitirmek için güçlerimizi birleştirmek sadece ikimizin değil, tüm ülkenin iyiliğine.
Le grand prêtre doit maintenir un équilibre délicat entre influencer le gouverneur et unir leurs forces avec lui contre notre peuple!
Başrahip, Vali'yi etkileme ve kendi halkımıza karşı onunla işbirliği yapma arasındaki hassas dengeyi korumak zorundadır!
Nous devons attirer les forces des Ottomans ici.
Osmanlı birliklerini buraya çekmemiz gerekiyor.
- Nico est hum... Il aide à équiper les forces de la Croisade avec l'amure de Vlad.
- Nico Haçlı Seferi birliğine Vlad'ın zırhını giydiriyor.
Plus de la moitié de nos forces ont été anéanties.
Birliklerimizin yarısından çoğu öldürüldü.
Le premier camp des forces Ottomanes se situe ici.
Osmanlı birliklerinin ana kampı burada.