Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Féderal
Féderal Çeviri Türkçe
7,284 parallel translation
Comme utiliser le code de son père pour accéder aux infos secrètes du FBI.
Babasının bilgilerini kullanıp, Federal güvenlik veritabanına erişim sağlayan kişi diyor bunları.
- Je suis un agent fédéral.
- Federal ajanım.
Un agent fédéral?
Federal ajan mı?
Combien de villes parquent les pauvres dans les quartiers noirs et entretiennent la ségrégation?
Başka şehirler düşük gelirlileri siyahi mahallelere konutlandırıyor ya da federal parayla ırkçılık yapıyor.
Dans l'ensemble, les habitants comprennent qu'un juge a tranché et que la ville doit obtempérer.
Bence genel olarak Yonkers halkı federal yargıcın hüküm verdiği ve artık şehrin kanuna boyun eğmesi gerektiği esasını kavrıyor.
Il y a une fille à la banque fédérale qui me doit une faveur.
Firts Federal Bankası'nda bana iyilik yapmak isteyen bir kız var.
- Ce sont des fédéraux.
- Federal bunlar.
- Qui est l'agent fédéral, ici?
- Federaller kimlerdir biliyor musun?
Tant que nous ne l'avons pas mis sous les verrous, tu descends en salle de pause, prends ton petit-déjeuner, peut-être une tasse de café, et quand cet enfoiré sera enfermé à vie dans une prison fédérale, nous pourrons fêter ça.
Biz onu hapse tıktırana kadar dinlenme odasına gidiver biraz kahvaltı et, bir fincan kahve iç. Sonra, o aşağılık herif sonsuza dek federal hapishaneye kapatıldığında, hep birlikte kutlayacağız.
Tu vas devenir un agent fédéral. Non.
- Seni bir FBI ajanı yapacağız.
Tu es sûr de vouloir tuer un autre agent fédéral?
Bir FBI ajanını daha öldürmek istediğine emin misin?
Il semblerait que l'agent fédéral qui gardait Werner Zytle ait commencé à tirer pendant que Zytle a profité de la panique pour partir.
Görünüşe bakılırsa Werner Zytle'ı götüren koruma birdenbire ateş etmeye başlamış ve Zytle da panik sırasında ortadan kaybolmuş.
Comment aurait-il pu donner une dose à un agent?
Federal ajana nasıl iğne yapmış olabilir ki?
Ces agents fédéraux ont un mandat de perquisition.
Federal ajanlar. Aşağıda arama emriyle gelmişler.
On nous a signalé une non-conformité présumée sur un médicament élaboré par Godfrey Industries.
Godfrey Endüstri'nin ürettiği bir ilacın sözde federal parasıyla tıbbi araştırmalara karşı bir itaatsizlik yaptığı ihbarını soruşturuyoruz.
Les fédéraux ont ta voix sur écoute.
- Federal bir kasette sesin var amına koyayım.
Mettez-le dans l'avion.
- Tamam, benimle uçsun. - Federal seçim kuralları.
- Interdit.
Federal seçim yasakları...
A la FEC de décider.
Ama buna Federal Seçim Kurulu'nun karar vermesinden mutluluk duyarım.
Pas d'histoires avec la FEC pendant que je traite avec les Russes.
Ruslarla cebelleşirken istediğim son şey, saçma bir Federal seçim kuralları hikayesi.
Avant que vous mentiez encore une fois à un agent fédéral, vous pourriez m'avoir les noms de ces chauffeurs?
Bir federal ajana bir yalan daha soylemeden once o şöförlerin isimlerini bana vermeye ne dersin?
C'est le gouvernement fédéral des États-Unis qui essaie de protéger nos enfants d'une menace que nous ne comprenons pas.
Bu Amerika Birleşik Devletleri'nin çocuklarımızı anlayamadığımız bir şeyden korumak için yürüttüğümüz önemli ve federal bir harekat.
Grâce aux subventions, on peut être en surcoût.
Federal para masraf aşımlarını da kapsıyor.
Vous serez épargné de la peine de mort.
Bu durum, federal ölüm cezasından kurtulduğun anlamına geliyor.
Angela, un procureur fédéral.
Angela, federal savcı.
