English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Frans

Frans Çeviri Türkçe

10,520 parallel translation
J'ai vu des pierres voler, des français attaquant des français.
Fransızın Fransıza taş attığını gördüm.
Il a appris à me faire une tresse à la française. Il a changé.
- Saçlarımı Fransız örgüsü yapmayı öğrendi.
Ok, les cors, essayons encore.
Tamam. Fransız kornocuları, bir daha deneyelim.
Alors, le français dit, "papillon".
Fransız "papillon" demiş.
♪ à la mode française ♪ comme elles sont usées! ♪ tu ne sais pas ♪ ♪ Que rien ne répugne plus une femme que des orteils éraflés ♪
# Fransız modasına uydurur # # ayakkabıların, amanın, ne halde, # # kadınların en sevmediği # # şeyin aşınmış ayakkabı olduğunu bilir misin #
Et oui, espérons juste que les filles francaises ne sont pas aussi chaudes que les américaines.
Umalım da Fransız kızlar, Amerikalılar kadar hiddetli olmasın.
Peut être français?
Fransızca biliyor musun?
Ce décret se répercutera sur le sang Français.
Bu fermanla Fransız kanı dökülecek.
Les nobles veulent que François signe une loi qui forcerait tout les sujets français à déclarer leur foi au roi publiquement.
Asiller, Francis'e imzalaması için bir ferman getirdiler, fermana göre, bütün Fransızlar gelip, krala ve onun inancına bağlılıklarına dair yemin edecekler.
Il faudrait pour cela que tous les sujets français viennent se manifester et déclarent publiquement leur foi au roi.
Bu fermanla birlikte bütün Fransızarın öne çıkıp krala ve inancına bağlı olduklarını ilan etmeleri gerekecek.
Duchez était un résistant français qui a volé la carte du Mur de l'Atlantique, les fortifications allemandes de la côte ouest de l'Europe.
Duchez Fransız direnişinin üyesiydi. Almanya'nın Avrupa'nın batı sahilindeki istihkamlarını gösteren Atlantik Duvarı'nın haritasını çaldı.
Ils étaient français.
Onlar Fransızdı.
Peut-être qu'il manquait une balle dans le revolver, ou qu'il avait un drôle de revolver français cinq coups.
Belki de altıncı kurşunu sıkamadı çünkü hazne boştu, veya Fransız tabancası beş kurşun alıyordu.
Les Français ont ce mot dépaysement, désorientation, comme le sentiment de ne pas être dans votre pays.
Fransızların bu durum için bir sözcüğü var : dépaysement. Kafa karışıklığı, ana vatanında olmama hissi gibi.
Je pense que c'est comme votre mot en français.
Şu Fransızca sözcüğündeki gibi.
- Une domestique Française.
- Fransız hizmetçi.
Français.
Fransız.
Révolution française - 1789
Fransız Devrimi - 1789
Pourquoi t'ai-je dit de rester près de moi durant la Révolution?
Fransız Devrimi'nde neden yanımdan ayrılma dediğimi hatırlıyor musun?
Parce qu'après la Révolution, on fait régime? Presque!
- Çünkü Fransız Devrimi'nden sonra rüzgar mı esecekti?
Parce qu'après la Révolution vient le régime de la Terreur!
- Yaklaştın. Dedim ki, "Fransız Devrimi'nden sonra halk terör estirecek!"
Que la Révolution, c'était dingue.
- Fransız Devrimi'nin çok acayip olduğunu.
Je ne néglige pas le français.
- Bay Peabody! Fransızca öğrenmesin demiyorum tabii.
Quel est le mot français pour pot-de-vin, Bonnet?
Fransızca "rüşvet mi bu" nasıl denir Bonnet?
Les mères des soldats français regardaient... avec dégoût les Allemands et les maudissaient. Je peux vous aider?
Fransız askerlerin anneleri onlardan iğreniyor lanetlenmeleri için dua ediyordu.
Il est français, au moins.
En azından bir Fransız erkeği.
Sous nos yeux. Le poète français Paul Valéry avait raison de dire : "L'avenir n'est plus ce qu'il était."
Fransız şair Paul Valéry "Gelecek geçmişteki gibi değilmiş." derken haklıymış.
Le philosophe Français, René Descartes, dit... que la curiosité est un grand atout.
Fransız filozof Rene Descartes demiştir ki... "Merak büyük bir kazançtır."
Une ou deux mesures de vin blanc français.
Bir, iki ölçek de beyaz Fransız şarabı koydun mu.
Tranche : mot français signifiant "une part de quelque chose".
Tranş, "bir şeyin dilimi" anlamına gelen Fransızca bir sözcüktür.
Non, non elle était là pour étudier le français.
Fransızca okumak için gitmiş.
En français, c'est "un papillon".
Fransızcada un papillon denir.
Je parle le français, pas l'italien.
Ben Fransızca biliyorum, İtalyanca değil.
Nous échangerons les peaux contre les chevaux des français...! - - i- - et on continuera de la chercher.
skins Fransız atı değişecek... ve biz onu arıyoruz devam edecek.
M. Eriksson, vous savez, les langues romanes : le français, l'italien...
Romantizmin dilleri Fransızca ve İtalyanca'yı biliyorsunuz...
Attendez, ma femme parle français.
Bekle biraz, karım Fransızca biliyor.
Eh, Annie, ce type parle français.
Annie, bu adam Fransızca konuşuyor.
Ça s'appelle Village du soleil, comme s'ils allaient se faire bronzer.
Eğer adı "Village Du Soleil" ise ki Fransızca'da "Güneşte" demek
Je peux faire une manucure française à un poulet en fuite.
Koşan bir tavuğa fransız manikürü yapabilirim.
J'ai cent visionnements, alors je fais sensation, comme on dit.
Yüz kadar beğeni aldım. Tam bir sansasyon, Fransızların dediği gibi.
Les Français ont détesté la tour, au début, ils l'ont trouvée hideuse.
Eyfel bunu Dünya Festivali'nde ilk kez sergilediğinde Fransızlar hiç sevmemiş. Çirkin olduğunu düşünmüşler.
Vous pouvez parler anglais ou français.
İngilizce mi Fransızca mı?
Je sais que tu comprends le français.
Fransızca bildiğimi biliyorum.
Comment t'appellerait-on en France?
Fransızcada "kedi" nasıl deniyor?
Française.
- Fransız.
Française?
- Fransız.
Les Français disent :
Bir Fransız atasözü der ki :
Russe, Français, Britanniques, Israéliens, vous avez le choix.
Rus, Fransız, İngiliz, İsrailli... Daha devam ediyor.
C'est le français et l'italien que je préfère.
En çok Fransızca ve İtalyancaya bayılırım.
Français et créole.
Haiti mi? Fransız Creole aksanı.
Je m'occupe des livres en français.
Fransızca kitaplarla ilgileniyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]