Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Hell
Hell Çeviri Türkçe
639 parallel translation
HeiI Hitler, hell Hitler?
Yaşasın Hitler, yaşasın Hitler?
Je suis né à Hell's Kitchen.
Ben Hell's Kitchen'da doğdum.
Gail Wynand de Hell's Kitchen qui a eu la force et la vision de se faire tout seul, sa seule erreur a été la voie qu'il a choisie.
Bunu tek başına yükselme gücüne ve ruhuna sahip olan buna karşılık yöntem seçiminde büyük bir yanlışa düşen Hell's Kitchen'lı Gail Wynand'a söylüyorum.
C'est ici que je suis né. A Hell's Kitchen.
Howard, işte benim doğduğum yer, Hell's Kitchen.
Le voilà, dans le quartier de Hell's Kitchen.
İşte orada, Hell's Kitchen'ın kıyısında.
La Fureur des hommes
From Hell to Texas ( Kana Susayanlar )
Dans les ghettos de Williamsburg, Hell's Kitchen, Weehawken...
Williamsburg'da, Hell's Kitchen'da, Yorkville'de, Weehawken'da...
Dans East Side, y a une péniche, Katherine L.
Ha, evet. Doğu kısmında "The Katherine Hell" adında bir yüzen ev var.
Je me souviens qu'avant-hier, j'ai entendu des jappements au Castel d'Enfer.
İki gece önce Hell Hall'da bir sürü yavrunun havladığını duydum.
Elle se dirige vers le Castel d'Enfer.
Ama Hell Hall'a doğru gidiyor.
You've been halfway to hell and back again
Değerli Dostum, arkadaşım Erdo52'ye ithafen çevrilmiştir...
Dans le quartier chinois de la ville, il y avait le Pagoda Hell Saloon, et au premier vivait une vraie princesse mandarine qui m'invitait à l'occasion prendre un petit rouleau de printemps.
Kasabanın Çin mahallesinde "Cehenneme Git Salonu" adında bir mekan vardı,... ve üst katta, arada sırada beni Çin böreği için davet eden... gerçek bir Çinli Prensesi yaşıyordu.
Sieg foutre hell!
Yaşasın zafer!
Dans Hell's Canyon.
Cehennem Kanyonu.
J'espère que ces blousons noirs reviendront.
Umarım şu Hell's Angels geri döner.
J'aimerais vraiment mettre la main... sur les Hell's Angels qui conduisaient ce camion.
Şu arabayı süren Cehennem Meleklerini elime bir geçirsem.
HElL, hell, ALLEMAGNE DE L'EST
SELAM SANA DOĞU Almanya
BEAUTIFUL TEACHER IN TORTURE HELL
GÜZEL ÖĞRETMEN İŞKENCE CEHENNEMİNDE
Holmes m'a également confié que l'un de leurs ancêtres était un disciple des "Chevaliers du démon".
Holmes bana Holdernesse'ın Hell Fire Club'ın manyak üyelerinden birine malzeme verdiğini söyledi.
C'est une ex-copine d'un Hell's Angels, si jamais vous savez pas où aller.
Şayet uğramayı düşünürsen Cehennem Melekleri'nin sahibesi.
T'étais pas si loin que ça de Hell's Kitchen.
Hell's Kitchen'dan sandığın kadar uzaklaşamamışsın, değil mi?
Je connais un endroit qu'on appelle Hell's Canyon.
Küçük bir yer biliyorum, adı Cehennem Kanyonu. *
Pas de Hell's Canyon pour nous, hein, Vince?
Sanırım sonuç olarak Cehennem Kanyonu'na gitmiyoruz, değil mi Vince?
C'est ce que j'aurais fait.
Hell, that's what I woulive done.
Ils veulent même plus l'appeler Hell's Kitchen.
Hell's Kitchen adını bile kullanmak istemiyorlar artık.
Je vous croyais durs, à Hell's Kitchen.
Tanrım, Kitchen'ın çocukları sert olurlar diye düşünüyordum.
Cavello s'est fait descendre en plein Hell's Kitchen très tôt ce matin.
Cavello sabah saatlerinde Kitchen'da indirildi.
Ils voulaient un mec connu à Hell's Kitchen, pour servir de couverture.
Oradayken bana "Kitchen'da köstebeklik yapabilecek adam bu", diye bakıyorlardı.
C'est des Hell's Mauviettes.
Cehennem Ödlekleri onlar. - Onlardan değil.
On fait visiter le Parc National du Trou du Cul du Monde.
Burası Hell Hole Ulusal Parkı turunun üçüncü durağıdır.
Mais si vous voulez, vous pouvez en garder une pépite, car on s'amuse avec les cailloux dans le parc du Trou du Cul du Monde.
Teselli olacaksa hepimiz evinize birer tane götürebilirsiniz. Çünkü Hell Hole Ulusal Parkı'nın amacı keyif ve altındır zaten.
Now get the hell out of my sight!
Şimdi benim bölgemden defol, tamam mı? Git!
Non. Sûrement pas.
Hell no, sir.
Je veux dire, voyez les choses de cette façon.
I mean, hell, look at it this way.
Mon général, Trimble envoie ses compliments et dit... que si les troupes qu'il avait l'honneur de commander ce jour... ne peuvent pas prendre cette position, personne ne le peut.
General, Trimble sends his compliments and says that if the troops he had the honor to command this day cannot take that position, all hell can't take it.
Elle Est Infernale s'échappe et prend la tête, suivie de Confucius Chantant et de M. Lee.
Hell-Raiser müthiş bir çıkış yaptı ve liderliği aldı. Confucius Sings ve Mr. Lee onun arkasında.
Elle Est Infernale...
Hell-Raiser ise...
Elle Est Infernale.
She's A Hell-Raiser.
I guess l'm livin'day to day Just in case you feel led astray, hell, yeah I guess l'm livin'day to day
sanırım günbegün yaşıyorum sadece senin hissettiğin gibi yoldan çıkmış, lanet, evet sanırım günbegün yaşıyorum
Tu l'as pas soigné, après qu'un primate... l'ait roué de coups.
You haven't had to clean him up after some Neanderthal... beat the hell out of him.
HELL'S HIGHWAY Rowland Brown, 1932
Filmin adı "Hell's Highway" di.
Le film s'appelait Hell's Highway.
Bu hücrede hastalanmazsın delikanlı.
Il travaillait au Club Hell.
Hell Club'de çalışmış. - Sağol.
On n'a qu'à descendre au Club Hell et pincer Noah.
Club Hell'e gidip Noah'ı bulalım.
Moi et mon partenaire... on va au Club Hell épingler Noah.
Ben ve ortağım Club Hell'e gidip Noah'ı tutuklayacağız.
Un de vos hommes a appelé le Club Hell du commissariat.
Bu telefonlar Club Hell'e bu karakoldan edilmiş.
Tu te souviens du Club Hell?
Club Hell'i hatırladın mı?
Les Hell's Angels?
Motosikletliler çetesi mi?
- Les Hell's Angels.
- Şu Cehennem Melekleri.
"Cyclone City", "Chers anges", "Le Texas à tout prix",
"Cyclone City", "Dream Angel", "Hell-bent for Texas" "Love on a Pogo Stick", "Moth and Rust", "Earthrise" "Crème de la Crème", "Tall Man from Tennessee" "Chicken at the Wheel", "Sea Dog" "Invasion of the Pickle People" "Odyssey of Pain", "The Pagan Plunder" ve onun en son, en büyük fantezi sinema filmi "Gece Rüzgarı".
" l'm the Only Hell
"l'm the Only Hell ( My Mama Ever Raised )".