Quand va-t-on recevoir la subvention de l'État?
Federal yardımı ne zaman alabiliriz?
On recherche deux hommes impliqués dans un braquage bâclé, un agent fédéral a été touché.
Soygun ve bir polisin vurulması olayına karışan iki şüpheli arıyoruz.
Walmart pioche donc deux fois dans les coffres du gouvernement.
Demek oluyor ki, Walmart federal hükümetin kasasına ekmeğini iki kez banıyor.
Sammy était dans le Programme Fédéral de Protection des Témoins.
- Sammy'nin federal tanık koruma programında olduğunu biliyorsun yani.
- " Les chasseurs d'hommes fédéraux,
- " Federal insan avcıları,
"'Il en faut un pour en attraper un autre,'a dit un officiel fédéral a ce reporter. "
"'Birini yakalamak için birini feda etmeliyiz,'dedi bir memur. "
Je dois prendre le Federal Express dans environ 5 minutes, et je ne veux pas déranger Frederick chez lui.
Yaklaşık beş dakika içinde kargoya yetişmem gerek ve Frederick'i evindeyken rahatsız etmek istemiyorum.
On place Hannibal en établissement fédéral.
Hannibal'ı federal nezarete alacağız.
Je ne vous le demande pas en tant qu'agent fédéral. Je vous le demande en tant que parent.
Lütfen, size bir federal ajan olarak değil size bir anne olarak soruyorum.
C'est un délit fédéral.
Federal bir şuç.
Soldat Ian Gallagher, engagé en tant que Phillip Gallagher, est accusé de désertion, vol et sabotage de propriétés du gouvernement et falsification de document fédéral, notamment une demande d'adhésion aux forces armées des Etats Unis.
Er Ian Gallagher. Kayıt ismi Phillip Gallagher. Asker kaçaklığıyla, devlet malının çalınması ve tahribiyle ve ABD ordusuna başvururken yapılmış evrak sahteciliğiyle suçlanıyorsunuz.
C'est un bâtiment fédéral. Rempli de types criminellement fous.
Cezaî ehliyeti olmayanların kaldığı bir yer.
A l'exception de la base souterraine secrète sous l'aile Nord.
Federal tesis. Kuzey kanadının altındaki gizli bodrum kat hariç.
Sans mentionner la scène d'un crime fédéral.
Federal suç mahali olduğunu söylemiyorum bile.
Je suis un agent fédéral, M. Jarvis.
- Ben bir federal ajanım Bay Carter.
Miss Martinelli! Agents fédéraux!
Federal Ajan!
Vous ne ressemblez pas à des agents fédéraux.
Federal ajanlara benzemiyorsunuz.
F.B.I.!
- Federal Ajanlar!
Détournement de fonds fédéraux.
Federal fonların suistimali.
Citez-moi un Républicain qui a utilisé des fonds fédéraux pour garantir un emploi à chaque Américain et je mange mon chapeau.
Bana federal fonları kullanarak isteyen her Amerikalıya bir iş garantilemeyi vaat etmiş olan tek bir Cumhuriyetçinin adını verin kellemi keserim.
Nous sommes des fédéraux, on a besoin de savoir ce qu'il y a ici.
Biz federal ajanlarız. Burada ne olduğunu bilmemiz gerek.
Un guichetier à la Federal Credit Union.
Federal Kredi Kooperatifi'nde veznedarmış.
La FAA a jugé qu'il s'agissait d'un accident.
Federal havacılık idaresi ona kaza demiş.
Un transfert vers une prison fédérale de basse sécurité de son choix.
Kendi seçeceği minimum güvenlikli bir federal hapishaneye nakil olmak.
Il est peut-être complice de ce meurtre - et de ceux à venir. - par l'accord présent, et qu'il purge sa peine dans une prison fédérale.
Bu cinayette ve sonrakilerde suç ortağı olabilir. -... ve federal hapishanede yatmasını kabul etsin.
Mon patron est en contact avec Bell Tower Minimum Security à Monterey, c'est la prison fédérale dans laquelle Stroh veut être incarcéré.
Patronum, Monterey'deki Bell Tower Minimum Güvenlikli Cezaevi ile irtibatta ki bu, Stroh'un kapatılmak istediği federal hapishane.