Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Illusion
Illusion Çeviri Türkçe
1,962 parallel translation
Mais à présent que tout n'est qu'illusion, Le voici déjà en train de fondre
Bunun sonsuz bir yalan olduğunu öğrendiğimde gerçek aşkım eriyecek.
L'illusion qu'être père installe un geyser permanent d'amour inconditionné...
Bir çocuğun babası olmanın verdiği kalıcı koşulsuz sevgi kaynağının hayali...
Si vous l'aviez, le charme serait rompu, et tout n'est qu'illusion, tu vois?
Çünkü eğer elinde senaryo olursa illüzyon bozulur. Bütün oyun bir illüzyon. Anladın mı?
C'est juste une illusion, Jasmine.
Bu sadece bir ilüzyon, Jasmine.
Mais l'impression de vide n'est qu'illusion.
Ancak bu boşluk hissi, Sadece bir yanılsamadan ibaret.
Ce n'est qu'une illusion fabriquée par ce jeune garçon. On ne peut la recréer.
Fakat şu çocuk tarafından yaratılmış bir hayalden başka bir şey değil bir daha var olmayacak bir kılıç.
C'est une illusion.
O senin hayal gücün.
Fais-moi confiance. Maintenir l'illusion de loyauté est beaucoup plus efficace que d'admettre qu'on a une faille.
İnan bana, sadakat illüzyonunu sürdürmek hatanı kabul etmekten çok daha işlevseldir.
L'illusion est brisée.
Hayallerin suya düştü değil mi?
Du moins l'illusion de sa liberté.
Ya da özgürlük hissini.
Et le réchauffement climatique qui est une illusion diabolique créée par l'EPA qui étrangle les ours polaires à main nue.
Ve ortada çok büyük bir küresel ısınma sorunu var ki bu EPA tarafından yaratılmış büyük şeytani bir yalandan ibaret. Aynı EPA kutup ayılarını kendi elleriyle boğazlıyor.
# Vœu, vœu, vœu, vœu # # Ou es-tu une illusion d'optique provoquée # # Par une femme assise sur un rocher, tenant la moitié d'un poisson?
# Ya da kayanın üstünde oturan # # yarı balık bir kadının ilizyonu musun?
C'est une illusion.
Eskiden onunla yaşıyordum.
Croire que dormir en bas c'est beaucoup mieux que par terre, c'est une illusion.
Alt katın zeminden daha iyi olduğunu düşünmek de tam bir yanılsama.
Non, c'est une illusion.
Hayır, bir göz yanılması değil.
Votre père m'a dit que vous avez l'illusion d'avoir des pouvoirs magiques.
Baban sihirli güçlerin olduğunu sandığını söyledi.
Elles donnent une confortable illusion qu'il y a un sens.
bu, istekden doğacak rahatlık veren bir aldanma sağlar.
Une illusion.
Bir illüzyon, ha?
Il suit sans difficulté l'illusion de Miria.
Bu adam Miria'nın illüzyonlarını kolayca fark ediyor.
On dirait que cette fois, ce n'était pas une illusion.
Görünüşe göre bu seferki illüzyon değil.
Est-ce juste une illusion?
Yoksa sadece bir yanılsama mıdır?
Mais chimère veut dire illusion ou une fantaisie.
Chimera hayal anlamına gelir.
Un pantalon n'est qu'une illusion.
Pantolon bir yanılsamadır.
Ça donne l'illusion que l'histoire avance.
Hikayenin ilerlediği izlenimini oluşturur.
- Oui. Tu veux égratigner cette jolie illusion que tu t'es créée?
Kendin için yarattığın bu güzel büyüyü bozmak mı istiyorsun?
Et d'un seul coup, l'illusion était rompue.
Ve böylece, büyü bozulmuştu.
Nom de dieu, vous êtes la chose réelle... Nous sommes l'illusion!
Tanrı aşkına, sizler gerçeksiniz, hayali olan biziz!
La vie n'est qu'une illusion.
Hayat bir oyundur.
Ou est-ce que vous faites seulement semblant de ne pas voir que cette femme n'est qu'une illusion?
Bu kadının bir maskara olduğunu bilmiyor musun yoksa farkında değilmiş gibi mi davranıyorsun?
Vous semblez caresser l'illusion que je...
Yanılgı içinde görünüyorsunuz. Şunu bilin ki...
Au pied des dunes, quelques baraques donnent l'illusion d'un village fantôme du Far West.
Kum tepelerinin aşağısında uzanan birkaç ev Vahşi Batı'nın hayalet bir kasabası gibi duruyor.
Je ne les ai pas vraiment faits, je les ai plutôt emballés et mis sur l'assiette pour donner l'illusion...
Onları çok fazla kaplamadan tabağa koydum çünkü illüzyon gibi gözükmesini istedim...
Si tu veux donner l'illusion que tu n'es pas complètement démente, tu suis mon conseil là-dessus. D'accord?
Şimdi, eğer tamamen deli olmadığını göstermek istiyorsan uyarılarıma kulak vermelisin, tamam mı?
La civilisation n'est qu'illusion, faux-semblants.
Uygarlığın bir yanılsama olduğunu söylüyorum, bir rol yapma oyunu.
C'est une illusion.
Ama hepsi yanılsama.
C'est une folle illusion de renouveau qui apparaît au dernier moment, juste avant la mort. "
Bu ölümden hemen önceki yenilenmenin baş döndürücü illüzyonu. "
Maniaco-agressive. Ceux qui donnent l'illusion d'être gentils.
Sana gerçekten dostunmuş gibi davranan biri.
Je sais que c'est une illusion, un rêve.
Bunun bir rüya olduğunun farkındayım.
L'illusion cosmique.
Kozmik hayal.
Et crois-moi, à ton âge, l'amour est une illusion.
İnan bana. Senin yaşında, aşk, hayaldir.
- Qu'en fait, la promesse qui nous unit... n'est rien de plus qu'une folle illusion.
Aramızda olan şey bir hayalden başka bir şey değil.
Cet amour n'était qu'une illusion.
Hepsi bir hayaldi.
Les jeunes gens que nous étions ont disparu et... ce n'était qu'une illusion.
Artık gençliğimizde olduğumuz insanlar değiliz. Hepsi bir hayaldi.
L'équipe à trouvé Charles Fineman victime de sévères symptômes de désorde de stress post-traumatique ainsi que des tendances à l'illusion et une incapacité de fonctionner de manière adulte normale.
Hastane yönetimi, Charles Fineman'ı, travma sonrası stres düzensizliğinin, keza buna bağlı olarak kuruntuya olan eğiliminin ve normal bir yetişkin tarzına uyan işlevlerde bulunma hususundaki yetersizliğinin kurbanı olduğu kararına vardı.
... une illusion, un rêve.
... illüzyon, ya da rüya.
Ce que j'ai pris pour une réalité n'était qu'une illusion.
Gerçek sandığım şey bir hayalmiş.
L'argent, le pouvoir, c'est une illusion.
Para, güç, bunlar birer yanılsama.
C'est une illusion.
Bu bir ilüzyon.
L'amour n'est qu'illusion.
Aşk sadece bir hayal.
Ne te fais pas d'illusion.
Unut gitsin.
L'illusion?
Sanmak mı?