English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Gus

Gus Çeviri Türkçe

4,554 parallel translation
Comment diable, Lipps a-t-il pu sortir de sa piaule, jusqu'au salon, et kidnapper Gus sans que personne ne le voie?
Lipps nasıl olur da çalışma odasından oturma odasına geçip kimse görmeden Gus'ı kaçırmış olabilir?
Gus?
Gus?
Oh, non. Gus.
Hayır, Gus.
J'ai trouvé Gus.
- Gus'ı buldum.
Gus et moi rentrons chez nous faire l'amour à nos femmes.
Gus'la eve gidip karılarımızla sevişeceğiz.
Gus va arriver dans une heure pour passer me prendre.
Gus bir saat içinde beni almaya gelecek.
- Un flic s'est fait tiré dessus.
- Bir polis vuruldu. - Hayır, Gus, polis vurulmadı.
Notre ami Jerry est impliqué jusqu'au cou dans quelque chose de plus gros, Gus.
Arkadaşımız Jerry, düşündüğümüzden daha büyük işlere bulaşmış, Gus.
Il faut de l'argent pour disparaître, Gus.
Ortadan kaybolmak için para alıyor, Gus.
D'accord, Gus. je vais t'offrir - ta 2ème possibilité de te retirer.
Tamam, pekala, Gus, sana ikinci kez bu işten çıkmanı önereceğim.
Gus pensé que ce serait, euh, purga--purg- - eu, purg- - Qu'est ce que j'essaye de dire?
Gus bunun katar... kat kat... Ne söylemeye çalışıyorum?
Il paye les factures de cet endroit, Gus.
Bu yerin faturalarını ödüyor, Gus.
A ton avis, Gus?
Niye sanıyorsun, Gus?
Gus, j'ai une barbe--un.
Gus, sadece bir sakalım var, bir.
Notre ami Jerry est trempé jusqu'au cou dans quelque chose d'énorme, Gus
Arkadaşımız Jerry, düşündüğümüzden daha büyük işlere bulaşmış, Gus.
- Gus, sérieusement?
- Gus, ciddi misin?
Il ne voulait pas dire ça comme ça, Gus.
Öyle demek istemedi, Gus.
S'il te plaît, ces mecs sont comme les gardes de Buckingham Palace
Yapma, bu adamlar Buckingham Sarayı korumaları gibiler, Gus.
Gus, tu peux te détendre?
Gus, sakin olur musun?
Oui, ça l'est, Gus.
Evet, öyle, Gus.
En fait, je suis sur le point d'avoir un bon petit-déjeuner avec Gus tout de suite.
Aslına bakarsan, şu an Gus'la harika bir kahvaltı yapmak üzereyim.
Hum, je suis désolé, Gus.
Üzgünüm, Gus.
Ce serait sage de la garder pour le moment, Gus.
Onu biraz kendine saklasan akıllıca olur, Gus.
- Ouais, je sais, Gus.
- Evet, biliyorum, Gus.
Gus, elle n'aurait pas pû être plus claire.
Gus, daha net olamazdı.
Oh, allez, Gus, dis-moi que tu n'as pas.
Yapma, Gus, bana onu yemediğini söyle.
Gus.
Gus var.
- Gus, mon père s'est fait tirer dessus. - Mm-hmm.
Gus, babam vuruldu.
Et bien, c'était rempli de rire pour tout le monde. Mais, euh, Gus et moi devons nous occuper d'affaires sérieuses maintenant, Rachel.
Herkes çok eğleniyor, ama Gus'la çok ciddi bir konuyla meşgul olmalıyız, Rachel.
Gus, soit pas la P de l'appartement 23! ( référence à une série )
Gus, Apartment 23 dizisindeki "B" gibi davranma.
Ou je devrais vous emmenez à nouveau en salle d'interrogatoire. Gus!
Yoksa sizi sorgu odasına götürmek zorunda kalacağım.
Qu'est ce que tu fais?
- Gus! Ne yapıyorsun?
Shawn, qu'est-ce que tu fais ici? Ne t'inquiètes pas, Gus.
- Shawn, burada ne arıyorsun?
Malheureusement, tu es aussi un tueur en série. C'est vrai, Gus.
Ne yazık ki, aynı zamanda bir seri katilsin.
Une tueuse de femmes- - du moins deux- - avec des cheveux blonds.
Bu doğru, Gus. Kadınların katili, en azından sarışın iki kadının.
Écoutes, Gus, je ne l'ai pas choisie.
- Bir veya iki kere, evet. Bak, Gus, onu ben seçmedim.
Avis positif du public 38 %. Si seulement, Gus serait mon James Farentino.
Seyirci ölçer, yüzde 38.
Qui ça?
Bilakis, Gus benim James Farentino'm olurdu.
Hey, je viens juste d'accuser la copine de Gus d'être un tueur en série, et maintenant je joue au mini golf tout seul.
Biraz önce Gus'ın kız arkadaşını seri katil olmakla suçladım, şimdi de kendi başıma mini golf oynuyorum.
Je sais ce que c'est d'être seul et célibataire. Et bien, je ne suis pas célibataire, Gus.
Kimsesiz olmak ve tek yaşamak nedir bilirim.
Peut être c'est parce que je suis tombé sur mes parents divorcés qui faisaient l'amour, Gus.
Belki de boşanmış ebeveynlerimi seks yaparken yakaladığım içindir, Gus.
Parce que ce n'est pas juste "qu'un gars", Gus. C'est monsieur Possibilités.
Çünkü o sadece bir erkek değil, Gus.
Quelle belle journée, tu ne trouves pas?
Gus, hadi. Ne kadar bir güzel gün, değil mi?
Merci, et je voudrais que tu saches que je reconnais que toi et Gus avaient fait caca ensemble.
Sağ ol, Gus'la beraber kaka yaptığınızı öğrendiğimi bilmeni isterim.
Gus, voici mon fils Maximus.
Gus, bu oğlum, Maximus.
Oh, Gus, on est juste en train de t'embêter parce que tu es assez tendre pour fondre à mouiller pour mes deux scoops.
Gus, sadece sana takılıyoruz, çünkü iki top dondurmamın üzerine eritilip serpiştirilecek kadar tatlısın.
Oh, penses-y, Gus.
Bunu bir düşün, Gus.
Je viens en paix.
- Merak etme, Gus.
C'était toi, jusqu'à hier.
Ben tek yaşamıyorum, Gus. O sendin, düne kadar.
C'est pas vrai, Gus?
Bu doğru değil mi, Gus?
Au revoir, Gus célibataire.
Elveda, bekar Gus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]