Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Franken
Franken Çeviri Türkçe
76 parallel translation
Je suis le lieutenant Franken. - Je suis David...
İsmim, Teğmen Franken.
Tu devais pas t'occuper d'Attila ou de je sais pas qui?
Al Franken ya da adı her neyse ondan kılıcı çekip çıkarman?
Franklin Frutti est excellent.
Franken Fruity süperdir.
Avec notre unité de chirurgie esthétique, nous pouvons transformer le Frankenstein que renvoie le miroir en Fringant-stein.
Kendi mekanımızdaki kozmetik cerrahimiz, aynadaki Frankenstein'ınızı bir Franken-güzelliğe çevirebilir.
Ton avocat, c'est qui?
Avukatın kim senin? Franken Berry'mi?
Vous êtes après Al Franken, les gardes auront tirés presque toutes leurs balles.
Al Franken'dan sonrasınız, nöbetçiler mermilerinin çoğunu harcadığı zaman.
- Une superstar, Elton John, va être avec nous, ainsi que le célèbre auteur, Al Franken.
Ünlü pop yıldızı... Elton John birazdan bizimle birlikte olacak. Çok satanlar listesinin müdavimi Al Franken de keza öyle.
Le comique Al Franken va venir nous voir.
- Komik adam Al Franken uğrayacak. - Katie!
Franken m'a proposé un boulot.
- Franken bana bir iş teklifinde bulundu.
Avec un homme comme Franken?
Franken gibi biriyle mi?
Franken.
- Franken?
Franken attend dans un coin, les tue et vole leurs cadavres.
Franken onları bekliyor, onları öldürüyor ve paralarını çalıyor.
- Liquidons Franken.
Bence Franken'i öldürelim.
Si vous tuez Franken, 20 ou 30 otages seront fusillés.
- Kesinlikle olmaz. Onu vurursak, onunla birlikte 30 rehine de vurulur.
Franken n'est pas celui à tuer.
Franken öldürülmeyecek.
- Oh, je vois. Voilà pourquoi Franken et Müntze se battaient.
Bu öğleden sonra Franken'le Müntze arasındaki tartışma.
Franken tuerait les otages.
- Franken'in haberi olur. - Bizi vuracak.
S'il disparaît, Franken pensera qu'il a décampé.
Eğer ortadan kaybolursa Franken, kaçtığını düşünecek.
Par le micro du bureau de Franken.
Franken'ın üzerine yerleştirdiğiniz mikrofon sayesinde.
À peine travaille-t-elle pour nous, que le meilleur agent de Franken est tué.
Ve buradaki ilk gününde Franken'in en iyi muhbiri öldürüldü.
Soit tu joues l'idiote et je te livre à Franken. Soit tu me dis tout.
Şimdi konuşsan da konuşmasan da sabah seni Franken'e teslim edeceğim.
Mes excuses, Franken.
Özür dilerim Franken.
Les familles des victimes de Franken voudront se venger ou la Résistance nous tuera.
Franken'in işkence yaptığı fakir ailelerin hepsi gelecek ya da direniş bizi öldürecek.
Cher M. Kuipers, Obersturmführer Franken vous dit adieu.
Sevgili Kuipers. Obersturmführer Franken veda ediyor.
Franken ne nous prendra jamais vivants.
Bizi canlı yakalayamayacaklar.
Obersturmführer Franken.
Obersturmführer Franken.
Franken ne vous a pas exécutés?
Franken'in seni vurduğunu sanmıştım.
Vous accaparer les biens confiés, de pair avec Franken.
Sen ve Franken size emanet edilenleri çalmak istediniz.
- Le micro, Franken était au courant.
- Ona mikrofondan bahsettin.
- Franken a essayé de fuir avec.
- Franken, bununla Almanya'ya kaçmaya çalıştı.
Ce salaud de Franken.
Franken ne aşağılık adamdı.
Il a alors appelé Franken et les a dénoncés.
Sonra Franken'i aradı ve onları içeriye yönlendirdi.
Franken a envoyé van Gein, et deux jours plus tard, ils étaient morts.
Franken, Van Gei'ı aradı ve iki gün sonra öldüler.
Il a conclu un marché avec Franken.
Franken'le bir antlaşma yapmış.
T'as écouté Al Franken, à la radio?
Hey bu sabah ki radyo programını dinledin mi?
Je pense qu'il est temps que Franken-Rachel connaisse un chagrin d'amour comme toi.
Franken-Rachel'ın da senin hissettiğin kalp ağrısından hissetmesinin zamanı geldi.
Je sais tout, Dr Franken-mouton!
Frankenkoyunların hakkında herşeyi biliyorum!
Geiss a rempli le conseil de la plus fiable collection de lèche-bottes, en dehors d'un séance de dédicace d'Al Franken.
Geiss yönetim kurulunu en güvenilir dalkavuklarını yığarak oluşturdu.
Ses amis de golf, ses potes d'armée, plusieurs chômeurs de la famille, et ses chiens de chasse.
Al Franken'in imza günü gibi... golf arkadaşları, ordudan kankaları çeşitli işsiz aile üyeleri ve av köpekleri.
Sauve-moi de ce couple Franken-taré.
Beni, çılgın çiftten kurtar.
Il me faut des Frankenberry, c'est ce que je mangeais.
Franken Berry olmalı, o zamanlar bunu yerdim.
J'ai trouvé un Franken blob. ( NdT : Créature du jeu gameboy "Dr Franken" )
Burada bir kasetcik buldum.
J'ai besoin du nom du conducteur impliqué dans l'accident à Franken Street hier.
Sürücünün ismi lazım, dün Franken Caddesi RTA'da kaza yapan sürücü.
Ce sont mes doigts Frankenstein.
Onlara Franken parmak diyorum.
Frankenstein.
- Franken-stein. - Doğru.
Le martela roulant! et le super Frink!
Adi Magandalar ve Franken-kıtasalı!
Désolée, je doute que Dr. Franken-garce soit là.
Üzgünüm, Dr. Franke-sürtüğün burada olduğunu sanmıyorum.
Franken.
Franken!
Franken?
Franken mı, bana mı?
Vous voyez? Dr H. Akkermans, arrêté en février 1944, et c'est signé G. Franken.
Doktor H. Akkermans, Şubat 1944'te tutuklandı.
Trois semaines après, Smaal notait...
Ve G. Franken tarafından imzalanmış. Üç hafta sonra Smaal şöyle yazdı ;