Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Gap
Gap Çeviri Türkçe
232 parallel translation
A Red Gap, cela nous donnera un certain standing... du pedigree.
- Red Gap'teki. Bu bize yeni bir... hava katacak, joie de vivre.
Effie, tu ne veux pas emmener Ruggles à Red Gap?
Effie, Ruggles'ı Red Gap'e götürmeyi düşünmüyorsun, değil mi?
J'espère que vous vous plairez ici et à Red Gap.
Umuyorum ve inanıyorum ki hem burada hem Red Gap'te bizimle olmak hoşuna gidecek.
A Red Gap, Madame?
Red Gap mi, madam?
Que dira-t-on à Red Gap si je n'ai plus ma moustache!
Kesilmiş bir bıyıkla döndüğümü görseler Red Gap'teki dostlarım ne der?
Colonel Ruggles, Jeff Tuttle, de Red Gap,
Albay Ruggles, Amerika'nın Washington Eyaleti, Red Gap kasabasından...
Jeff Tuttle, de Red Gap!
Yürü, Red Gap'li Jeff Tuttle!
Chez nous en Amérique, à Red Gap.
- Ev mi madam? - Evet eve, Amerika'ya.
Nous arrivons à Red Gap, dans l'Etat de Washington.
- Tanrım, hayır! Red Gap'e yaklaşıyoruz.
Red Gap n'est pas exactement une ville, mais ça pousse vite dans l'Ouest!
Red Gap tam olarak bir şehir sayılmaz, Bill. Ama yine de batının en hızlı büyüyen kasabasıdır.
M. Belknap-Jackson est à la tête de notre petite société.
Sessiz ol. Bay Belknap-Jackson, Red Gap sosyetesinin lideridir.
Egbert n'aime que les chic types et si vous êtes un chic type, bienvenue à Red Gap.
Egbert seni sevdiyse, normal biri olmalısın. Ve normal biriysen, Red Gap'te sorun yaşamazsın.
Red Gap n'est plus pareil sans toi.
Red Gap'te yokluğunu hissettik.
Tu la serres de trop près, même pour Red Gap.
Bu, Red Gap için bile fazlasıyla yakın!
C'est la chose la plus incroyable qui soit arrivée à Red Gap.
Evet. Bu Red Gap'te şimdiye kadar yaşanan en heyecanlı şey.
Pas bête. Red Gap n'a jamais eu de bon restaurant. Pas bête.
- Hiç fena fikir değil.
Red Gap n'a jamais eu de bon restaurant.
Red Gap'te hiç, düzgün ve uygun fiyatlı bir lokanta olmamıştı.
Mon triomphe à Red Gap!
Red Gap'teki nihai zaferim.
Je ne sais comment vous expliquer. Mais ici, à Red Gap, je suis quelqu'un, une personnalité.
Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum... ama burada, Red Gap'te önemli biri olarak görülüyorum.
On n'a jamais vu ça à Red Gap!
Bu, Red Gap'in şu ana dek yaşadığı en büyük olay.
Eh bien, c'est Shenandoah Gap.
Shenandoah vadisinde.
- A Indiantown Gap, en Pennsylvanie.
- Geride Indiantown Gap, Pennsylvania. Hiç duymadım adamı.
Ça bloquerait notre personnel et le matériel à Pine Gap.
Grev yaparlarsa her şey durur. Bizim elemanlar ve cihazlar da açıkta kalır. Merak etme.
Alligator quatre, ici Red Gap six.
Timsah 4, burası Kırmızı Başlık 6.
Ce que perd Princeton est gagné par Gap.
Bir kez daha Princeton'ın kaybı boşluğun kazancı oldu.
Je veux aller au Gap.
İndirim yapan yere gideceğim. O şurada aşağıda.
A Thoroughfare Gap vous avez retenu Longstreet.
Thoroughfare Gap'de Longstreet'e karşı geldin.
Bienvenue chez Gap
Gap'e Hosgeldiniz
Leleina, Vickie a été nommée gérante de Gap.
Lelaina, Vickie az önce Gap'in müdürlügüne terfi etti.
Je suis gérante de Gap.
Gap'in müdürüyüm.
Je ne vais pas travailler chez Gap, bon sang!
Gap'de çalismayacagim. Tamam mi?
Et maintenant, Mme la gérante de Gap me donne des leçons?
Simdi beni itip kakabilecegini mi saniyorsun?
- Ça veut dire quoi "R.E.P."?
- GAP'ın anlamı ne?
En fait, sous des dehors d'époux moderne, il se comporte comme un macho pour qui je devrais sacrifier ma carrière.
- Evet. - 90'ların Gap reklamı gibi. İçinde 1950'lerden kalma bir koca figürü var.
David avait fait une pub pour "Gap".
David bir reklama çıkmıştı.
Il a essayé sur une vitrine d'un Gap mais ça n'a pas marché.
Gap'in vitrin camını indirmeye çalışmış ama başaramamış.
Tu compares le Gap de Rome avec celui de Broadway.
Eee, Roma'daki Gap mağazasında olup, Broadway'dekinde olmayan şeyler ne?
Laisse tomber Gap.
Tamam, dinle.
C'est fini entre nous.
Unut Gap'i çünkü bu ilişki bitti.
On vient de brancher deux filles au Gap.
Gap'den iki tane kadın ayarladık.
Bientôt, ce sera un endroit déprimant... comme un Baby GAP.
Bir hafta içinde çok kötü şeyler olacak tıpkı ölen dükkanlar gibi.
Un autre Gap, un autre Tower Records.
Gap farklıdır, Tower Record farlıdır.
On n'est pas au Gap ici.
Burası G.A.P. değil.
Elle était devant toi... emprisonnée dans son ensemble Gap à jouer les filles modèles.
- Baştan beri buradaydı. Sadece Gap giysileri ve iyi kız kompleksi arasında sıkışıp kalmıştı.
Elle a perdu sa jambe artificielle chez Gap... et le type l'a portée comme un beau chevalier... vêtu de satin blanc.
Bir "Gap" mağazasında takma bacağı düşmüş. Adam beyaz atlı şövalye gibi onu dışarı taşımış.
Il s'habille chez Gap.
Tam bir hödük. Gap " den alışveriş ediyor.
Dégagez le Gap et sous moniteur.
Gap'ten aldığı şu kıyafetleri kes.
Sa prothèse tombe chez Gap...
Mağazada protez bacağı çıktı.
On a fait fureur à Gap.
Gap'la coştuk.
Je reste ici à Red Gap.
Red Gap'te kalacağım.
- On va au Gap?
- "The Gap" a gitmek istiyor musun?