English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Haïti

Haïti Çeviri Türkçe

404 parallel translation
Haïti regorge d'absurdités et de superstitions toujours entremêlées d'une myriade de mystères à vous donner des cheveux blancs
Haiti, safsata ve batıl inançtan geçilmez. Saçınızı beyazlatacak bir gizem her zaman bulunur.
il y a des superstitions à Haïti que les autochtones ont ramenées d'Afrique. Certaines d'entre elles peuvent remonter aussi loin que l'Antiquité égyptienne,
Bazılarının kökeni, Eski Mısır'a kadar uzanır ve hatta Mısır yeni kurulurken eskiden beri var olan ülkelere kadar.
Bien sûr, si vous le souhaitez, nous pourrions d'abord aller chez Beaumont. Si je pouvais mettre la main sur le monstre responsable de tout ça, Je lui infligerais une telle correction que tous les sorciers vaudous d'Haïti trembleraient dans leurs sandales.
Bu işin sorumlusu musibeti ele geçirebilirsem tüm kabile büyücülerine gözlerini korkutacak bir ders vermiş olurum.
Dans un boui-boui à Haïti.
Haiti'de bir dairede unuttum
Si vous allez à Haïti je connais une fille à Haïti.
Eğer Haiti'ye gidersen Haiti'de tanıdığım bir kız var
J'ai laissé mon chapeau à Haïti, dans un boui-boui à Haïti.
Şapkamı Haiti'de bıraktım Haiti'de bir dairede unuttum
Si vous allez à Haïti, je connais une fille à Haïti.
Eğer Haiti'ye gidersen Haiti'de tanıdığım bir kız var
Procurez-moi une photo de lui, et je l'enverrai à mon ami DuBois à Haïti.
Siz bana onun bir resmini verin. Bende bu resmi Haiti'de yaşayan arkadaşım DuBois'a göndereyim.
Cloche aime bien amener une touche d'Haïti ici.
Cloche, illaki bir Haitili adeti sergilemezse olmaz.
Je suis née à Haïti et j'ai grandi ici.
Ben Haiti'de doğdum, burada büyüdüm.
Puis-je vous parler de Haïti?
Haiti anlaşmasını konuşmak istiyordum.
Il envisageait d'acheter Haïti.
Haiti'yi almayı düşünüyordu.
- L'ambassadeur d'Haïti est là.
- Haiti büyükelçisi burada.
A Haïti!
Haiti'de!
- Lune de miel à Haïti?
- Haiti'de Balayı?
Ouais, et là, on filera à Haïti.
Evet, sonra Haiti'ye gidiyoruz.
Pas Haïti.
Haiti değil.
Duvalier s'assure qu'à Haïti on ne manque pas de menottes.
Duvalier'in Haiti'de yeterli sayıda olmasını sağladığı tek şey kelepçeler.
Haïti est une terre de contradictions, Dr Alan.
Haiti çelişkilerle dolu bir yerdir Dr. Alan.
À Haïti, il y a des secrets qu'il vaut mieux oublier.
Haiti'de kendimizden bile sakladığımız sırlar vardır.
Très bien. Vous êtes mon seul contact à Haïti, non?
Tamam, sen benim Haiti'deki tek bağlantımsın, değil mi?
Appelez-le comme vous voudrez, mais à Haïti, notre Dieu ne reste pas dans son royaume.
Bunu istediğin kelimelerle adlandırabilirsin, ama Haiti'de Tanrı..... yalnızca cennetinde değildir.
Haïti est à 85 % catholique, mais à 110 % vaudou.
Haiti % 85 Katoliktir, ama % 110 da Vududur.
Elle m'a dit que c'était l'une des cathédrales d'Haïti.
Bana bunun Haiti'deki katedrallerden biri olduğunu söyledi.
En réponse au mécontentement grandissant, le gouvernement haïtien de Duvalier a déclaré la loi martiale.
Haiti'deki Duvalier hükümeti, aylardır süren gösterilere tepki olarak..... sıkıyönetim ilan etti.
- Que faites-vous à Haïti, Dr Alan?
- Neden Haiti'desiniz Dr. Alan?
Ne retournez pas à Haïti maintenant.
Ben olsam şimdi Haiti'ye dönmezdim.
