English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Interpol

Interpol Çeviri Türkçe

851 parallel translation
À la Police internationale.
- Kontrol için Interpol merkezine gidiyoruz.
Un autre personnage peut-être. Assis, non loin de là, l'ennemi juré de Rick, l'inspecteur, euh, Gillette d'Interpol. Je sais!
Yeni bir kişi belki.
lnspecteur Gillette d'Interpol. Appel à toutes les voitures.
lnterpol'den Gillette, devriye arabalarına sesleniyorum.
Ne m'appelez pas Monsieur le Commissaire.
Asla söyleme. Unutma, Interpol'ün polisleri bilim adamlarını korumak için yan odadalar.
Mais qu'est-ce que vous faites?
Bunlar Interpol'den!
L'lnterpol est électrocuté.
- Interpol'ü elektrik çarptı. - Sevgilim, aşkım! - Hayır, hayatım.
Surveillez leurs mouvements. J'appelle Interpol.
Bütün hareketleri bildirin İnterpol'e haber vereceğim.
- Inspecteur Morand... avec Interpol.
- Ben Müfettiş Morand... lnterpol'den.
J'espère qu'Interpol est maintenant satisfait.
Umarım İnterpol memnun olmuştur, Müfettiş.
Si vous ne croyez pas que je suis membre d, Interpol, demandez-leur.
İnterpol'de görevli olduğuma inanmıyorsan gidip kendin sorabilirsin.
Cet escroc est le lieutenant Morell d, Interpol. Mais vous, qui êtes-vous?
Tutukladığınız kişi, İnterpol'den Yüzbaşı Morell.
Maintenant que Scotland Yard et Interpol ont fait la paix, je vais peut-être pouvoir manger en paix.
Scotland Yard'la İnterpol'ün aralarında anlaştıklarını sanıyordum belki bunun için biraz daha çalışmak gerekecek öyle değil mi Dedektif?
Nous avons une piste d'Interpol.
Interpol'den aldığımız bir ipucu var.
John Stanley, Interpol.
- John Stanley, Interpol.
Interpol doit chercher qui Lisa allait rejoindre à Tokyo.
Siz Interpol olarak kadının Tokyo'da kiminle buluşmaya niyetlendiğini araştırmalısınız.
Interpol n'a rien à dire?
Interpol'un söyleyecek bir şeyi yok mu?
Démasquer l'assassin ne relève plus d'Interpol.
Sanırım katili bulmak artık Interpol'un işi değil.
Voici un compte-rendu d'une enquête de Scotland Yard et d'Interpol.
Başlayalım. Scotland Yard ve Interpol'ün buldukları şöyle :
Vous êtes fiché à Interpol.
Çünkü Interpol'den dosyanı aldım.
Je suis fiché à Interpol.
Interpol'de dosyam var.
Les flics de l'Etat. Il me semble même voir deux types d'Interpol.
Resmi görevliler var ve hatta sanırım Interpol'den iki kişi gördüm.
Nous pouvons comparer un portrait robot avec les fichiers de la Sûreté, d'Interpol, de la CIA, du Mossad...
Birinin fotoğraflarını elde ettikten sonra bunu Sûreté, Interpol, CIA ve Mossad'ın dosyalarıyla karşılaştırabiliyoruz...
Vous allez passer un télex à Interpol, Bogotà.
Bill. Bogota'daki Interpol'e telex çekmeni istiyorum.
Interpol a ta photo maintenant, et ça, c'est stupide.
Interpol'de bir fotoğrafın var artık. Ve bu çok aptalcaydı.
Des experts européens, Interpol, sont chargés des opérations. Financement fédéral.
Avrupa'dan uzmanlar lnterpol, Federal fon ile bağlantı kurma işini organize etmeye yardımcı olacaklar.
Liaison par télex avec Interpol et toute l'Europe occidentale.
Doğrudan teleks... Paris Interpol ve tüm Batı Avrupa'ya.
