English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Herbie

Herbie Çeviri Türkçe

300 parallel translation
- Herbie Morton est nommé évêque.
Herbie Morton piskopos olmuş.
- Rappelle-toi...
- Herbie'yi hatırlıyorsundur canım.
Herbie... un blond, rougeaud, plus jeune que moi...
Sarışın, benden genç, al yanaklı.
Oui, c'est çà, Herbie est plus jeune que moi de 5 ou 6 ans.
Herbie'nin benden küçük olduğunu sanıyorum 4-5 yaş.
Madame Alfred Briggs... ça ne diminue en rien ses mérites.
Bayan Alfred Briggs... Herbie'nin hakkını yemek istemem tabii.
Et pire que tout, Herbie, pas de 80ème étage d'où se jeter.
Ve en kötüsü de Herbie istediğinde atlayabileceğin 80 katlı bir bina yok.
Emmenez Herbie, qu'il fasse quelques clichés.
Yanına Herbie de al. Biraz fotoğraf olsun.
Herbie, combien de temps as-tu fréquenté l'école de journalisme?
Herbie, oğlum, şu gazetecilik okuluna kaç yıl gittin?
Viens, Herbie, allons visiter c'est gratuit.
Hadi Herbie, gidip bir ziyaret edelim. Nasıl olsa giriş bedava.
Prend quelques clichés, Herbie.
Benim için birkaç fotoğraf çek Herbie.
Allez, Herbie.
Gidelim Herbie.
- du calme Herbie. du calme.
- Sessiz ol Herbie. Sessiz.
Fais le plein, Herbie.
Depoyu doldur Herbie.
Herbie vous les amène...
Herbie getiriyor...
Herbie, défais moi ça, tu veux? Et tiens toi prêt.
Herbie, eşyalarımı benim için yerleştir, olur mu?
Je veux que vous soyez là parce que j'enverrai Herbie en bas faire deux ou trois clichés, pigé?
Orada olmanı istiyorum, Herbie'yi fotoğraf çekmesi için yolluyorum. Anladın mı?
C'est le meilleur moment, Herbie.
Bu tam sırası, Herbie oğlum.
Herbie vous a cherché toute la nuit.
Herbie bütün gece seni aradı. Nerelerdeydin?
- Ne reste pas planté là, appelle Nagel.
Öylece durma Herbie. Nagel'i bağla.
Allez, Herbie, on perd du temps.
Hadi Herbie. Zamanımı boşa harcıyorsun.
Herbie, c'est la première fois que tu viens?
Herbie, daha önce buraya gelmiş miydin?
Que fais-tu ici?
Herbie! - Burda ne yapıyorsun?
Le retour est financé par l'ulcère de Taylor...
Eve dönüş yolunun tamamında, Herbie Taylor'un ülserinde gideceğiz.
" S'il y a un homme plus drôle que Herbie Temple au Palace, désolé, mais nous n'avons pas entendu son nom.
" Eğer Palace'da Herbie Temple'dan daha eğlenceli biri varsa, kendisini göremediğimiz için kusurumuza bakmasın.
- Herbie Temple est sur scène?
- Herbie Temple sahne aldı mı?
"Je te vends Herbie Temple, alors ne fais pas le fier."
Burada Herbie Temple'dan bahsediyoruz. Bu yüzden bana martaval okuma. "
Fais attention.
Bu adama dikkat et Herbie!
Al, je sais que tu touches 10 % %, mais comment peux-tu laisser un talent comme Herbie sans publicité?
Ama reklamınız olmadan bu gösteriyi daha ne kadar sürdürmeyi planlıyorsunuz acaba?
" S'il y a un homme plus drôle que... Herbie Temple au Palace, désolé... mais nous n'avons pas entendu son nom.
" Eğer Palace'da Herbie Temple'dan daha eğlenceli biri varsa, kendisini göremediğimiz için kusurumuza bakmasın.
Herbie, le paquebot est au port.
Herbie, gemi geldi.
- Herbie, tu peux pas te faire virer.
- Herbie, kovulamazsın.
Et emmène ton frère Herbie.
Kardeşini de getir. Herbie'yi getir.
Il est avec les traîne-savates à Venice.
Herbie vEnice'te hippilerle.
Herbie arrive tout de suite.
Herbie hemen geliyor.
Herbie m'en a parlé.
Herbie anlattı.
Il a insufflé la vie dans sa bouche.
Herbie'yi kollarına almış ve solunum yaparak diriltmiş.
Quand Herbie est tombé du tabouret dans la boutique.
- Neden bahsediyorsun? Boyle Heights'ta şekerci dükkanınız varken Herbie tabureden düşmüş.
Il lui a sauvé la vie.
O da Herbie'nin hayatını kurtarmış.
Herbie est l'homme le plus sensible que j'aie jamais vu.
Herbie tanıdığım en hassas insan.
Écoute, je sais que je suis coincé.
Herbie, bak. Geri kafalı olduğumun farkındayım.
- Il ne fait que son boulot.
- Adam işini yapıyor, Herbie.
Herbie, ce n'est pas la circonstance la plus joyeuse, mais heureuse de t'avoir vu.
Herbie, çok mutlu bir vesile değildi ama seni gördüğüme sevindim.
- Où est Herbie?
- Herbie nerede?
- Il est avec Love Lady.
- Herbie, Aşk Kadını'na rastladı.
Allez Herbie.
Hadi Herbie.
Vas-y, Herbie.
Evet Herbie. Belki Bay Boot haklıdır.
Herbie.
Ben Herbie, hatırladın mı?
Herbie.
Herbie?
Même un aveugle pourrait le lire :
- Tanrı seni korusun, Herbie.
Tu dois pas te faire virer.
- Herbie, kovulmamalısın.
Herbie.
Herbie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]