Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Gracie
Gracie Çeviri Türkçe
1,100 parallel translation
Dis bonsoir, Gracie.
İyi geceler de, Gracie.
Grace, tu as ton cahier?
Hey, Gracie, kitabını getirdin mi?
Gracie, t'es vraiment tordue.
Olamaz, Gracie, çok tuhaf fikirlerin var.
Qu'est-ce que tu fais?
E, neler karıştırıyorsun, Gracie?
Question de temps, Gracie.
Zaman meselesi, Gracie.
- Tiens, voilà Gracie!
Gracie teşrif etmiş.
N'aie pas peur, Grace.
Yok bir şey, Gracie.
C'est notre secret, hein?
Bu sır aramızda, değil mi, Gracie?
Où est Gracie?
Gracie nerede?
Je vais essayer de te raconter une histoire.
Sana bir hikaye anlatayım, olur mu, Gracie?
Bonne nuit, les petits.
İyi geceler de, Gracie.
Vire-moi cette bibine étrangère, et trois Buds.
Gracie, şu pisliği kaldır... Ve bana üç tane Budweiser getir.
Que s'est-il passé?
Gracie, Ne oldu?
Ecoute, Gracie. Je suis désolé de vous abandonner, Kelly et toi, mais j'aurais dû partir il y a deux ans.
Dinle Gracy, seni ve Kelly'yi bu şekilde bırakıp gitmek istemezdim.
Il n'y a pas de mal à ça.
- Bunlar fena şeyler değil Gracie.
Kelly? Tu dors? Gracie est là?
Kelly uyuyor musunuz, Gracie orada mı?
Gracie?
Gracie?
Salut, Gracie.
Selam, Gracie. Selam, tatlım.
Grace, sache que A.J. nous a sauvé.
Gracie, bizi A.J.'in kurtardığını bilmeni istiyorum.
On a gagné, Gracie!
Kazanacağız, Gracie!
Gracie...
Gracie...
"Gracie, rêves-tu?"
"Gracie" hayal kurar mısın?
Gracie, Gracie, Gracie.
Gracie, Gracie, Gracie...
Gracie. Je vois ce que tu insinues.
Kusura bakma, Gracie.
Je suis le mari de Gracie.
Gracie'nin kocasıyım.
Chaque année, le gouverneur gracie des détenus.
Said, Her sene vali bir grup mahkum için af ilan eder.
Quand j'en aurai fini avec lui, ce sera Gracie Mansion.
Onunla işim bittiğinde, Gracie Malikanesine dönüşecek.
Pareil pour toi, le mec de chez Gracie.
Sen de, Gracie'nin müzisyeni!
- bonne nuit, Will - bonne nuit, gracie.
- İyi geceler, Will. - İyi geceler, Gracie.
je suis désolée de m'être emportée.
Ve bu kadar sinirlendiğim için üzgünüm. - Gracie...
je t'en prie, arrête de me regarder de travers.
Gracie, lütfen... Bana şaşı bakma.
n'en fais pas un drame!
Gracie, üzüldüğüne değmez.
vas-y seule.
Sen git, Gracie.
la prochaine fois que tu demanderas une trêve, fais-le avec ton linge à toi.
Gracie, bir dahaki sefer bana ateşkes bildirisinde bulunacaksan. Kendi beyaz çamaşırlarını salla.
Grace...
Gracie, ben...
Gracie McRae.
Ben Gracie MacRae.
Paraît qu'il lui manque une case.
Gracie bütün tahtalarının tamam olmadığını söyledi.
Gracie a faim, on va manger des clams.
Gracie'nin karnı aç. Hadi gidip bir şeyler alalım.
Roméo et Juliette, de George et Gracie... De ces amours-là.
George ve Gracy ve tüm diğer büyük aşklar gibiyiz.
Par décret spécial du maire de Springfield, vous êtes informé par la présente que vous êtes gracié.
Ben, Springfield Valisi'nin özel emriyle kayıtsız şartsız af edildin.
Gracié par le président Ollie North.
Başkan Ollie North tarafından affedildi.
Il y a de fortes chances... qu'il vous gracie.
Burada çok güçlü bir şans var... o senden özür dileyecek.
Nixon, gracié par le président Ford... a écrit six ouvrages... et voyagé à travers le monde à titre d'homme d'État.
Nixon, Başkan Ford tarafından özür dilenen kişi, altı kitap yazmak için yaşadı... ve büyük bir devlet adamı olarak dünyayı dolaştı.
Vous êtes gracié.
"Af"
Tu étais un héros, ils t'avaient gracié!
Sen bir kahramansın, babalık.
Pourquoi n'as-tu pas été gracié?
Niye affa uğramadın abi ya?
Ça va, Gracie?
Nasılsın Gracie?
Quel plaisir de te voir!
- Gracie nasılsın bakalım!
Si tu étais resté tranquille, je t'aurais peut-être gracié.
affedilme gibi bir şansın yok.
Quand on a su qu'un détenu allait être gracié, un élan s'est développé, car chacun espérait être l'élu.
Valinin birisini affedeceği söylentisi çıktığı zaman... Anlaşmazlıkların doğduğunu gördüm tüm mahkumlar seçilmek istiyorlardı.
gracie.
Gracie...