À votre place, je resterais le plus loin possible d'Haïti.
Yerinde olsam Haiti'den mümkün olduğunca uzak dururdum.
Peytraud, Duvalier... ce ne sont pas des Haïtiens, mais des chiens enragés.
Haiti'yi temsil etmiyorlar, onlar çılgın birer köpek.
Nous apprenons à l'instant qu'à Haïti "Baby Doc" Duvalier, sa femme Michelle et ses enfants ont pris la route de l'aéroport.
Haiti'den aldığımız haberlere göre..... "Bebek Doktoru" Duvalier, karısı Michelle ve ailesi..... havaalanına doğru yola çıkmışlar.
L'océan "se meurt" sur la côte haïtienne
Haiti Kıyılarında Okyanus "Ölüyor"
Il y a des joueurs de tambour haïtiens ici, on m'a dit que je pourrais jouer avec eux.
Burada Haiti davulları varmış. Biri içine oturabileceğimi söylemişti.
Haïti, Etat des Grandes Antilles, est un nouveau point chaud pour les Nations Unies.
Karayip şehri Haiti, Birleşmiş Milletler'in yeni kriz bölgesi oldu.
Au cours d'une action orchestrée par les militaires haïtiens, diplomates et journalistes...
Haiti askeri birliklerinin başarılı bir müdahalesiyle diplomatlar ve gazeteciler...
Un bébé, c'est une responsabilité, comme de s'occuper de l'hygiène d'une prison haïtienne.
Bebek sahibi olmak büyük bir sorumluluk. Haiti'de bir cezaevinin temizliğinden sorumlu olmak gibi.
D'abord ce livre sur Haïti, puis un voyage en Haïti...
Önce Haiti'yle ilgili kitap. Daha sonra Haiti gezisi.
Je pense que vous allez aimer Haïti.
Madeleine!
et j'ai vu des choses de mes propres yeux qui m'incitaient à croire que je devenais fou.
Haiti'de, yerlilerin Afrika'dan getirdiği pek çok batıl inanç vardır.
Pour séparer ce que vous appelez les faits de la fiction.
Haiti kanununda, canlı gömülme ihtimaline yer verilmekte.
La loi... la loi d'Haïti reconnaît la possibilité d'être enterré vivant.
Burada, Ceza Kanunu'nda.
J'ai laissé mon chapeau à Haïïti.
Şapkamı Haiti'de bıraktım
Ma princesse vaudou a gardé mon chapeau mou.
Haiti'deki o şerefsiz En güzel şapkamı aldı
HAITI À E
HAİTİ'den E'ye
Vous saviez qu'il y a 4 millions d'habitants à Haiti... qui gagnent 25 dollars par an en moyenne?
- Kalp kırıcı. Haiti'de dört milyon insan varmış ve ortalama gelir senede 25 dolarmış.
Vous avez des parents ou des amis, à Haiti?
Sen... - Haiti'de akraban falan mı var?
Des hommes comme José Dolores et Toussaint L'Ouverture sont utiles pour mettre le feu aux poudres, mais par la suite, ils deviennent dangereux, comme en Ha : ï : ti par exemple.
José Dolores ve Toussaint L'Ouverture gibi insanlar belki bir durumu ateşlemek için gereklidirler ; ama sonra, örneğin Haiti'de olduğu gibi, çok tehlikeli olurlar.
En 1919, Ies Marines s'entrainaient au bombardement en pique.
1919'da Haiti önlerinde pike yapıp bombalama manevrası yapıyorlardı.
Verrez-vous l'ambassadeur?
Haiti büyükelçisiyle görüşeyim mi?
Cela a été pris il y a 8 jours, dans une clinique de Port-au-Prince.
Bu fotoğraf geçen hafta Port-au-Prince, Haiti'deki bir klinikte çekildi.
Le professeur Freutzer vit caché.
Profösör Kreutzer Haiti'de.
En raison de notre aspect, ils nous ont pris pour des dieux... et ils nous traitent comme tels.
Bu şekilde ortaya çıkmamız bize Tanrı gözüyle bakmalarına ve ona göre davranmalarına neden oluyor. HAİTİ, 05 ARALIK 1492

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]