Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Graham
Graham Çeviri Türkçe
2,271 parallel translation
Devais-je dire à Jordana ce qui se passait avec Graham?
Mesele, Jordana'ya bu Graham mevzusundan bahsedip bahsetmeyeceğimdi.
La meilleure façon de tester la méthode Graham T. Purvis - est de venir à ce séminaire.
İnsanların Graham T. Purvis Sistemi'ni tecrübe edebilecekleri en fantastik yol,... seminere gelmeleridir.
Tu ne vas pas voir Graham?
Baba, Graham'ın mevzusuna gitmeyecek miydin? - Hm?
Graham. On est vendredi.
- Graham'ın mevzusu.
" Je vais à la plage avec Graham.
Graham'le sahile gidiyorum.
Pourquoi entrer par effraction dans la maison de Graham?
Graham'ın evine zorla girerek neyi başarmayı umduğuma dair hiçbir fikrim yok.
J'ai vu maman avec Graham.
Annemi Graham'le sahilde gördüm.
Chéri, j'ai masturbé Graham.
Yavrucuğum, Graham'e mastürbasyon yaptım.
J'étais ivre et j'ai voulu détendre Graham.
Şey, sarhoştum ve Graham'ı rahatlatmaya çalışıyordum.
Raymond Chandler, Graham Greene...
- Tıpkı Raymond Chandler gibi. - Abartmayın. - Graham Greene.
Sergent Graham, je vous escorterai.
Ben Kıdemli Başçavuş Graham'ım. Size ben eşlik edeceğim.
Pardon, l'habitude. Je m'appelle Graham.
Affedersin, alışkanlık işte.
- Graham McNair.
Graham Mcnair.
- Enchanté, Graham.
Memnun oldum, Graham.
Mlle Graham?
Bayan Graham?
La vérité, c'est que personne ne pourrait jouer ce rôle que vous.
Ama gerçek şu ki, Bu rolü sizden başka kimse oynayamaz Bayan Graham.
Je n'ai pas besoin de voir chaque cheveu sur la tête de Laurel Graham.
Laurel Graham'ın kafasının tepesinde duran bir saçı görmeme gerek yok.
Tu n'as rien dit de Laurel Graham.
Sen Laurel Graham'le ilgili bir şey söylemedin.
- Oui. Il nous faudrait des marshmallows, des crackers et du chocolat.
Evet, eksik olan tekşey biraz marşmelo, Graham krakeri ve çikolata.
Pardon, vous attendez le Dr Graham?
Af edersiniz. Dr. Graham'ı mı bekliyorsunuz?
Le Dr Graham nous a beaucoup soutenus.
Dr. Graham bize çok yardımcı oldu.
Franchement, comment elle a eu le rôle?
Sahi, Dr. Graham nasıl rol almış?
Le Dr Graham ne comprend pas le comportement humain, et il y a 428 tuiles au plafond de ce théâtre.
Dr. Graham'ın, insan davranışı konusunda içgörüsü yok o tiyatronun tavanında 428 tane kiremit var.
On a une situation des plus sérieuses, ici, Graham.
Burada çok ciddi bir durumla karşı karşıyayız, Graham.
Je suis Graham.
- Efendim? - Graham.
Alexander Graham Bell, l'inventeur du téléphone, aimait dire "Ahoy, Ahoy" quand il décrochait.
Telefonu icat eden Alexander Graham Bell telefonu açtığında "ahoy, ahoy" demeyi severdi.
Tony Graham, mon nouveau traducteur.
Kimim ben? Adın Tony Graham. Yeni çevirmenimsin.
Voilà mes frères, Graham et Adam.
- Merhaba. - Bunlar da ağabeylerim Graham ve Adam.
Voici mon petit Felix Graham.
Bu da benim küçük Felix Krapp'ım.
Le Dr Graham accepte de s'occuper de lui.
İlçeden Dr. Graham'la konuştum, o devralacak.
Le Dr Graham est bon.
Graham iyidir.
C'est pas moi.
Graham, Adam. İyisin ya?
- Tous sont explicables. a été tuée par un jaguar près du site.
Hepsinin basit açıklamaları var. Yüksek lisans öğrencilerimizden Nicole Graham kazı alanının dışında bir jaguarın pençeleri arasında can verdi.
Je sais précisément qui c'est. 1re victime de la malédiction.
Tam olarak kim olduğunu biliyorum. Diş tahlilleri gösteriyor ki ceset Nicole Graham'e ait. Lanetin ilk kurbanı.
- Nous parlons que vous avez tuée au Mexique et que vous avez momifiée pour vous couvrir.
Nicole Graham'den bahsediyoruz. Onu Meksika'da öldürdün. Sonra da üstünü örtmek için cesedini mumyaladın.
Je vous arrête pour le meurtre - de Nicole Graham.
Nicole Graham'i öldürmekten dolayı tutuklusunuz.
Mon cousin Graham.
Kuzenim Graham'den.
- Pas ici.
Graham, burada olmaz.
Meilleur suspect, Graham Shand, client du même pub que la 1re victime.
En uygunu Graham Shand ilk kurbanla barda beraber içmiş.
Le fait est que Graham n'y travaille plus depuis deux mois.
Konu şu ki Linda, Graham iki aydır orada çalışmıyor.
Graham sait qu'on le recherche.
Graham peşinde olduğumuzu biliyor.
Beaucoup de sang et de mélodrame, mais rien de dangereux.
Çok fazla kan, çok fazla dram vardı, ama Graham için ölüm riski yoktu.
Je dois vous dire que Graham est impliqué dans un grave crime.
Bak Linda, sana Graham'in çok ciddi bir suça karıştığını söylemem gerek.
Tu sais ce que je vais te faire? Graham?
- Sana ne yapacağım, biliyor musun?
pourquoi choisir Laurel Graham?
Laurel Graham'ı seçmene ne sebep oldu?
Graham.
Graham.
Il y avaient d'autres gens, Joe Tucker, Bill Blackham,
Joe Tucker, Bill Blackham Charlie Morse, Moira Dougherty Graham McNair, Teresa Randolph Tori Fairchild. Başkaları da vardı.
Tu as dit à Graham que j'étais hétéro?
Graham'a heteroseksüel olduğumu mu söyledin?
Graham.
- Çoğunlukla Graham hakkında.
T'as fait quoi, alors?
O zaman ne yaptın, Graham? Ne dediler?
Graham la punit de son infidélité.
Graham sadakatsizliğinden dolayı karısını cezalandırıyor.