English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Herr

Herr Çeviri Türkçe

1,258 parallel translation
Herr Bartlett et Herr MacDonald.
Herr Bartlett ve Herr MacDonald.
Herr Schmidt, clôture non.
Herr Schmidt, çit değil.
Ce soir, vous ne souriez pas, Herr Schmidt.
- Bu gece hiç gülmediniz, Herr Schmidt.
Ecoutez, l'ambassadeur d'Allemagne m'a assuré l'autre jour qu'Hitler ne revendiquait plus de territoire en Europe.
Sevgili genç adam, daha geçen gün Ekselansları Alman Büyükelçisi, bana Roma'da bizzat güvence verdi Herr Hitler'in Avrupa'da daha fazla toprak talebi olmayacakmış.
Le colonel Hessler est là.
Herr Oberst Hessler geldi.
Vous êtes allemand Herr Schroeder.
Siz bir Almansınız, Bay Schroeder.
Encore du strudel, Herr Detweiler?
Biraz daha turta, Herr Detweiler?
J'ai un télégramme pour Herr Detweiler.
Herr Detweiler'e bir telgraf var.
- Herr Zeller.
- Herr Zeller.
- Bonne nuit, Herr Zeller.
- İyi akşamlar, Herr Zeller.
Herr Zeller, nous préférons les voix autrichiennes... aux menaces allemandes.
Herr Zeller, bazılarımız şarkılarda yükselen Avusturyalı sesleri çirkin Alman tehditlerine tercih ediyor.
Herr Detweiler!
Herr Detweiler!
Bonjour, Herr Zeller.
- Heil Hitler. - İyi günler, Herr Zeller.
Herr Zeller, je pensais... que les télégrammes sont confidentiels en Autriche!
Herr Zeller, Avusturya'daki telgrafların içeriklerinin özel olduğunu sanıyordum!
Comme vous, Herr Zeller, j'ai des talents insoupçonnés.
Sizin gibi, Herr Zeller, ben de gizli yetenekleri olan biriyim.
Excusez-moi, Herr Peters. C'est arrivé en recommandé.
Affedersiniz Bay Peters, bunu özel bir kurye getirdi.
Oui, Herr Colonel.
Jawohl, Albayım, başka bir uçan makina.
Aujourd'hui, nous volons.
Bugün uçuyoruz Herr Rumpelstrosse.
Que dois-je faire, colonel?
Herr Albay, şimdi ne yapacağım?
Cette traversée est impossible.
Geçmek imkansız, Herr Albay.
Je ne répondrai pas, Herr Oberst.
Hiçbir soruya cevap vermem Herr Oberst.
Merci, Herr Professor.
Teşekkürler, profesör.
- Plusieurs, je pense.
- Birkaç tane olmalı. - Bitte, mein Herr?
Et maintenant, Herr Kaptain Master..
Artık seni ben bekliyorum, sayın şefim.
Il faut trouver les coulisses... Herr General, wir werden in zoltën.
Perde arkasına geçmemiz lâzım.
Herr Kaptain Master.. Cette fois, c'est moi qui tient la "baguette"!
Sayın şefim, bu kez ben şeflik edeceğim!
Au rapport, Herr General.
Görev raporu Generalim.
Pardon, Herr General.
Özür dilerim Generalim.
Oui, Herr General.
Evet Generalim. Yani hayır...
Herr General, le consul de Suêde désire vous voir.
Generalim İsveç Konsolosu Nordling burada. Acilen sizinle görüşmek istiyor.
Herr Consul, ils ont été arrêtés après le cessez-le-feu. - Je vous les remets.
Bay Konsolos bu adamlar ateşkesten sonra yakalandıkları için, onları sizin gözetiminize veriyorum.
Non, Herr General.
Hayır Generalim.
C'est déplacé, Herr General.
Bunu eğlendirici bir şey olarak görmüyorum General.
Herr General. Le Louvre est contrôlé par la Résistance.
Yalnız Louvre Direniş'in elinde.
Herr Nagel...
Bay Nagel.
Herr Dorfmann...
Bay Dorffman.
Y avez-vous vu Gromek?
Gittiğiniz çiftlikte Herr Gromek'le karşılaştınız mı?
Je repete,.. .. Herr Muller. Ich wiederhole.
Tekrar ediyorum, Herr Müller...
Muskatnuss, Herr Muller!
Küçük hindistan cevizi, Herr Müller!
Haben Sie verstanden, Herr Muller?
Anlaşıldı mı, Herr Müller?
Auf Wiedersehen, Herr Muller.
- Hoşçakalın, Herr Müller!
Pardonnez-moi, Herr Kahlenberge.
Affedersiniz, Bay Kahlenberge.
Vous comprenez qu'à moins qu'il ne soit déposé chez nous, je ne peux le transférer plus tard?
Anlamışsınızdır, Herr Henks para bu bankaya yatırılmadıkça size sonra transfer etmemin mümkünatı yok.
Suivez-moi.
Beni izleyin, Herr Henks.
Herr Belzig, je suis très reconnaissant.
Herr Belzig size minnettarım.
Au revoir, Herr Belzig, et merci.
Hoşçakalın, Herr Belzig, teşekkür ederim.
Je dois voir Herr Belzig.
Herr Belzig'e görüşmek istediğimi söyleyin.
Herr Belzig, le camarade Zatopec pour vous.
Herr Belzig, Yoldaş Zatopec sizi görmek istiyor.
- C'est moi.
- Herr Detweiler benim.
Atterrissage.
Anlaşıldı Herr Albay, tarlayı geçip, havalanıp, bir daire...
Ça ne va pas.
Herr Albay, bu iyi değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]