Nos informations, fournies par le réseau informatique d'Interpol, l'indiquent.
Interpol'ün bilgisayar bankasından gelen en son bilgiler bunu destekliyor.
Je ne pouvais pas y croire. Mais je viens de recevoir un télex d'Interpol.
Ben de inanamıyordum....... ta ki bu gece, İnterpol'in çektiği telekse kadar
Je suis intrigué. Pourquoi Interpol se mêle-t-il d'un banal vol de bureau?
Doğrusu biraz şaşırdım Interpol sıradan bir şirket soygununa neden el atmak ister?
Je ne suis pas Krebbs et je ne viens pas d'Interpol.
Bay Wellman benim adım Krebbs değil ve Interpol'de de çalışmıyorum.
Les forces de police et Interpol ont décidé d'apporter une collaboration totale.
Polis kuvvetleri ve Interpol birlikte çalışıyor.
Interpol nous a signalé un trafic de fausse monnaie sur Hong Kong et sa région.
Sahte para operasyonu karargâhının buraya taşındığından Interpol'in haberi var.
Nous avons renforcé la sécurité dans nos ambassades... nous coopérons avec Interpol et les autorités françaises... pour traquer Carlos dans le monde entier.
Yabancı konsoloslukların güvenliğini arttırdık. İnterpol ve Fransız yetkililerle işbirliği içinde Carlos'u arıyoruz.
Interpol, ils vous cherchaient, mein Herr.
İnterpol, seni arıyordu mein Herr.
Quiconque a la moindre information doit appeler Interpol.
Bilgisi olan herkesin, İnterpol'a ait özel bir numarayı araması gerek.
Interpol tente de le coincer depuis 20 ans.
Evet. - Ya yalnız, ya da Carlos'la beraber.
Il veut le reste de l'argent dans 48 heures ou il donnera votre nom à Interpol et vous ne pourrez pas revenir en Europe.
48 saat içinde parayı alması lazımmış. Yoksa ismini Interpol'e bildirecek. Bir daha Avrupa'ya gelmeyeceksin.
Interpol est prévenu.
Interpol'e haber verdik.
Vois aussi le fichier d'Interpol.
Eyalet ve Federal'e gönder, yapabilirsen Interpol'e de.
Mr. Kumaguy a un casier à Interpol aussi long que le bras... et il a aussi 3 balles dans la nuque.
Adamın Interpol'de kabarık bir dosyası ve kafasının arkasında üç kurşun deliği var.
Interpol nous a envoyé le dossier de Josie.
- Interpol'den Josie'nin dosyası geldi.
Interpol a besoin d'un Super Cop maintenant.
İnterpol "süper polis" arıyor.
Si vous ne pouvez pas lui demander, alors j'irai voir Interpol pour leur dire que personne dans la Police Royale de Hong Kong ne peut faire ça, ok?
Bunu yapmazsan interpol'e Kraliyet polisin beceremeyeceğini söylerim.
Je pensais à la mission d'Interpol.
İnterpol'u kastetmiştim.
Le Superintendent Yang d'Interpol prendra des dispositions pour vous.
İnterpol'den üst polis subayı Yong size açıklar.
Camarade, je suis le Superintendent d'Interpol Yang Jian-hua.
Yoldaş, ben interpolden Baş Komiserim.
- C'est l'Interpol, c'est l'Interpol.
Interpol!
Renseignements généraux?
ama bunu biliyorsundur Interpol, CIA.
On m'a dit que vous étiez bien au-delà de la police ou d'Interpol... et que je devais vous retenir... pour que quelqu'un vous identifie.
- Konuşmanız gereken kişi ben değilim. - Kim? Bankanın sahibi.
Appelle Peter. Vois s'il a du nouveau pendant que je me change.
Polis ve İnterpol'un baş edemeyeceğini söyledi.
Je suggère qu'on lui envoie un signal pour le faire venir.
İnterpol 20 yıldır denedi ve başaramadı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]