English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Haut

Haut Çeviri Türkçe

34,572 parallel translation
Elle est là-haut dans cet immeuble.
Şuradaki binadalar.
C'était un météorologiste en haut de la Tour Eiffel, Paris en 1922.
1922'de Paris Eyfel Kulesi üstünde meteorologdu.
Quand on montera là-haut, je me chargerai du "Qui diable a tué Jamie?" et tu... parlera des nanobots.
Yukarı çıktığımızda, "Jamie'yi kim öldürdü?" ile ben başa çıkarım, sende... nanobotlarla ilgilenirsin.
Ça va cailler, là-haut. Vous voulez passer 3 jours à surveiller ces crétins?
Gelecek 3 günü götün donarken bu ahmaklara göz kulak olarak mı geçirmek istiyorsun?
C'est quand même super haut!
Bayağı iyi konumdayız.
"En haut, En bas, En haut"
Yukarı. Aşağı. Tekrar yukarı.
Pas grand chose en haut.
Üst taraflarda pek bir şey yokmuş.
Seulement un voisin en haut de la colline.
Tepede sadece bir komşum var.
Je vois de haut tout Los Angeles.
Bütün LA'yi görebiliyorum buradan.
Oh, je les prends de haut d'ici.
Onu ben buradan da yapabiliyorum.
Walter a vraiment la fréquence classifié de la base Par rapport au moment ou il synchroniser son ordinateur en haut.
Adamlar bilgisayarına bağlandığında Walter üssün gizli frekansını öğrenmiş oldu.
Il connait un haut fonctionnaire au Soviet Suprême.
Yüksek Sovyet Prezidiyumu'nda yetkili birini tanıyordu.
- En haut.
- Üst kata.
Les Américains aiment agiter leur bâton et parler haut et fort.
Amerikanlar sopalarını sallayıp seslerini yükseltmeyi severler.
Là-haut dans le ciel, Charles.
Gökyüzünde Charles.
Des hommes comme vous, aux capacités intellectuelles exceptionnelles, qui se sont hissés à un haut niveau grâce à leur intelligence et leurs facultés.
Sizin gibi olağanüstü zekâsı olan yetenekleri ve zekâlarıyla mesleklerinin en üst seviyesine çıkmış olan insanlar.
Le numéro 8 de la liste t'attends là haut.
Listenin 8.sırasındaki çocuk seni bekliyor.
On m'a l'appelle toute la journée, mais vous savez comment il aime travailler avec la musique à fond vers le haut.
Bütün gün onu aradım ama biliyorsunuz ki müziğin sesi yüksekken çalışmayı seviyor.
Nous potable chaque fois que l'un des Zombie haut enfants cris.
Zombie High'ta birisi her bağırdığında içiyoruz.
Tu peux toujours dire quand un mec blanc t'aime bien, parce qu'il sourit tellement, que tu peux voir le haut et le bas de ses dents.
Beyaz adamlar birinden hoşlanınca hemen... belli olur, çünkü kocaman gülümsüyorlar. Tüm dişleri görünüyor!
Cam amène moi ce haut, et je... ne peux pas croire que j'ai essayé d'accuser Cam.
Bu gömleği bana Cam aldı ve ben suçu Cam'in üstüne atmaya çalıştığıma inanamıyorum.
Ton haut est vraiment beau, et je
Ben... - Alo?
Kono et moi allons en haut jeter un coup d'œil.
Tamam. Kono'yla ben yukarı bakacağız.
Elle est en haut avec son fils, grâce à...
Oğluyla birlikte yukarıda, teşekkürlerimi...
Je peux arranger ça là-haut.
Üst katta düzeltebilirim.
Il le faut plus haut.
- Daha ileri gitmemiz gerek. İleri.
Leanne, il va falloir l'avoir plus haut si on veut arrêter le saignement.
Leanne, kanamayı durdurursak daha ileri gideceksin.
Que fais-tu là-haut?
Üst katta ne yapıyorsun?
Cela implique souvent de regarder quel nombre est le plus haut.
Genelde yüksek teklif içeren seçenek iyi olan oluyor.
En haut, avec son prof particulier. Elle prépare le bac.
Öğretmeniyle yukarıda.
Lève ton menton vers le haut.
Çeneni yukarı kaldır.
En haut.
- Üst kata.
Ce qui m'énerve le plus ce qu'alors que Gina est morte, et Malaya est meurtrie, là-haut, je pense à nous.
Beni daha çok üzen başka bir şey ise Gina ölürken, Malaya yukarıda yaralı bir hâlde sürünürken benim bizi düşünüyor olmam.
Comment on va le faire monter en haut?
Şimdi onu üst kata nasıl çıkartacağız?
Ça avait l'air vide du haut de la colline.
- Tepeden boş görünüyordu.
Tout en haut de la liste, bien sûr.
Elbette yüksek kalitede.
Haut vice directeur de l'école?
Lise okul müdürü mü?
Je pensais qu'il était plus haut dans la chaîne alimentaire, mais il a dû être devient haut sur sa propre alimentation.
Besin zincirinde yukarılarda olduğunu düşünmüştüm ama kendi uyuşturucusunun etkisinde olmalıydı.
Regarde! Regarde en haut!
Dikkatli ol, dikkatli ol!
C'est comme un carnaval irlandais là-haut... des peaux de patates, des manèges cassés, du violon, des rêves brisés, des maillots de foot, plein de femmes se prénommant Moira.
Kafasının içinde bir İrlanda Festivali var sanki patates kabukları, kırık arabalar, kemanla çalınan bir melodi tamamlanmamış rüyalar, kanlı formalar ortalarda gezinen, adları Moira olan birkaç kadın.
Il y a aussi un tir à puce qui peut tirer dans la balle vers le haut, ce qui fait que la balle est propulsée dans les airs.
Ayrıca topun havaya kalkmasını sağlayan bir parçamız da var.
Trouver quelque chose assez haut dans la hiérarchie, qu'ils pourraient se rappeler quand les dieux et les hommes étaient en bons termes.
Hiyerarşide daha yukarıda birşeyler bul, onlar insanlar ve tanrıların ne koşullarda konuştuğunu hatırlayabilirler.
On commence en bas, on fraie notre chemin vers le haut jusqu'à trouver quelqu'un qui peut nous aider à les atteindre.
Aşşağıdan başlarız yukarıya doğru gideriz, Bize yardımı dokunucak olanı bulana kadar.
Rappelle-toi, si c'est une Lamia, on a affaire avec un haut niveau en psychique.
Sadece şunu hatırlayın, eğer bu Lamia ise, yüksek seviyeli bir psişikle uğraşıyoruz.
C'est facile. C'est trois places plus haut, puis une place à gauche.
O kolay 3 çeşme yukarı 1 çeşme sola.
Les ados connaissent le plus haut taux de viol et d'agression sexuelle.
Tecavüz ve cinsel taciz olayları en çok ergenlerin başına geliyor
Je te le dirais, tout le long où je serais là-haut Je continue de penser que j'étais au mauvais endroit.
Ne diyeceğim, orada olduğum zaman boyunca yanlış yerde olduğumu düşündüm.
Moi oui. Emmène-moi au Maître du Haut Château. Emmène-moi et je pourrai lui décrire image par image.
Beni Yüksek Şatodaki Adam'a götürün ve ona filmi kare kare anlatayım.
Et le film après lequel vous couriez, celui du Maître du Haut Château.
Bir de peşinde olduğunuz bir film vardı?
SI HAUT?
Dahası da mı var?
- Ce panneau d'affichage là-haut.
- Ne tabelası?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]