English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Hon

Hon Çeviri Türkçe

81 parallel translation
- Au cimetière de Hon Cho.
Budist mezarlığında, Hanchow Yolu'nda.
Il est écrit "Hon" sur la bannière.
Hon sancağı taşıyorlar.
Écoute-moi, hon Dieu!
Scotty beni dinle! Tanrı aşkına, lütfen!
Je suis obligé de partir.
Siu Hon, Başka seçeneğim yok. Ben gitmek zorundayım.
Et voici son grand film, Hon... Je ne sais pas ce qui se passe.
Gururla, Hondo filmini su -
Elle vous remplacera par des tocards. Vous retournerez en 2e division, ou serez virés aussi sec.
Så kommer hon att ersätta Bu sezondan sonra Hepiniz ya alt lige yollanacaksınız yada serbest kalacaksınız.
J'arrive, hon.
Geliyorum tatlım.
- Trois ha gao.
Üç tane hon gau.
Oh, Voila Doris maintenant Hon, hon.
Oh, işte Doris de geldi. Tatlım, tatlım.
Non. Maître Wong Fei-Hung!
Sen değil, ben Usta Wong Fei-hon'u görmek istiyorum.
Excellent! Wong Fei-Hung rend le lion vivant.
Güzel, Bay Wong Fei-hon gercek yaşamı kuklalaştırıyor.
Il s'appelait Hon'Tihl, officier en second du Toh'Kaht.
Adı Hon'Tihl, Toh'Kaht'ın ikinci kaptanı.
Ils voyageaient sous des faux noms. Ils n'ont pas pris leur avion.
Sahte isimlerle bilet aldılar fakat Hon Kong uçuşuna binmediler.
Ursula!
Hon - Ursula!
Honey, voici Anna.
Hon, bu Anna. Anna, bu Honey.
Salut, Hon.
Görüşürüz Hon.
Si je franchis la rivière, notre pouvoir le protégera.
Ae athradon i hir, tur gwaith nin beriatha hon * Nehri geçebilirsem, halkımın gücü onu koruyacaktır.
On lui donna le titre de 14eme Honninbo Shuusaku.
ve 20 yaşına geldiğinde, 14.kuşak Hon-Inbo Shuusaku oldu.
Honningo Shuusaku?
Hon-Inbo Shuusaku?
Chan Wing-yan et Del Piero.
Hon Sam, Cheng-Ving Yan, Del Piero.
- l wantcha coke. Hon-hon-hon.
- Çiğnenen kokain istiyorum
"Je suis un guerrier sans pays" Dang-po Hon-lee
Ülkesiz bir savasçıyım, Dang-Po-Hon-Li.
Viens, hon.
Buraya gel, bebeğim.
Hon, les personnes de l'I.C.O. sont ici.
Evet, evlilik kurumundan bazı arkadaşlar.
Les chunins tués ne portaient pas la pierre sacrée.
Chun-hon'un Kutsal Taşı öldürdüğümüz Chuneen'lerde yoktu.
Mais Maître Chun-hon, je ne suis qu'un disciple.
Efendi Chun-hon. Ama ben sadece bir çömezim.
Maître Chun-hon, donnez-moi votre force.
Efendi Chun-hon, bu gücü bana verin.
Si seulement j'avais la pierre sacrée, il n'y aurait plus de victimes.
Şayet Chun-hon'un Kutsal Taşını ele geçirirsem, artık hiç kurban olmayacak.
C'est quoi la pierre sacrée?
Chun-hon'un'Kutsal Taşı'nedir?
Michelle Fields... vous avez été inculpée de dégâts matériels... vol, incendie volontaire, outrage à la pudeur... HON.J UGE DES SPORTS et d'être une agace-pissette sans fin.
Michelle Fields, özel mülkiyete zarar vermekten suçlanıyorsunuz hırsızlık, kundakçılık, teşhircilik ve yarrak manyaklığı
- La bière est chaude, Hon.
- Bira ısınmış tatlım.
Oui, " Hon.
Evet. " Onr.
Hon...
Ah...
- C'est la rue Jiahan.
Burası Ka-Hon alanı.
Hon?
Hayatım?
Balthazor, mon canard, j'ai réfléchi à la décoration de la maison.
Balthazor, hon bun, evi nasıl dekore edeceğimizi düşünüyordum.
Je t'en remets un, hon?
- Doldurayım mı, tatlım?
Faut partir, ma belle!
Hon, gitmelisiniz.
- Attends un peu, ne les souffle pas encore. Chérie passe moi la caméra. Je vais vous filmer en train de souffler.
Hon, kamerayı bana ver ve sizi mumlara üflerken çekeyim.
Hon-honnêtement.
Gerçekten.
Salut Hon. Whitney :
- Selam tatlım!
CI-GÎT LA DÉPOUILLE DE L'HON. JUGE HOPKINS, mort à 70 ans le 22 août 1712
SAYIN YARGIÇ HOPKINS'İN NAAŞI BURADA YATMAKTADIR ölüm 22 ağu 1712 yaş 70
Encore du café? Hon!
Kahve?
Pourrais tu essayé la chambre de Stevie a nouveau?
Hon, Stevie'nin salonunu tekrar bir dener misin?
Hon... Oh, no, tu dois au moins me laisser essayer.
- Hayır, hiç değilse bir deneyeyim.
Siao-hong.
- Siu Hon.
Chérie?
Hey, hon...
J'étais arrivé la veille par avion.
Ben, uh... geçen gece rastladım. Hon Gai'de.
Shel, hon?
Shel, tatlım?
Hon?
Tatlım?
- C'est tout droit, puis à droite.
Ka-Hon alanı. - Doğru. - Doğru.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]