Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Grammy
Grammy Çeviri Türkçe
231 parallel translation
Puis on gagne un disque d'or et la Victoire de la Musique.
Sonra Altın Plak alırız. Belki de Grammy ödülü alırız.
Nous revenons aux Grammy Awards, Et voici en direct de la grande salle de bal du Hilton, au coeur de New York, à l'instant, sur scène, va nous présenter une superbe récompense,
Grammy Ödül Töreni'ni sunmaya devam ediyoruz. Yayınımız New York'un göbeğindeki Hilton Otel'in büyük balo salonundan devam ediyor.
Et avec la même émotion que j'ai ressenti quand J'ai serré la main du grand Caruso c'est avec joie que je vous présente ce Grammy Award pour votre superbe contribution à l'industrie du disque.
Caruso'nun elini sıktığımda hissettiğim heyecanın aynısıyla müzik dünyasına yaptığın katkılarından dolayı bu Grammy ödülünü sana mutlulukla takdim ediyorum.
Cette année, le Grammy de la meilleure chanteuse sera présenté par Rita Coolidge et Tony Orlando!
Burası 652-1652. Hayır, şu anda evde değil.
... a réussi à éclipser sa femme, la gagnante du Grammy, Esther Hoffman.
Bırak çalsın. Belki susar. Hatırladım, Jamison ayın 12'sinde bir röportaj yapmanı istiyor.
Il me reste qu'à t'immoler par le feu. Tu ne connais pas ta force? C'est moi?
Bu yılın en iyi kadın şarkıcısı Grammy Ödülü'nü vermek için sahnede Rita Coolidge ve Tony Orlando.
Je ne peux rien pour lui. C'est dégueulasse.
Grammy Ödülleri reklamlardan sonra devam edecek.
Tu es injuste.
- John Norman Howard Grammy kazanan karısı Esther Hoffman'ın sahnesini çaldı. Onu götürün.
Ça me ferait plaisir.
Grammy ödüllerine Emmy verebilirler.
- Vraiment? C'est... Grammy Hall m'a offert cette cravate.
Bu büyükannemden bir armağan.
Grammy... Grammy Hall?
Büyükannen mi?
Et là, c'est Grammy Hall.
- Ve bu da Sadie.
- Alors, Sadie... Sadie a rencontré Grammy grâce à George, le frêre de Grammy.
Sadie büyükannemle kardeşi George sayesinde tanıştı.
Vous êtes ce que Grammy Hall appellerait "un vrai Juif".
Büyükannem seni görse, "Tam bir Yahudi!" derdi.
Grammy est un vrai cordon bleu.
Büyükanne her işi iyi yapar.
Les Grammies sont ce soir.
Bu gece Tony için çok önemli. - Grammy ödül töreni var bu gece.
- Il a été nominé plusieurs fois.
Grammy ödülleri. Ödüllere aday gösterilen birçok plağı var.
Méconnu jusqu'à ma mort, c'est mon spectre qui aura un prix.
Belki keşfedilmeden ölürüm, hayaletim Grammy alır.
Mamie?
Grammy?
Non, pas encore, mamie.
Henüz değil Grammy.
Regarde, mamie, c'est...
Bak Grammy, bu...
On regardera les prix des meilleurs disques!
Evet. Grammy törenini seyrederiz.
- Je ne vais pas regarder çà.
- Grammy'leri seyretmem.
Et le Grammy pour l'album de l'année de soul, récitatif ou de quatuor est attribué à : Les Bémol!
Ve Grammy enstrümansız müzik grubu dalında........ The Be Sharps!
Lisa, tu as vu les Grammy?
Lisa, Grammy ödüllerini seyrettin mi?
Oh, c'est un Grammy.
Grammy`miş.
Je pense que c'est bizarre que vous n'aimiez pas ce qui est mignon en tenant compte que la moitié de vos clientes aux Grammy sortaient d'un rêve de Mon Petit Poney.
