Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Hors
Hors Çeviri Türkçe
19,748 parallel translation
En payant nos impôts, nous finançons des médicaments contre le cancer hors de prix pour que les médecins puissent offrir un lifting à leur femme
Çünkü benim gibi vergi mükellifleri hayvan gibi pahalı kanser ilaçlarını doktorlar karılarına yeni bir yüz alabilsin diye destekliyor.
L'Alibi sert aux travailleurs réguliers uniquement, donc toi et tes potes à chignon pouvez amener vos culs de privilégiés aux toilettes hors de prix en bas de la rue.
Alibi sadece işçi sınıfına hizmet ediyor. Sen ve topuzlu arkadaşların ayrıcalıklı kıçlarınızı aşağı mahalledeki pahalı tuvaletlere sokabilirsiniz.
Si j'achète cette maison, il est hors de question que tu reviennes vivre sous mon toit.
Eğer evi geri alırsam benim çatım altında kalmana hiçbir imkan yok.
C'est hors de question.
Unut izin işini.
J'étais énervée et hors de moi.
- Kızgındım. Üzgündüm.
Vous la connaissiez, c'est pour ça que je suis là, pourquoi je suis hors de la liste d'attente.
Annemi tanıyordun, bu yüzden buradayım yedek listesinden bu yüzden çıktım.
J'ai pris l'avion jusqu'ici. J'espérais faire mieux que manger de la nourriture d'hôtel hors de prix.
Bunca yol geldim, kazık otel yemeğinden daha iyi bir plan yaparız demiştim ama.
Un meurtrier présumé était chez vous hier soir et vous étiez hors de la ville.
Çünkü dün gece evinizde cinayet girişimi oldu ama ilginçtir şehir dışındaydınız.
Uh, me prendre hors tous les futurs envois, aussi. Au revoir.
Daha fazla e-posta almazsam iyi olur, güle güle.
Ça devient hors de contrôle.
Kontrolden çıkıyor.
Toute cette histoire est hors de contrôle.
Her şey kontrolden çıktı.
Celui resté hors d'atteinte de Genghis?
Cengiz'in ulaşamadığı?
- Hors du commissariat.
- Merkezin dışında.
Relier nos utilisateurs hors salon public.
Kullanıcıları açık sohbet dışına bağlayacaksınız.
Hors mariage?
Evlenmeden hem de?
Hors de question que tu l'épouses.
Onunla kesinlikle evlenmemelisin.
Ce fut une opération hors-livre, et je suis juste un stagiaire.
Gayrı resmi bir operasyondu ve ben sadece bir öğrenciyim.
La vie peut tourner hors de contrôle à la baisse d'un chapeau.
Hayatta olaylar bir anda kontrolden çıkıverebilir.
Je vais tenir hors dire le directeur pendant 24 heures, mais il y a une condition, non négociable. Je suis en charge de l'enquête.
Direktöre, 24 saatliğine birşey söylemeyeceğim, ama sorgusuz sualsiz bu soruşturmanın yetkilisi benim.
Il suffit de garder cette Wyland femme hors de ma vue.
O Wyland denen kadını benden uzak tut yeter.
C'est ton boulot de rester hors de mon chemin, dans les opérations.
senin işin aşağıda biryerlerde, gözümden uzakta kalmak.
Il n'y a aucune raison que Natalie ait fait quelque chose comme ça, donc elle ne l'a pas fait, donc j'ai dû considérer l'horrible possibilité que toi, instable, hors de contrôle, paranoïaque Alex Parrish,
Natalie'nin böyle yapması için hiçbir sebep yok, Bu da demektir ki, bu yüzden sen olduğun ihtimalini düşünmem gerek, dengesiz, kontrolden çıkmış, paranoyak Alex Parrish,
Elle est venue à moi, hors de contrôle.
Delirmiş gibiydi. Hala saldırıda
Je suis tellement hors-jeu là.
Şimdiden oyunun dışında kalmış gibiyim.
Diane, VIM ne tient plus qu'à un fil et reste la tête hors de l'eau grâce à des clients comme Sextina.
Diane, VIM zaten pamuk ipliğine bağlı ve Sextina gibi müşteriler sayesinde ayakta.
Hors de ma vue!
Alın şunu gözümün önünden.
Hors de question que tu prennes ce bus!
Bu aptal otobüse binip oraya gitmeyaceksin.
Tout est hors de contrôle.
Her şey çığırından çıktı artık.
Oui, mais on doit encore sortir Jocelyn hors de là.
- Ama yine de Jocelyn'i oradan çıkaracağız.
Luke vous veux toi et Jocelyn hors d'ici.
- Luke, Jocelyn'le dışarıda olmanı istiyor.
Garcia, hors de question.
Böyle bir şey olmayacak Garcia.
Hors de ma vue et restes hors de ma vue jusqu'à ce que Huntress ai ce qu'elle veut.
Bir deliğe gir ve oradan çıkma ta ki avcı istediğini alana kadar.
Ils font des coupons familiaux hors-saison oui.
Sezon harici aile gezisi kuponları var aslında.
Je détesterais commencer cela avec toi... Complétement hors de ça.
Seninle başlamak istemezdim.
C'est hors de contrôle.
Her şey çığırından çıktı.
Maintenant avec tous les dignitaires qui arrivent pour le mariage, maman doit être hors d'elle.
Düğüne gelen yüksek rütbeli kişiler yüzünden annem heyecanlanacaktır.
Je vous apporterai ce qu'il reste des affaires de Camille, mais lui parler est hors de question.
Size Camille'ın eşyalarını getiririm ama konuşmanıza izin vermem.
J'ai extrait Robyn et l'ai tirée hors du danger, et j'ai dû ensuite lui faire garroter sa jambe avec mon écharpe pour stopper le saignement.
Robyn'i oradan çekip çıkardım, onu güvenli uzaklığa bıraktım, ve sonra da şalını kullanarak bacağındaki yaraya turnike yaparak kanamayı durdurdum.
Quelqu'un d'autre l'a tiré hors de la voiture.
Başkası onu araçtan çıkartmış.
Et Linda était hors de la ville, donc j'ai dit à Robyn que j'allais voir Linda à son travail.
Linda şehir dışındaydı, bende Robyn'e Linda ile bir buluşma ayarladım.
c'était pour protéger James de tes actions car tu es hors de contrôle.
James'i senden kurtarabilmek içindi. Kontrolünü kaybetmiştin.
Je veux dire une magie hors du commun.
Yani gerçek bir şey, sağlamlarından.
Swag. Assez bien pour t'échanger hors de l'emprise de Marina?
Marina'nın özgürlüğünü takas etmesine yetecek kadar iyi mi?
Tu tentes de garder ça hors de mes affaires.
- İşime salça olmamak isteyebilirsin.
C'est hors de question.
Bunu hayâl edemem.
Il en est hors de question.
Mümkünü yok, olmaz. Hayâl bile etme.
Piper bonne, mais elle ne pouvait pas garder son visage hors toutes les images de la sécurité.
Piper iyi ama tüm güvenlik kameralarından yüzünü gizleyememiş.
C'est hors de propos.
Bu konu dışı.
Hors de question.
Hayatta olmaz efendim.
Je le gardais hors-ligne.
Onu kapalı tutuyordum.
Je pourrais sauter hors de la voie.
Merminin önünden çekilebilirim.