Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Frère
Frère Çeviri Türkçe
57,765 parallel translation
Seigneur Tout Puissant, est-ce votre frère?
Güzel Tanrım! Kardeşin mi bu?
Puisqu'il a plu au Dieu tout-puissant de rappeler notre frère de cette vie terrestre, nous remettons son corps dans cette terre.
Zira Ulu Tanrı büyük merhametiyle, hoşnut kaldığı sevgili kardeşimizin ruhunu huzuruna kabul ederek aramızdan aldı ve bu sebeple cismini toprağa veriyoruz.
- Il te fallait un frère.
- Bir abiye ihtiyacın vardı.
- Je sais que c'est ton frère mais...
- Kardeşin olduğunu biliyorum fakat...
- Demi-frère.
- Üvey kardeşim.
Dieu du ciel, est-ce ton frère?
Güzel Tanrım! Kardeşin mi bu?
Il a alors parlé de votre frère, Monsieur. Et de sa plantation de sucre, à Jumby Bay, à Antigua.
Sonra da kardeşinizi sordu efendim ve Antigua Jumby Körfezi'ndeki şeker plantasyonunu.
Je veux que vous écriviez un rapport, désignant Sir Stuart Strange comme l'homme qui a organisé le chargement d'esclaves du Cornwallis... à destination d'une plantation de sucre à Jumpy Bay, Antigue... possédée par son propre frère.
Antigua Jumby Körfezi'ndeki kardeşine ait bir şeker plantasyonuna gitmek üzere Cornwallis'in köleyle doldurulmasını düzenleyen adam olarak Sör Stuart Strange'in adının zikredildiği bir açıklama yazmanızı istiyorum.
Harry, votre frère, a eu beaucoup d'altercations avec Richard.
Kardeşin Harry Richard'la bir sürü anlaşmazlık yaşamıştı.
Il a éliminé son rival avec une vile rumeur d'homosexualité, et on soupçonne son frère d'être un chef de guerre criminel.
Eş cinsel olduğu söylentisini yayarak en büyük rakibini saf dışı bıraktı ve erkek kardeşinin suç işleyen bir savaş beyi olduğundan oldukça eminiz.
Où est ton frère?
Ağabeyin nerede?
Les gars, c'est vraiment mon frère.
- Çocuklar, kendisi kardeşim.
Et parce que je suis ton idiot de frère - qui peut à peine garder un travail...
Ayrıca ben senin geri zekâlı kardeşinim hiçbir işi beceremeyip...
C'était mon frère, Tommy.
- Kardeşim Tommy.
C'est pourquoi il est impératif que nous retrouvions son frère en vie.
Bu yüzden tarikat üyesini canlı bulmamız bu kadar gerekli.
On a papy et mamie. Des cousins, mon frère, d'autres cousins.
Anneannesi dedesi, kuzenleri, ağabeyim, başka kuzenler.
Il est mort dans un accident de voiture avec mon frère.
Erkek kardeşimle beraber araba kazasında öldüler.
Où est ton frère?
Erkek kardeşin nerede?
Juste après la mort de ton père et ton frère... tu es tombée très malade.
Baban ve abin öldükten hemen sonra çok hasta oldun.
Mon père et mon frère ont été arrachés à ma mère.
Evren zaten babanı ve kardeşimi annemden aldı.
Elle aimait aussi mon frère.
Ve abimi de sevdi.
Une où mon père et mon frère sont encore en vie et où ma mère n'est pas brisée. MADELINE :
Babamın ve abimin hala hayatta olduğu ve annemin derbeder olmadığı bir versiyon daha.
Le petit frère de Rose.
Bak burada.
Content de voir un autre frère ici.
Burada bir siyahi kardeşimizin daha olduğunu görmek güzel oldu.
Tu veux mon frère, et il est pas là.
Erkek kardeşimi istiyorsun sen ve o burada değil.
Vous voyez, mon frère avait les cheveux blonds et barbe.
Kardeşimin açık renk saçları ve sakalı vardır.
Par contre mon frère, le blanc.
Kardeşime, beyaza zıt olarak.
Peut-être moi, ou mon frère.
Belki ben, belki kardeşim.
Je n'ai pas vu mon frère depuis des années.
Kardeşimi yıllardır görmedim.
Pardon de dire ça, mais vous n'avez pas l'air contrariée par la mort de votre frère.
Kusura bakmayın ama kardeşinizin ölümüne pek de üzülmemiş gibisiniz.
Oui, cher frère, c'était ta soeur. "
Evet kardeşim, o senin kız kardeşindi. " demek zorunda kaldım.
Mon frère en a pris une.
Kardeşim de bir yıl ara verdi.
Ta motivation, c'était de pouvoir mettre ton frère au tapis.
Bana ilk geldiğinde, ağabeyini kıçının üstüne serebilmek istediğini söylemiştin.
Je vois. Mon frère a énervé quelqu'un, il s'est fait tuer?
Yani ağabeyim birini kızdırıp kendini öldürttü mi?
Excuse moi? Frère, les Ricks ne refusent pas ça.
Dostum, Rick'ler geri çevirmez bunu.
Faîtes ce que vous voulez de moi, mais laissez mon frère partir.
Bana ne yapacaksan yap ama kardeşimi bırak.
C'est mon frère!
İşte benim kardeşim!
Pourquoi tu me fixes juste, mon frère?
Niye öyle bön bön bakıyorsun oğlum?
Comme ça, pas besoin d'emprunter à ton abruti de frère, à personne.
O zaman ne aptal abinden ne de başkasından borç almamız gerekir.
Ray... Tu as engagé un mec en liberté conditionnelle pour voler de l'argent à ton frère?
Ray, denetimindeki suçlulardan birini abinden para çalması için mi tuttun?
Bien que, je dois dire, ton frère devait avoir une autre mère, parce qu'il était vieux.
Ama söylemeden edemeyeceğim bu kardeş başka bir anadan olmalı çünkü adam bayağı yaşlıydı.
Voler ton propre frère. C'est méprisable.
Kendi abini soymak çok aşağılıkça.
L'un d'eux était mon frère, Thomas.
İçlerinden biri ağabeyim Thomas idi.
J'ai toujours voulu un petit frère.
Hep küçük bir kardeşim olmasını isterdim, dostum.
- Je ne peux pas, mon frère.
- Bunu yapamam Kardeşim Maymun.
Tenez, des fruits confits, mon frère.
Bu şekerli meyveyi deneyin, bize kardeş olalım.
L'esprit du maître parvient à narguer le frère Singe.
Üstün zihin böyle yüksek bir seviyeye ulaştı o bile maymunla alay ediyor.
Deuxième frère, va chercher de l'eau.
Su kalmadı İkinci kardeş, biraz su getir.
C'est mon beau-frère.
Kayınbiraderim olur.
Voilà mon frère.
- Al bakalım kardeşim.
Non, je parle à mon frère.
- Hayır, abimle konuşuyorum.