Şirinlikten hoşlanmamanız çok tuhaf çünkü Grammy'de müşterilerinizin yarısı My Little Pony'nin düşlerinden fırlamış gibiydi.
Et maintenant avec la nomination aux Grammy Awards, c'est une vraie fusée!
Ve şimdi Grammy adaylığıyla, tıpkı bir füze gibi.
- Je suis venu te dire que Pete ne peut pas aller à Los Angeles pour les Grammys.
Pete'in Los Angeles'taki Grammy Gecesi'ne gelemeyeceğini söylemeye.
Elle est là pour les Grammys.
- Grammy ödülleri için geldi.
Les Grammys?
Grammy ödülleri mi?
Peu importe si un autre l'emporte..... on lui casse la figure!
Grammy'yi başkası alacak olursa... gidip pataklarız.
- Et l'album gagnant es....
Ve Grammy ödülünün sahibi...
- Voudriez-vous voir mon Grammy?
Grammy ödülümü görmek ister misin? Hayır! İstemem.
Il n'y avait aucun problème, jusqu'à l'année de mes 12 ans, où ce clown minable est devenu célèbre et s'est mis à collectionner les disques d'or.
İsmim hiç problem oluşturmuyordu... ta ki ben 12-13 yaşımdayken... bu yeteneksiz palyaço meşhur olup... Grammy Ödülleri'ni alana kadar. Hmm.
Et la chanson que je chante sur le disque qui a eu le Grammy, Veinte anos, je la connais aussi depuis mon enfance.
"Veinte Años" u da... Grammy Ödüllü bu albümde yer alan şarkıyı... küçüklüğümden beri bilirim.
Je n'aurai pas de Grammy.
Bana hala Grammy vermediler.
Grammy, disque de platine, ils étaient "super-chauds".
Grammy'ler, müzik ödülleri, üç platin plak...
Elle a accompagné le jukebox. Ne commençons pas à faire reluire le Grammy.
Sadece karaoke yaptı.Abartmayalım.
Le boogie des Simpson, J'aime aimer ton amour et Boogie de Noël ont été disques de méga-platine et on raflé tous les Grammy.
Simpsons Boogie... Sevmeni Sevmek Sevilesi ve Simpsons Noel Boogie adlı albümler mega platin seviyesine ulaşıp Grammy'leri sildi süpürdü.
- Tu as eu un Grammy.
- Sen bir Grammy kazandın.
DÉMENTI OFFICIEL : L'opinion de M. Simpson ne reflète pas celle... des producteurs, pour qui le Grammy n'est absolument pas une récompense.
Bay Simpson'ın fikirleri yapımcılarla aynı değildir, onlar Grammy'i bir ödül bile saymazlar.
- Un Grammy.
- Grammy.
- Tu t'entraînes à perdre aux Grammys?
- Grammy'i kaybetme provası da mı yapıyorsun?
- Non, je gagne toujours.
- Hayır, Grammy'i hep kazanırım ben.
Et ça pourrait être un Grammy.
Grammy de olabilirdi bu ödül.
Le mystérieux... A la page divertissement... Ia jeune chanteuse Wendy pourrait être...
Açıklanamayacak şekilde- - Magazin haberlerinde genç şarkıcı Wendy ilerde meşhur- - Dün gece üç adet Grammy kazandı- -
Trouvez qui a rempli son verre, vous aurez le violeur.
Tıpkı pırlantaları ve Grammy ödülleri gibi.
C'est un grand producteur et s'il aime tes chansons, tu peux engager une bonne pour dépoussiérer tes Grammys.
Efsane birisidir ve seni beğenirse Grammy ödüllerini toplamak için, kendine bir hizmetçi tutmak zorunda kalacaksın.
Suivez-les.
Grammy Ödülleri'ndeki masanda kaç kişilik yer istiyorsun bilmek istiyorlar. - Johnnie, konuşmak istemiyorum bunu.
Tenez, un Grammy.
Al sana Grammy.